KOMİSYON KONUŞMASI

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dün bilgilendirildik, bugün burada sonuçlandıracağız, Komisyon kararını verecek ve Genel Kurula inecek bu yasa, kanun teklifi olarak. Böyle bir kanun yapma sürecini onaylamak kesinlikle mümkün değil. Yani artık kanunlar hep bu şekilde, böyle "fast food" gibi hızlı bir şekilde ve parmak üstünlüğüne bağlı olarak, bir çeşit parmaktokrasiyle bu halka dayatılıyor. Bu meseleyi sadece, iki ülke arasındaki bir anlaşma, bir mutabakat, ne deniyor, mutabakat muhtırası olarak ele almak mümkün değil. Bunun Türkiye halklarına faturalarını bütünlüklü olarak tartışmak gerekiyor ve bunu tartışacak olanlar sadece bu Komisyonun etrafındaki insanlar olamaz. Bunu toplumun da halkın da tartışması gerekiyor. Biz, çatışmalı bir ortamda, kendi içerisinde çatışma olan bir ülkede, taraflardan bir tanesiyle bir anlaşma yapıyoruz. Yani bu... Hep şöyle bir şey söyleniyor burada: "Birlik ve beraberlik içerisinde kararlar aldık." Biraz da bizler yok sayılarak. Çünkü burada gerçek anlamda bir muhalefet yaptığımızı da düşünüyoruz. Yani her zaman "birlik ve beraberlik" söylemi doğru bir söylem değildir. Biz burada "birlik ve beraberlik" söyleminin gerekli olduğunu da düşünmüyoruz çünkü burada çıkarların tartışılması gerekiyor ve halkın, emekçilerin çıkarlarının burada ifade edilmesi gerekiyor. Emekçilerin, halkın çıkarlarını ifade edenler ile savaş politikalarını, çatışma politikalarını besleyenlerin, silah tüccarlarına, tröstlerine hizmet eden anlayışlarla ya da yeni Osmanlıcı maceralarla dünyayı okuyan ve böyle kararlar etrafında hareket eden anlayışlarla ortaklaşmak farklıdır ve farklı olmalıdır. Burada birlik ve beraberlik mümkün değildir yani siz, eğer Türkiye'nin bütçesinin önemli bir kısmını, içine girdiğiniz bu yeni Osmanlıcı maceralarla, savaş için ayırdığınız bütçe payını sürekli olarak artırırsanız, o zaman asgari ücreti daha farklı tartışırsınız ve sağlık politikasını, eğitim politikasını bambaşka tartışırsınız, ülkedeki ekonomi bambaşka bir noktaya gider. Bizim gördüğümüz, sürekli olarak, dışarıda bu maceracı politikalar takip ediliyor ve gerçekten de Libya-Türkiye mutabakatı bu anlamıyla içerisinde yeni sorunlara, yeni savaş politikalarına kapı açacak pek çok problem taşıyor. Yani bir anlaşmayla karşı karşıya değiliz, aslında problem üreten bir mekanizma bugün getirilmiş ve önümüze konmuş durumda. Siz bunu o kadar hızlı bir şeklide kanunlaştırmaya çalışıyorsunuz ki demokratik muhalefetin harekete geçmesinin, tepkilerini ortaya koymasının, tartışmasının ve siyasi mekanizmalar üzerinde de Parlamentoya etkide bulunmasının önünü kesen bir yasa yapma tekniğiyle hareket edildiğini burada görüyorum ve bunu eleştiriyorum.

Bakın, burada Türkiye bir karar alacak ama etraftaki bütün o komşular Türkiye'nin karşısında, bizim karşımızda bir blok olarak davranacaklar ve böyle bir konumlanmayı biz burada jet hızıyla geçirerek kanunlaştırıyoruz. Nasıl olsa saray karar vermiş, böyle bir şeye kararı verdi. Tek adam rejiminin işleyişi...

