KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; usulle ilgili söz aldığımda da belirttim; normalde, normal zamanda bütçe görüşmeleri sırasında hiçbir şekilde bir kanun görüşmesi yapılmaz, çok olağanüstü olması lazım. Şimdi, biz, bütçe görüşmeleri tamamlanmadan bunu yapıyoruz ve eğer biz burayı bitirirsek Komisyon olarak, anladığım kadarıyla cumartesi günü de Meclis toplanacak, Genel Kurul toplanacak, bu teklif Genel Kurulda görüşülecek, geçecek, yasalaşacak. Çok acele, çok kısa bir zamana sığdırılmış bir görüşme yapıyoruz.

18 madde, biz sözcüler olarak sabahleyin görüştüğümüzde ilave 1 madde daha geldi, 19 maddeden oluşuyor teklif. Fakat anladığım kadarıyla, özellikle bu 2, 3 ve 9'uncu madde dolayısıyla getirilmiş bir teklif, diğerlerinin çok fazla acelesi yok. Bu 2, 3 ve 9'la ilgili olarak Sayın İbrahim Kaboğlu Hocam, grubumuz adına açıklamalar yaptı. Bu konuyla ilgili hakikaten muğlaklığın giderilmesi, çok net olunması lazım. İlgili madde sırasında ben de konuşmak istiyorum ama özellikle -burada da ilgili arkadaşlar var- 3 farklı kurumun yani Millî İstihbarat Teşkilatının, İçişleri Bakanlığının, Emniyet Genel Müdürlüğünün ve mülki idare amirlerinin yapacakları, yaptıkları soruşturmaların aynı nitelikte olması lazım. Yani aynı konuyla ilgili farklı yerler tarafından yapılan soruşturmaların farklı nitelikte olmaması lazım, bir standardı olması lazım en azından ve Anayasa Mahkemesinin de talep ettiği gereklerin karşılanması lazım.

Değerli arkadaşlar, sıkıntılı bir dönemdeyiz. Sizler iktidarı destekleyen milletvekilleri olarak -iktidar değilsiniz artık- sık sık ifade ediyorsunuz, dış güçlerin işimize karıştığı, baskı yaptığı... İşte bugün bakıyorum dolar 5,92 olmuş, geçen hafta hatırladığım kadarıyla 5,78'lerdeydi yani birkaç gün içerisinde 6 liraya doğru gidiyor. Böyle bir dönemde, Amerika Birleşik Devletleri'nden sözde Ermeni soykırım tasarısının geçtiği, yaptırımların geçtiği bir dönemde, tutuyoruz, böyle bir görüşmeyi alelacele getiriyoruz. Eğer ülkenin sıkıntısı varsa, vatandaşın sıkıntısı varsa, görüşülmesi gereken konular çok farklıdır.

Şimdi genel gerekçeye bakıyorum, deniliyor ki: "Kamu kurum ve kuruluşlarımızın ihtiyaçları ile son dönemde vatandaşlarımızdan gelen taleplerin karşılanması amacıyla..." Kamu kurum ve kuruluşlarımızın o kadar çok ihtiyacı var ki, vatandaşlarımızdan gelen o kadar çok talep var ki bunların çoğu hiçbirisini karşılamıyor ve bunların birçoğu Plan ve Bütçe Komisyonuyla ilgili değil yani bu 18-19 maddeden 4-5 madde bulabildim aslında doğrudan paraya müteallik olan, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi gereken de 5 madde falan var. Nedir? Ne yapıyoruz? Niye böyle yapıyoruz? Yani eğer ülkenin durumu sıkıntılı ise Salih Bey niye böyle yapıyor, anlayamıyoruz bir türlü.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Salih yapıyor bu işleri.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Salih Bey, vatandaşımızdan gelen talepleri karşılayacak teklifleri niye getirmiyorsunuz, kamu kurum ve kuruluşlarımızın ihtiyaçlarını dikkate alarak niye bir düzenleme yapmadınız da bunları getirdiniz?

Şimdi, sabah görüştüğümüzde de birçoğunun bundan sonraki dönemde çıkabileceğini, acil olmadığını gördük çok net olarak. En sıkıntılı konularımız mesela borçlanma, Salih Bey. Borçlanmayla ilgili, borçlarımızın artıyor olmasıyla ilgili, vatandaşın ve kamu kuruluşlarının sıkıntılarıyla ilgili, istihdamla ilgili, 8 milyon civarında işsiz var bu ülkede, bununla ilgili hiçbir şey yok, yapısal reformlarla ilgili hiçbir konu yok yani bunu böyle bir dönemde, aşağıda da bütçe görüşmelerinin olduğu bir dönemde neden görüşürüz, bunları anlamak mümkün değil gerçekten de. Daha gerçekçi davranmamız lazım diye düşünüyorum.

Usul incelemelerinde de söyledim. Bunu yaparken bir taraftan da hem ilgili komisyonların hem de kamu kurumlarının görüşlerini de almadan, yazılı görüşlerini almadan, sivil toplum kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının görüşlerini de almadan bunları getirmişsiniz. Bunların paraya müteallik olanlarının etki analizi de yok.

Mesela, vatandaşlarla ilgili bir konu söyleyeyim, birçok konu var ama. Sayın Başkanım, sabahleyin de söyledim; şimdi, Millî Eğitim Bakanlığıyla ilgili konu, şu, Doğa Kolejleri. Öğretmenler maaşlarını alamıyor, öğrenciler açıkta kalacak. Biraz önce baktım, Millî Eğitim Bakanı, oradaki öğrencilerin kamudaki okullara aktarılacağını vesaire söylüyor. Bu saatten sonra -kendi çocuklarınız olduğunu düşünün, oradaki öğretmenleri düşünün- bir başka okula gitmeleri, aktarılmalarıyla ilgili büyük problem yaşanacak. Mesela, biz bununla ilgili bir çözüm getirebilirdik. Doğa Kolejlerine öğrenciler için bütçeden verilen destek paralarının nereye gittiği, nereye aktarıldığı, bununla ilgili bir inceleme yapılması ve kısa zamanda sonuçlandırılarak, bu paraların talep edilerek bu okulların devamının sağlanması ya da bundan sonrasıyla ilgili bu tür sorunların çıkmaması için gereken düzenlemelerin yapılması ya da daha önce olduğu gibi -ki bu kaldırılmış- Millî Eğitim Bakanlığına özel okulların kurulurken teminat veriyor olması, buna benzer düzenlemeler yapılabilir, sosyal güvenlikle ilgili benzer düzenlemeler yapabiliriz, vergiyle ilgili benzeri acil düzenlemeler var, yapabiliriz. Bunları yapmak varken maalesef -tabii, latife ediyoruz sizinle ilgili olarak söylerken ama- kamunun, yürütme erkinin bunları düşünmeyip de bunları getiriyor olmasını anlamak mümkün değil, hakikaten anlayamıyorum. Yani ülkenin bu kadar acil sorunu var, bu kadar sıkıntısı var ama yürütme erki getire getire bunları getirmiş, bunları anlamamız mümkün değil ve bu gece bitireceğiz, cumartesi günü de Genel Kurulda görüşeceğiz nasıl olacaksa.

Sayın Başkanım, diğer konuları maddelerin görüşülmesi sırasında söyleyeyim.

Çok teşekkür ediyorum.