KOMİSYON KONUŞMASI

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Çok teşekkür ederim verilen bilgiler için.

Bu, Kenya'daki enerji ve hidrokarbon alanına dair iş birliğine ilişkin mutabakat çerçevesinde ve Afrika'da -Doğu Akdeniz'de olduğu gibi- hidrokarbon kaynaklarına yönelik olarak Türkiye'nin girişimleri, sermaye perspektifiyle, sermayeye yeni alanlar açmak için yapılan bu girişimlerin tabii daha fazla şeffaflığa ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum. Çünkü Türkiye'nin teknik kapasitesine baktığımız zaman bu petrol arama faaliyetlerinde örneğin bu yeteneklerinin, kabiliyetlerinin ne kadar olduğu konusunda da soru işaretleri oldukça kafamızda var. Örneğin, geçenlerde savaş sanayisinde yüzde 80'lere varan yerli ve millî bir ekonomiden, üretimden bahsedilmişti ama daha sonra, işte motoru gelmediği için yapılamayan bir araçtan bahsedildi. Onun gibi yani bu konularda çok fazla hamasi bir edebiyat olduğunu düşünüyorum. Fakat öte taraftan da hani Türkiye'deki sıkışan ekonominin de bir yansıması olarak herhâlde sermaye gruplarına uluslararası alanda Türkiye Hükûmeti alanlar açmaya çalışıyor ve bu konuda bazı adımlar atıyor. Kenya'daki bu atılan adımların, özellikle hem ekolojik açıdan coğrafyaya, dünyaya vereceği zararların da göz önünde bulundurulmasının önemli olduğunu düşünüyorum hem de yerel halkın bu kendi kaynaklarını, kendi varlıklarını uluslararası şirketlerin gelip orada çıkartması aşamasında karşı karşıya olduğu sorunların da son derece önemli olduğunu ve aslında böyle bir bakış açısının geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Kenya halkı, örneğin bu petrol gelirlerinin halka adil yönden yansımaması konusunda ciddi kaygılar taşıyor, bu konuda talepleri var. Yolsuzluğun çok fazla olduğu bir yerden bahsediyoruz. Dolayısıyla en azından burada Kenya Hükûmetiyle ikili anlaşmalar yaparken iki taraflı biçimde karşılıklı olarak daha şeffaf ve hesap verilebilir olmanın önemli olduğunu ve ekolojik kaygıların ve doğaya, çevreye verilen zararların, oradaki yerel halka verilecek olan zararların göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyorum. Tıpkı Türkiye'deki jeotermalin Aydın'da, Aydın Ovası'nı zehirlemesinde olduğu gibi orada da diğer hidrokarbonlar ve diğer enerji kaynaklarına erişirkenki sorunların yerel halka verilecek zararlardan kaçınılması gerektiğini, bu bakımdan konunun ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Bunu belirtmek istedim.

Teşekkürler.