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Sayın Kemalbay, bakın, dünkü toplantı... Sözünüzü...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - ...prosedürü bu şekilde...

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Müsaade eder misiniz...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Buyurun.

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Dünkü toplantıda bir anlayışa vardığımızı düşünüyorum. Burada tekrar, Dışişleri Komisyonunda kullanmayı arzu etmediğimiz tabirlere geçerseniz, o zaman iki toplantı önceki gündeme geri döneriz.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Ama bu bir sansürcü anlayış değil mi Sayın Başkan? Siyasi ifadelerimize nasıl müdahale edebilirsiniz?

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Sayın Kemalbay, bakın, bazı kelimeleri bu Komisyonda kullanmama teamülümüz olduğunu Sayın Oruç biliyor, siz yoktunuz. Yani bunları çeşitli platformlarda dile getirebilirsiniz ama burada tekrar böyle bir şeye başlama niyetiniz olduğunu sezinliyorum, lütfen bunu devam ettirmeyin bu şekilde.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Herhangi bir şeye başlamıyorum.

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Ayrıca bir şey daha söyleyeceğim yani sözünüzü kesiyorum ama...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Kesiyorsunuz, evet.

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Kesiyorum çünkü bakın "parmaktokrasi" diye bir tabir kullandınız. Benim önümde sizin Grup Başkan Vekiliniz Sayın Saruhan Oluç'un imzası olan bir Danışma Kurulu kararı var ve bu kararla bu Komisyonumuza bu anlaşma havale edildi ve büyük bir ihtimalle Genel Kurulda da bu şekilde yürüyecek. Yani "parmaktokrasi" derken, sizin partinizin içinde de başka parmaktokrasi deneyimleri var, o zaman onu da dikkate alın. Yani çok haksızlık ediyorsunuz. Dün burada bu anlaşmayla ilgili bir buçuk saat bilgi verdik, daha gelmeden. Ama sonradan bir değerlendirme yapıldı ve bütçe görüşmeleri nedeniyle Meclisin yaklaşık on gün süreyle başka bir kanun teklifini görüşemeyeceği, sonra da bir haftalık tatil dönemi, çalışmama dönemi olacağı için, son gün olduğu için bugüne aldık. Bunda hiçbir kötü niyet yok ve bütün grupların imzası olan bir kararla alındı. O açıdan çok rica ediyorum yani... Komisyonumuzu başka bir görüntü içine sokmanıza da ben Başkan olarak izin vermem.

Buyurun, devam edin.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, ben burada görüşlerimi ifade ediyorum ve Parlamentonun genel pürmelaline bakarsak, aslında ifade ettiğim kavramın da yerli yerinde olduğunu görürüz.

Şimdi, örneğin, bu Trablus Hükûmeti, İhvancı Trablus Hükûmeti Libya'yı temsil ediyor mu, temsil etmiyor mu, bu bile tartışma konusu iken bu noktalara anlaşmaların getirilmesi ve Türkiye halklarının burada belirsiz bir süreç içerisinde, gerilim ve çatışmayı besleyecek böylesine bir anlaşma içerisine sokulmasını doğru bulmuyorum. Bu konunun tartışıldığını da söyleyemeyiz, kamuoyunda tartışıldığını da söyleyemeyiz. Yani sizin burada çok steril bir Komisyon toplantısı yapma çabanız Türkiye'deki demokrasi tablosunu, karnesini ne yazık ki iyileştirmiyor. O açıdan da ben kavramlarımda da herhangi bir sorun görmüyorum.

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Sayın Kemalbay "steril" tabiri de yanlış. Sekiz senedir burada, hiçbir komisyonda görülmedik ölçüde herkese söz veriyorum.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Ama siz hep bana cevap veriyorsunuz. Böyle tartışılmaz ki.

