| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2452) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 18 .12.2019 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teklif 18 madde ancak ağırlıklı olarak 3 madde üzerinde konuşuyoruz. Ben de öncelikle bu konuyla ilgili birkaç hususa değinmek istiyorum. Anayasa'nın 70'inci maddesi çok konuşuldu. Anayasa'nın 70'inci maddesinde "Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez." deniyor. Anayasa Mahkemesinin bu maddeyle ilgili geçmişte de değerlendirmeleri olmuş. Mesela, Anayasa Mahkemesi 1987 yılında verdiği bir kararda Devlet Memurları Kanunu'nun 46'ıncı ve 57'inci maddeleri arasındaki hükümlerin -ki nedir onlar? Devlet memurluğuna alınma, usul, şartlar ve adaylık dönemini kapsayan 11 maddenin- Anayasa'nın 70'inci maddesiyle ilişkili olduğuna karar vermiş. Yine, Anayasa Mahkemesinin 1986 yılında bir kararı var. Burada da Anayasa'nın 128'inci maddesi ile 13'üncü maddesinin birliktelik, bir bütünlük arz ettiğine karar vermiş dolayısıyla eğer bu haklarla ilgili bir bölümse -ki 70'inci madde öyledir- o zaman 13'üncü maddedeki hakların hangi yönde düzenlenebileceği yönündeki Anayasa hükmüyle de ilişkilendirilmesi doğrudur, nitekim Anayasa Mahkemesi bu yönde bir karar vermiş. Bütün bunlara gitmeye gerek yok, aslında tartıştığımız bu yasa teklifine konu olan Anayasa Mahkemesi kararında da zaten 129'uncu maddenin birinci fıkrasından ilişki kurarak Anayasa Mahkemesi güvenlik soruşturmasıyla ilgili bir düzenlemenin esasen yapılabileceğini ifade etmiş. Dolayısıyla burada bir tartışmanın olmadığını değerlendiriyorum. Şuna tabii ki katılırız: Her yasanın mutlaka bir çerçevesinin olması lazım, bunun belirgin olması lazım. Şunu da ifade etmek istiyorum: Yasanın olması, kanunun olması aslında bir güvencedir. Kanun olmadığı takdirde o zaman keyfî uygulamalar söz konusu olur ve toplum için, çalışanlar için, herkes için esas tehlikeli olan da budur diye düşünüyorum.
Bir başka konu: "Siyasi saiklerle bunlar kullanılıyor yahut kullanılabilir." şeklinde değerlendirmeler oldu. Güvenlik soruşturmaları tüm sınav aşamaları bittikten sonra yapılıyor yani işte yazılı sınava giriliyor, kazanılıyor; sonra sözlüye giriliyor, kazanılıyor; işte varsa mülakata giriliyor, kazanılıyor en nihayetinde bir güvenlik soruşturması yapılıyor. Eğer bir siyasi tercih varsa, buna göre bir alım yapıldıysa, zaten güvenlik soruşturması aşamasına kadar onlar yapılmış oluyor. Yani güvenlik soruşturmasının yapılması ile böylesi bir tercih arasında doğrudan bir ilişki kurmak doğru ve mümkün değil diye düşünüyorum.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Her zaman sözlü yok, bazı mesleklerde sözlü var.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Olduğunda yani.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - ALES'e giriyor, KPSS'ye giriyor, kazanıyor, ondan sonra güvenlik soruşturması...
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Şimdi, otuz yıl devlette çalışmış, onlarca komisyon başkanlığı yapmış yani bu süreçleri az çok bilen birisi olarak söylüyorum.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Ben de kırk üç yıl çalıştım, kırk üç yıl...
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Dolayısıyla bunun tek başına şeyle ilişkisi yok; onu ifade etmeye çalışıyorum. Eğer siyasi tercihini kullanacaksa güvenlik soruşturmasına zaten bırakmıyor, belki esas tartışılması gereken orası, mülakatta eliyor yani güvenlik soruşturmasına fırsat bile kalmıyor. Şimdi, bir statü hukukundan bahsettiğimize göre, devlet çalıştıracağı kişilerle ilgili hukuki, mali statüyü belirliyor, buna göre de oraya o şartlara uyanları alıyor, bunları almasının da bu anlamda doğal olduğunu düşünüyorum.
Ayrıca, Türkiye sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Sadece bugün değil, geçmişte de bunlar yapıldı: Kötü uygulamalar, yanlış uygulamalar sadece güvenlik soruşturmasıyla ilgili değil kuşkusuz, her dönemde uygulayıcılardan kaynaklı, devlet gücünü kullananların ihmalinden yahut istismarından kaynaklı olarak bütün bunlar olabilir. Bunlar devleti kötü yapmaz, bunlarla mücadele etmek hepimizin görevidir. Yapılan bu tür düzenlemeler de aslında bunlara hizmet etmek, katkı sunmak amacıyla yapılıyor. Biz açıkçası bu meseleyi bu anlamda değerlendiriyoruz. Şüphesiz uygulamada sıkıntılar varsa ikincil mevzuat da burada önemli, bunlarda da bir standardizasyonun, bir netliğin ortaya konulması gerekir. En nihayetinde tüm bunlar her aşamada yargının denetimine tabidir diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.