KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben gerekçeden başlayacağım çünkü burada maddenin arz ettiği sorun esasen gerekçeyle giderilmeye çalışılmış, bir gerekçelendirme çabası var ve bu çaba da daha çok Avrupa Mahkemesi kararlarıyla desteklenmiş istenmiş. Oysa böyle bir referans esasen 9'uncu madde için gerekli idi. 9'uncu maddede hemen hemen gerekçe yazılmamış ama burada böyle bir gerekçelendirmeye gidilmiş ama daha sorunlu hâle getirilmiş. Çünkü burada görüldüğü gibi, tartışılagelen bu rayiç bedel tarihi konusu aslında ciddi birçok sorunu anayasal açıdan, hak açısından, mülkiyet hakkı açısından beraberinde getiriyor. Bir kez, yerleşik mahkeme kararlarına göre karar tarihidir esasen ama buradaki durum ise Anayasa madde 36'yı, hak arama özgürlüğünü etkisiz kılma sonucunu doğuracaktır. Tabii, hâliyle bir önceki madde, 35'inci madde mülkiyet hakkına dokunuyor, halel getiriyor ve esasen o tarihin belirsiz olması nedeniyle çünkü geçmişe yönelik olarak tarihler söz konusu, açıklamalarda da 56'ya kadar gidilmiş ama esasen burada "açılacak davalar" deniyor; bu, geçmiş mi gelecek mi? Yani o kadar sorunlu bir madde ki, bu açıdan bakıldığında, Anayasa madde 2, hukuki güvenlik ilkesini ortadan kaldırıyor. O zaman siz mülk sahibiyseniz bir tür idarenin kılıcı her an üzerinizde, başınızda ve mülkiyetiniz konusunda hukuki güvenliğe sahip olamayacaksınız demektir. Şimdi bunu 7'nci maddeyle okuyunca, 7'nci maddenin özellikle son cümlesi dikkate alındığı zaman bu mağduriyeti derinleştireceği için, mülk sahiplerinin mağduriyetini, 35'inci maddeyi yani mülkiyetle ilgili maddeyi Anayasa 13'le birlikte okuduğumuz zaman -ki okumamız gerekir- o zaman hakkı sınırlıyorsunuz ama ölçülülük ilkesini aşıyorsunuz hatta bu 37'nci maddenin mağduriyeti derinleştirici etkisi nedeniyle de mülkiyet hakkının özüne de dokunabilecek durumdasınız. Şimdi, bu açıdan baktığımız zaman, bizim oyladığımız, belki bazılarınızın eminim kerhen oyladığı o 2'nci, 3'üncü ve 9'uncu madde ile bunun arasında hem bir paralellik var hem asimetrik ilişki var. Çünkü o maddeler fikri olana uygulanıyor yani fikri olan, işte kitap yazan, şunu yapan -Abdüllatif Şener söyledi- gece yarılarında kanun hükmünde kararnamelerle nasıl temizlendiyse bundan böyle de o makine işletilebilecek ama burada ise mülki olanın üzerinde de bir tür idarenin istediği gibi kamulaştırma, dilediği alana el atma gibi bir mekanizma işletilebilecek. Bu açıdan bence bu maddeyi yeniden yazmak lazım mutlaka gerekiyorsa ve gerekçesini mutlaka yenilemek gerekiyor.

Teşekkür ederim.