| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi (2/2537) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 29 .01.2020 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Söz hakkı doğmaması için Sayın Elitaş'a, 60'a göre söz almaması için, bu kanun, gelen kanun hakkında değil, genel olarak Komisyon hakkında bir şeyler söylemek istiyorum.
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - 60 yok burada.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, Komisyonun başlığına bakınca Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu...
BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Ezberleyememişsin daha.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Tek tek söylüyorum ki anlaşılsın diye.
Burada bu başlıklara bakıldığında bir icra, aslında Türkiye'nin kalbinin attığı bir Komisyon, bir tek ulaştırma eksik burada bana göre, ulaştırma ayrı ama. Bunu da buraya koysak var ya, Türkiye bu Komisyondan yönetilir diyebiliriz. Peki, böyle mi oluyor? Hele sistem değişikliğinden sonra hep övündüğünüz bir şeyi sürekli söylüyorsunuz "Sistem değişti, sistem değişti." Biraz evvel önergelerle ilgili olarak arkadaş -şuradan duydum- "Bakanlık yetkililerine verdim." diyor. Niye bakanlık yetkililerine verdiniz? İşte, bu kanun teklifini getiren arkadaşımız var, çok da bilgili bu konuda. Bence bakanlık yetkililerine değil, ona vermeniz, o arkadaşa vermeniz gerekiyordu.
HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - İtiraz etmem.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Doğrusu bu.
Şimdi, niye söylüyorum bütün bunları? Yürütme burada çıkan kanunları, yasaları piyasada uygulayan, onların gerçekleşmesini sağlayan, kontrol eden, düzeni sağlayan, eksiklikleri gören, bu eksiklikleri gördükten sonra da bununla ilgili düzenleme yapma talebinde bulunacak taraf yürütme bana göre. Yürütme kanunu hazırlamayacak. Şimdi, gelenek -yıllardır buradayız- biz geliyoruz buraya, ilk defa geçen şeye katıldım, oturduk, çalıştık ama öyle olmadığını gördüm, burada takır takır geçti, tartışılmadı bile. "Biz ortak mutabakatla çıkartıyoruz." diyorsunuz ama tartışılmadı bile, konuya bile vâkıf olamadık. Hatta soru sorduğumuz arkadaşlar cevaplayamadılar. Ben Genel Kurulda da söylediğim için rahatlıkla söylüyorum. Yani tereddüt ettiğimiz, endişe ettiğimiz veya o düzenlemenin niçin yapıldığını anlamadığımız kısımlarını niye anlamadık? Çünkü konuya vâkıf değiliz. Konuya vâkıf olmanın yolları nedir? Yürütme böyle bir eksikliği görüp bununla ilgili bir düzenleme yapılması gerektiğini söylerse evet, biz bunu birlikte çalışırsak, birlikte sivil toplum örgütleriyle, birlikte işin taraflarıyla, ithalatçısıyla, ihracatçısıyla -bugünkü konu için söylüyorum- çalışırsak konuya buradaki arkadaşlarımız da vâkıf olur, hep birlikte doğru mu, yanlış mıyı tartışabiliriz. Şimdi geliyor teknik açıdan hukuksal bir metin, günlerce uğraşmanız gerekiyor bu konuya bu şekilde vâkıf olabilmek için. Sizin buraya çağırıp görüştüklerinize bizim ayrıca "Acaba bu nedir?" diye sormamız gerekiyor. Metine baktım, üç gün önce gelmiş masama ve biz de dün geldik, bakacağız, buna hazırlanacağız.