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Veriyorum ama bakın, siz başka bir yere götürüyorsunuz.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Başkanım, izin verin bitirsin.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Ben bir yere götürmüyorum. (Gürültüler)

MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Bir kere de güzel bir şey söyleyin!

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Götürüyorsunuz ve ben buna izin vermeyeceğim. Bu sefer ben izin vermeyeceğim.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Ben bu yönteme itiraz ediyorum, bu yöntemi doğru bulmadığımı söylüyorum.

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - İtiraz edebilirsiniz ama ben de Başkan olarak size müdahale etme ihtiyacını hissediyorum.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Ama buna hakkınız yok ki Sayın Başkan! (Gürültüler)

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Başkan olarak hakkım var; İç Tüzük'ü açın, okuyun, Başkan olarak hakkım var.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - İşte bu da zaten demokrasinin zavallı hâlini gösteriyor. Böyle bir şey olabilir mi?

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Kifayetimüzakere derim, keserim...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Böyle bir şey olabilir mi?

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - ...ondan sonra oylamaya da sunabilirim yani.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Kesin o zaman.

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Yok. Sayın Kemalbay, siz de...

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Sayın Başkan, bir sözünü bitirsin.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Benim sesimi kesin o zaman, ben konuşmayayım o zaman.

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Konuşmayın, o sizin takdiriniz.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Konuşmayayım, öyle mi? Yani ben burada bir halkı temsil ediyorum, siz, bana Başkanlık statüsüyle müdahale edemezsiniz.

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Siz bence, Grup Başkan Vekilinizle önce bir konuşup tekrar bir gelin, ona bir danışın.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Grup Başkan Vekilimizin...

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - "Parmaktokrasi" kelimesini de ona bir telaffuz edin lütfen.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Bakın, ben "parmaktokrasi"yi burada ilk kez ifade etmiyorum, Genel kurulda da ifade ettim ve Genel Kurulda kanunlar oylanırken olan tabloyu ifade ettim.

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Neyle oylayacağız? Neyle oy kullanacağız? Ayaktokrasi mi?

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Ali Bey...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Demokrasi sadece sandık değildir ve demokrasi, sadece oylamayla da olmaz. Demokrasi, ancak bu meselelerin halk arasında tartışılmasıyla, kamuoyunda tartışılmasıyla, olgunlaşmasıyla olur.

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Bu konuda konuşacak siz misiniz?

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Söz vermeden kimse konuşmasın lütfen.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Siz insanların demokratik haklarını, bir basın açıklaması hakkını bile kullanamaz hâle getirmişsiniz sokakta, burada da bizim sesimizi kesmeye çalışıyorsunuz; buna da "demokrasi" diyorsunuz. Elbette ki bu demokrasi değil. Bu, ancak olsa olsa parmaktokrasi olur.

BAŞKAN VOLKAN BOZKIR - Buyurun devam edin.

Konuyla ilgili olarak görüşlerinizi dinlemeye devam edebiliriz. Bittiyse başkasına söz vereceğim.

Buyurun.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sonuç olarak, ben, bu yasa yapma yöntemine, tekniğine itiraz ettiğimi söylüyorum.

Libya'daki anlaşma yapılan tarafın temsiliyetiyle ilgili olarak ciddi bir sorun olduğunu ve... Türkiye, bu şekilde Libya'nın iç sorunlarına da, aynen, Suriye'de nasıl ki Suriye savaşına, çatışmasına müdahil olmuştur ve IŞİD ve onun uzantısı unsurlarla birlikte, emperyalist güçlerin bölgede yaptığı paylaşım savaşımının içerisine bir şekilde girdiyse Libya'da da aynı şekilde davranma eğilimleri ortada görülmektedir. Bu da Türkiye'nin savaş politikalarına kendisi angaje etmesi anlamına gelmektedir.

Bu sebepten dolayı da ben hem kamuoyunda tartışılmamışından olmasından kaynaklı olarak hem de bu gerekçelerle burada itirazımı söylemek istiyorum.