KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Tabii, önceki maddede olsaydı iyi olurdu. Ama hemen belirteyim, kısaca Bakan Yardımcısı konuşmuşken, Sayın Bakan Yardımcısı, nasıl ki Türkiye'de 2 ayrı yerel yönetim Anayasa madde 127'ye aykırı ise bu şekilde bekçiliği mahalleye özgülemekle yani 127'nin aykırılığını sürdürme iradesini bu şekilde buraya yansıtınca esasen bu açıdan, bekçilik açısından Anayasa madde 126'ya da bir aykırı durum ortaya çıkmış oluyor. Bunu belirtmek istiyorum. Sonradan -gerçi kabul görmedi ama- Anayasa Mahkemesine götürürken bunları zikretmek gerekiyor.

İkinci konu, yazım tekniği açısından "genel kolluk" diyoruz "silahlı" demiyoruz ama "yardımcı silahlı" diyoruz. Yazım tekniği açısından da madde 2'de bir sorun var. Yani "genel kolluk" olunca zaten silahlı ayrıca "silahlı" demek arkadaşların, sayın vekillerin dile getirdiği kaygıyı daha bir somutlaştırıyor maalesef.

Üçüncü şey de, Sayın Dülger dedi ki: "Bizim yapacağımız yasa ayrıntılı olmamalı." dedi. Hayır, ayrıntı değil, sınavı bizim önergemizde belirttiğimiz gibi yazılı olması "Giriş sınavı yazılı olur, giriş sınavı sözlü olursa kamera kaydı altında olur." biçimindeki bir ifade ayrıntıya götürmüyor, tam tersine yasal niteliğe bunu çıkartıyor. Bu bakımdan objektif kılıyor. Bu nedenle ayrıntılı olmakla objektif olmak birbirinden farklı.

Sayın Başkanın, dile getirdiği husus, Sayın Başkan, haklısınız niyet okuma olmaz, olmamalı ama objektif kavramlar koymamız ölçüsünde niyet okuma olmaz. Ancak sayın vekillerin dile getirdikleri gibi bu şekilde kaygan kavramlarla "Öyle de olur, böyle de olur." olunca haklı olarak "Geçen yıllarda böyle olmuştu, işte devletin yapısı buna dönüştü." kaygısı doğuyor. O nedenle, evet, bekçilere takdir yetkisi -makul şüphe- onlara o kadar yetki veriyoruz ama muhalefetin makul ve haklı önerilerine de biraz lütfen kulak kabartalım.

Burada da 4'üncü maddeye gelecek olursak bu kadar geniş takdir yetkisi vermeyelim idareye. Buradan adaylık süresini belirtelim. "Bir yıl" diyelim, "iki yıl" diyelim. Neden "O da olabilir, bu da olabilir." Neye göre belirleyeceksiniz?

BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Hocam, sizin hoşgörünüze sığınarak bir şey söyleyeyim, 657'nin 54'üncü maddesi...

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Tamam düzeltelim onu.

BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - 657'yi de mi düzeltelim?

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Efendim?

BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - Onu da mı düzeltelim?

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Hayır, burada en azından doğrusunu koyalım.

BAŞKAN CELALETTİN GÜVENÇ - 657'nin 54'üncü maddesi diyor ki: "Aday olarak atanmış Devlet memurunun adaylık süresi bir yıldan az iki yıldan çok olamaz." Çok açık bir madde, uygulanıyor Türkiye'de.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - O kanun elli yıl önce altmış yıl önce.

BAŞKAN CELADETTİN GÜVENÇ - Bu kanun 1965 tarihli.

Teşekkür ederim.

Buyurun.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Tabii, tabii, Sayın Başkan, altmış yıl önce yazılmış olan bir yasayı... Şimdi mademki biz kot yasa yazıyoruz yani torba yasa değil, o zaman neden yazmayalım? Bundan sonra böyle bir yasa daha çıkacağı zaman bizi izlerler daha düzgün, daha objektif olur. Yoksa bizimki burada laf salatası değil, hani söylediklerimiz teknik hususlar, savunulabilir hususlardır. Başımıza iş açacak olan hususlardır yoksa hani burada, bu saatte konuşma zevkimiz olduğu için konuşmuyorum.