Ha, şununla ilgili söylemiyorum tabii bunu, bu geçmişte ihtiyaç olarak doğmuş, birkaç defa tartışılmış Komisyonda, ortak bir mutabakat var, muhalefet partileri destekliyor, AB uyum yasaları gereğince çıkması gereken bir kanun ama yöntemi farklılaştırmalıyız.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Ortak tartışalım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Tartışmadan ziyade, biz hazırlayalım. Yani Türkiye'nin bu konulardaki problemlerine çare üretecek yasaları bu Komisyon hazırlasın. Hele şimdi bakanlar milletvekili de değil, halkla çok da ilişkileri yok. Hepimiz siyasi insanlarız ve alanlarda hesap vermek zorunda kalıyoruz, o bakanların hiçbiri hesap falan vermiyor. Burada çeşitli lobilerle getirilen kanunların bir günde el kaldırılarak, indirilerek -tümünü kapsamaz tabii, istisnalar kaideyi bozmaz- çıkarılması hepimizi sıkıntıya sokuyor. Ben buradaki arkadaşların -teklifi getiren, ilk imzayı atan sayın arkadaşımız çok vâkıf konulara, tabii, biraz da geçmişteki mesleği gereği ama- imzayı atan diğer arkadaşların bu metni okuduklarını da düşünmüyorum. Bu bir gelenek hâline gelmiş; metin önüne konuluyor, imza atıyor. Bunun için de suçlamıyorum çünkü sistem böyle çalışıyor. Eğer biz Türkiye için bir şey yapmak istiyorsak ve bize halk tarafından verilen görevi doğru yerine getirmek istiyorsak oturalım, çalışalım ve yerine getirelim, onların bize vermiş olduğu görevi yerine getirelim. Türkiye gerçekten kritik bir süreçten geçiyor. Yok, endüstri 4.0 gelecekmiş falan filan, bunlar gelecek demeyeceğiz arkadaşlar, Endüstri 4.0 iliklerine kadar işledi Türkiye'nin, "embedded teknoloji" dediğimiz teknoloji iliklerine kadar işledi. Siz bundan beş sene, on sene önce fabrikalara gittiğinizde, üretim yapan tesislere gittiğinizde 20 makinede 20 işçinin, 4 vardiyada 80 işçinin çalıştığı yerde 1 makine 4 işçi 4 vardiya çalışıyor; 76 işçiyi elimine etmiş, bu hâle gelmiş sistem. Ticaret yapanlar ve üretim yapanların hiçbiri devlete vergi vermek, daha çok istihdam etmek için değil, daha çok kazanmak için yapıyorlar. Onun için, biz daha çok çalışmak zorundayız, yeni istihdam alanları yaratmak zorundayız. Hele böyle bir Komisyonun görevi, bana göre, Plan ve Bütçe Komisyonununkinden çok daha önemli. Doğru işler koyabilirsek, doğru işler yapabilirsek Türkiye'nin de önünü açmış oluruz.
Bu arada hemen size bir soru sorayım, maddelerde de konuşacağız ama. Dediğiniz ki: "AB ülkeleriyle ilgili bir kısıtlamaya tabi tutmadık ama onun dışındaki üyelerle ilgili bir kısıtlama var maddeler arasında, ihracatçıya da sıkıntı çıkarmamak için." Bana göre doğru bir mantık değil, bir sefer yapalım tam yapalım; ondan sonra her üç ayda bir, altı ayda bir bu kanun değişiklikleri buraya gelmesin. Yani biz Rusya'ya "Domatesi verirken kaçırırız." ya da ne bileyim "Mandalinayı verirken arada kaçırırız onun için de ihracatçıyı çok sıkmayalım." mantığı, doğru bir mantık değil bana göre. AB, uyum yasalarını sadece kendisi için çıkardığında Almanya, Fransa, İspanya, İtalya bu şekilde mi düzenliyor bunu? Yani "AB içerisindeki kriter bu ama AB dışındaki bundan muaf tutulabilir." mi diyor?
HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Aynen öyle.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Aynen öyle mi diyor? Bana göre onlar da yanlış yapmışlar, her zaman doğru yapmıyorlar demek ki. Bilmediğim için soruyorum. O maddeye gelince yine söyleriz ama bana göre doğru bir şey değil.
Teşekkür ediyorum ama dediğim gibi, Sayın Komisyon Başkanım, bizi daha önce bilgilendirirseniz ve eğer o "Görüştük." dediğiniz arkadaşlarla görüşmelere bizi de davet ederseniz en azından konuya vâkıf oluruz, burada daha çok tartışma ve bilgiyle tartışma şansını yakalamış oluruz diyorum.
Teşekkür ederim.