| Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
| Konu | : | Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2512) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 15 .01.2020 |
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Sizin endişenizi, Akif Hamzaçebi'nin endişelerini de anlıyoruz ama gönlüm şu açıdan müsterih: (2)'nci fıkrada "Belediyelerce 2/3/1988 tarih ve 3414 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonra oluşturulan alanlarda ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bu kanun uyarınca oluşturulacak alanlardaki uygulamalarda ise ilgili belediyeler yetkilidir." diyor.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Orada bir sorun yok Başkanım.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Belediyeler alanlarda... Belediyeler ilgili... Ama diğer tarafta şöyle bir anlayış var yani: Geçmişte Bakanlık olarak belediyelere vermiştik bunu, şimdi alırız yani. Öyle bir şey yani bu doğaldır diye bakmayalım.
BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Mustafa Bey, şimdi maddelere geçmiş gibi detaya girdik, dolayısıyla maddelerde bu konuda hazırlık yapılsın.
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Maddelerde Danıştayın özellikle daha yeni 2015-2016 tarihli iptal gerekçesinde o kanun maddelerini çok geniş şekilde değerlendirerek o aradaki mağduriyette önlem aldı, onu size gönderelim biz, verelim Akif Bey, maddelerde çok daha izah ederiz bunu.
BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Bence devam edelim, maddelere hazırlık yapalım, uyarıları dikkate alalım.
Buyurun.
Mustafa Bey, kısa kısa geçersek çünkü maddelerde...
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Tamam Başkanım.
Sayın Kaboğlu Hocamız, işte "Sonradan başlıyor işlemlere, yıkılıyor; binalar yapılırken, kaçak yapılar yapılırken göz ardı ediliyor veya göz yumuluyor ama işlemler tersinden başlanıyor, yıkımlar yapılıyor." falan demişti. Bunlar olmasın diye yapıyoruz biz Hocam yani gerçekten projesine ve plana aykırı yapılanma zaten zamanında tespit ediliyor, yedi gün içerisinde kanun gereği tapuya bildiriliyor, yedi gün içerisinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bildiriliyor ki sorumluluğu belediyeler yapmayınca kendileri çok ciddi bir mükellefiyetin altına girecekler vesaire veasire. Aslında topyekûn şeyle mücadele anlayışı var maddenin tümüne baktığımızda.
Coğrafi verilerle ilgili bir arkadaşımız "Bu bilgileri yurt dışından firmalar falan alabilir mi?" dedi. Zaten şu anda... Şimdi, bilgileri biz ikiye ayırıyoruz yani coğrafi veriler yani akıllandırılmış ortofotolarla bilgileri zaten herkes biliyor Google'dan, Yandex'ten, bunlar zaten herhangi bir ücret almadan yapıyorlar bunu. Siz isteseniz de istemeseniz de bunlar alınıyor. Buradaki temel hedefimiz aslında yabancılarla veriyi paylaşırken kontrol altında paylaşılması ve bu verilerin kendi inisiyatifimizde oluşması ve bunlardan netice itibarıyla bir ücret kazanıyorlar, bir para kazanıyorlar; bunun için de ilgili kurumlara bunun karşılığının verilmesi esası getiriliyor. Kanun düzenlemesiyle söz konusu kayıtsızlık bir sisteme bağlanıyor ve toplanan verilerden de bir taraftan haberdar olmamız sağlanıyor.
Bir de şahıslara ait bilgiler... Şimdi, bu coğrafi bilgi sistemi sadece haritayla ilgili bilgiler değil. Aslında bu, tam mükemmel hâle geldiğinde bütün sistemin modellendiğini düşünün, bir şehrin modellendiğini düşünün; onun içerisindeki bütün canlı dokuların, canlıların da bilgileri şüphesiz var ama bütün kurumlar bu bilgileri kendilerinin sorumlu oldukları aralıkta ancak bilebiliyor. Öyle kimsenin sorumluluk alanı dışındaki herhangi bir bilgiye ulaşması zaten mümkün değil. Şimdi, bir de aslında bu coğrafi bilgi sistemi gerçekleştikten sonra asıl problem ortadan kalkacak. Merkezî coğrafi bilgi sisteminde asıl servis sağlayıcılar da merkezden olacak. Dolayısıyla belediyeler öyle gereksiz israf yapmayacaklar, belediyeler gereksiz bilgi toplama iş ve işlemlerine girmeyecekler. Merkezde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da "hosting" hizmeti verecek bütün kurumlara ve ilgili kurumlar da kendi aralıklarından yine kendi sınırları kadar da bir bilgiyle temas edebilecekler. Orada hiçbir sıkıntı olmadığını düşünüyorum.
Kök parselleri çok konuştuk yani yapılan işi hem şehir hak ve hukukunun korunması hem şehri yönetenlerin veya hizmet edenlerin bu hizmetlerinin sürekliliğinin sağlanması çünkü eğer bu işler böyle devam ederse kocaman bir bölge, bir alan imarsız alan hâline dönüşebiliyor ve orası gittikçe şehrin çöküntü alanına da dönüşebiliyor yani bunun kesinlikle önüne geçilmesi gerekiyor. Bunun, aslında hem şehir açısından hem mağdur hak sahipleri açısından da çok önemli, uzlaştırıcı bir yol ve yöntem olduğunu düşünüyoruz.
Değer tespit komisyonu -galiba Mahmut Tanal Bey söyledi- "Bununla ilgili -aslında- usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir." diye bir madde var ama "Bu, Kamulaştırma Kanunu'nda kıymet takdiri komisyonu tarafından da yapılabilir." diye kendi aramızda konuşuldu ama bu daha farklı bir şey olduğu için onunla ilgili bir komisyon oluşmasının daha uygun olacağı konuşuldu.
"Bakanlık hesabına neden yatırılıyor?" Aslında bütün bakanlıklarda Hazine ve Maliye Bakanlığının merkez saymanlık müdürlükleri var. Bu alınacak ücretler, ilgili bakanlıkların saymanlık müdürlüğü uhdesinde ve o bakanlığın, büyükşehir belediyesinin ve ilçe belediyesinin kentsel dönüşümde kullanılmak üzere biriktirilecek bir hesabı olacak.