KOMİSYON KONUŞMASI

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; şimdi, bu konuyla ilgili öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Yani yasanın çıkış amacı, deprem riski taşıyan özellikli yapılarla ilgili daha nitelikli mühendislerin imza sahibi olması yani süreci yönetmesi. Ben, konu buradan açılmışken şunu ifade etmek istiyorum: Türkiye'de deprem riskinin en aza indirilebilmesi, şehre karşı, kente karşı işlenen suçların kontrol edilebilmesi açısından biz ilgili belediyeler, yerel yönetimler, yapı denetim firmaları, şantiye şefleri... İleriki maddelerde şantiye şeflerine sorumluluk veren, onlara cezai müeyyideler getiren düzenlemeler var. Ancak Sayın Başkan, Sayın Demir; buradaki çok sayıdaki arkadaşımız da TMMOB'a bağlı meslek disiplinlerinden, belli mühendislik fakültelerinden, mimarlık fakültelerinden mezun olmuş insanlar çoğunlukla Komisyonumuzu oluşturuyor. Etüt aşamasından başlamak üzere, proje aşamasından başlamak üzere, şantiye şefliği eskiden kayıt altına alınırdı meslek odaları tarafından yani bir meslek disiplinine sahip olan kişi, önce meslek odasına imza yetkisini alabilmesi için üye olurdu, sonra da kendisi adına açılmış olan bir cetvelde de bu, tek tek işlenirdi. Şimdi, son zamanlarda, genellikle yaygın bir biçimiyle, özellikle Adalet ve Kalkınma Partisinin 2011 referandumundan sonra -bunu açıklıkla söylemek istiyorum- cemaatin de Türkiye'de hukuki sistemi son derece etkilediği dönemlerde meslek odalarının denetim yetkisini azaltabilmek için pek çok uygulama ortaya konuldu, bundan mutlaka vazgeçilmesi gerekir. Yani 1954'te yasayla kurulmuş olan meslek odalarının süreçte bir kamu adına denetim yetkisinin mutlaka sağlanması gerekir. Bakın, İstanbul'da 2010 yılından sonra herhangi bir üniversiteden mühendislik diploması almadan, mimarlık diploması almadan, İstanbul'un farklı belediyelerinde proje onayı yaptırmış, inşaatı tamamlamış, daha sonra tespitlerde de herhangi bir diploma kaydı bulunmayan -benim bildiğim- 19 şahıs tespit edilmiştir. Şimdi -bu 19'la da onun bir ilgisi yok- yani o nedenle de burada meslek mensuplarıyla ilgili değerlendirmede -bugün de bunu ifade ettik- eğer uzmanlık verilecekse, bu konuyla ilgili "yeterlilik" konusunda bir düzenleme getirilecekse üniversitelerin dışında Bakanlığı da devreye koyuyorsunuz -Sayın Küçükler'in açıklamasından bunu anlıyoruz- ama bunun içinde meslek odalarının yönetimlerinin yer almamasını anlamakta zorluk çekiyorum. Yani yaklaşan bir Marmara depremine karşı topyekûn, bütün bilgi hafızamızla, kurulu bütün kurumlarımızla buna hazırlanmamız gerekirken, hangi nedenle olduğunu anlamadığım bir sebeple meslek odalarına karşı yürütülen bu tavrı çok anlayamadığımı belirtmek istiyorum.