| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Sayıştay Denetim Grup Başkanı Haydar Gezmiş'in, Sayıştay Başkanlığının Sayıştay Denetim Raporlarının hazırlanması süreçleri ile 2017-2018 raporlarının format değişikliği hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 29 .01.2020 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ben de öncelikle Elâzığ ve Malatya depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum, yüce Türk milletinin de başı sağ olsun.
Yeni çalışma dönemimizin hepimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Tabii, Sayıştay raporları, sanki bu son değerlendirmeyle beraber bize daha çok Danıştay Davalar Kurulu gibi "İşte son durum budur, evet mi, hayır mı?" gibi "Ne düşünüyorsunuz?" gibi veyahut da "Onaylayalım mı onaylamayalım mı?" gibi, sonucu itibarıyla gelecek algısı oluştu bizde. Netice itibarıyla, bunların alt detaylarını, gidişatını görmekte de fayda var çünkü yıllara sari gidiyor. Ziraat bankasında bir olumsuz kredi veya sorunlu bir krediyle ilgili bir sürü aşamalar geçiyor. İşte, bazı arsalar satın alındı, ipotekler nakde çevrildi. Dolayısıyla, olayın komple seyrini görmeden kurumları yönlendirmenin biraz daha güç olacağını düşünüyorum. Bu manada, alt raporlarla beraber bilgilendirme yapılırsa daha isabetli olacağını düşünüyorum.
İkinci konu, tabii, denetlediğimiz kurumlar uluslararası arenada iş yapan büyük şirketler; dolayısıyla, bunların denetim raporları aslında uluslararası arenada bu kurum ve kuruluşların kredibilitesi açısından da önemli. Dolayısıyla, Sayıştay tarafından denetlenen bir kurumun elde ettiği sonuçların, gerek ekonomik sonuçların gerek o kurumun faaliyetleriyle ilgili -kârdır zarardır- hedefleri açısından denetimlerin uluslararası arenada da geçerli olmasını ben şahsen canı gönülden arzu ederim. Dolayısıyla, uluslararası standartta bir denetimi bizim kurum ve kuruluşlarımız da hak ediyor diye düşünüyorum.
Bankalarla ilgili gizlilik meselesi var. Biz, burada, hepimiz kamu adına görev yapıyoruz, millet adına görev yapıyoruz; dolayısıyla, millet adına gizli olabilecek ne var; ben, bunu bilemiyorum ama en azından nasıl Genel Kurulda gizlilik ilkeleri çerçevesinde toplantılar yapabiliyorsak KİT Komisyonunda da bu tür konuların hiç olmazsa milleti temsil eden bizler huzurunda bunların da yapılabilmesinin lazım geldiğine inanıyorum.
Üçüncüsü, özellikle bağlı kuruluşlar yani gerek BOTAŞ'ın olsun gerek TPO'nun olsun, ETİ Madenin olsun yurt dışında bağlı kuruluşları var. Bunlar otomatikman kurumun her türlü faaliyetini etkiliyor, zaten kuruluş amaçları da bu müesseselere katkı sağlaması. Ama bu işin bir ayağını göremediğimiz sürece, bu işin bir ayağının denetimden uzak olduğunu bildiğimiz zaman kurumun geleceğine dair vereceğimiz kararlar da muhakkak etkili olacaktır yani bağlı kuruluşu kâr mı ediyor zarar mı ediyor veya faaliyetleri eksik mi doğru mu? Ben, KİT Komisyonunu bütün bu bağlı kuruluşların üst yönetimi olarak algılıyorum. Dolayısıyla, bizim inceleme ve denetimin yanı sıra yönlendirme görevimiz de var. Onlara hedef gösterme görevimiz de var ama biz bu kurum ve kuruluşların faaliyetlerini göremediğimiz sürece, bilemediğimiz sürece yönlendirmemiz de mümkün olmayacaktır. En azından, onları denetleyen kuruluşların denetim raporları bir şekilde Komisyonumuza gelebilirse veyahut Sayıştay marifetiyle bizlere iletilebilirse bu konularda da en azından bilgimiz olur, ona göre hareket etmiş oluruz.
Bunun yanında, özellikle bağlı kuruluşlar veyahut da Türkiye'de veyahut uluslararası ihalelerde gerek adi ortaklık gerekse konsorsiyum marifetiyle girilen ihaleler olduğundan Sayın Milletvekilimiz bahsetti, TEMSA örneğini verdi. Mesela, burada hangi oranda bir ortaklık tesis edilirse bizim denetimimize açık yani burada yüzde 51 şartı mı var? Mesela yüzde 51'i geçince...
SAYIŞTAY DENETİM GRUP BAŞKANI HAYDAR GEZMİŞ - Yüzde 50'yi geçince Sayın Yaşar.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Yüzde 50'yi geçince 51, hakim ortak kurum olursa bizim denetimimize açık, onun altında olan ortaklıklar veyahut da konsorsiyumlar denetimin dışında. Aslında, bunun iyi irdelenmesi lazım. Yani kurum ve kuruluşlarımızın hakim ortak olmadığı ihalelere girmesinin veyahut da projeler yapmasının çok sağlam gerekçeleri olması lazım. Yani sadece, özellikle Türkiye'de mesela TEMSA örneğini verdiği için söylüyorum, bizim bir türlü ayağa kaldıramadığımız kurumlardan biri, TEMSA ne üretir? Jeneratör üretir. Bugün, biz, hem HES'lerde hem diğer projelerde maalesef en rantabl çalıştırmamız lazım gelen, kapasitesini 100 kat artırmamız gereken bir kurum ve kuruluştan olumlu sonuçlar alamıyoruz çünkü her yerde bu jeneratörler yapılıyor, yapılmalı, Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Hani bir söz vardır "Aş taşarken kepçeye paha biçilmez." misali, bu millî kuruluşların, bu millî müesseselerin başkasına böyle konsorsiyumlarda destek olmak yerine, kendi ana faaliyetleri konusunda ciddi mesafeler katetmesini ben şahsen beklerim. TEMSA yüzde 20, yüzde 30 ortak olacağı yerde, otursun... Hakikaten çok ciddi ihtiyaç var yani her yerde var. Bugün enerji açığından bahsediyoruz, GES'lerde var, RES'lerde var, hidroliklerde var, hadi GES'lerde jeneratör kullanılmıyor diyelim ama diğer alanlarla ilgili bu enerjinin tam orta yerinde olan bir kurum ve kuruluşun kendi faaliyetlerini bir yere getirmesi lazım gibi.
Ben de geçmişte KİT Komisyonunda görev yaptım, şey olsun diye söylüyorum. O zaman, Makine ve Kimya Endüstrisinin Genel Müdürü burada oturuyordu, o da bu kadar köklü bir kuruluş için "Silah üretmek yerine işimiz gücümüz yok, tencere, dava üretelim. Çelik tencere üretebiliriz." demişti, ona da o zaman bu tepkiyi göstermiştim yani Makine ve Kimya Endüstrisi kurumuna bugün içinde bulunduğumuz şartlarda savunma sanayisinde ne kadar ihtiyaç olduğu ortada. Bugün de tam yeri gelmişken söylüyorum, biz TEMSA'yı alabildiğine destekleyelim. Bu üretimlerin...
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - TEMSAN.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - TEMSAN evet. TEMSA da tabii şimdi konkordatoda yani Türkiye'de artık bir şey kalmadı ki. "TEMSA" deyince hepimizin aklına yine kötü şeyler geliyor. Keşke o da Adana'da üretime başlasa. Yani bu tür müesseseler çok zor şartlarda kurulup kolay şartlarda kaybettiğimiz müesseseler. Duyduğum kadarıyla, TEMSA da konkordatoda herhalde. TEMSAN'ın kaderi de inşallah TEMSA gibi olmaz diyelim. Dolayısıyla, yüzde 51 hakim ortak olsun biz de rahat inceleyebilelim, müesseselerimizi geliştirelim ama onun altındaki ortaklıklarda da yine gözümüz üstünde olsun yani hakikaten kuruma katkı sağlıyor mu sağlamıyor mu; onları da görme şansımız olur.
Bu ilk toplantı, fazla bir şey söylemeyeyim, Deniz sopa yiyecekti biz kurtulalım hiç olmazsa.
Teşekkür ediyorum Başkanım.