| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi (2/2537) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 29 .01.2020 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkanım, ikinci defa söz verdiğiniz için teşekkür ederim ama konu galiba ana mecrasından çıkıyor çünkü Komisyon üyesi arkadaşlarımızın içinde de benzer görüşleri gördüm.
Öncelikle tekrar söyleyelim: Konumuz e-ihracat değil, e-ticaret. Bu noktada bakarsak şu şekilde bakmamız lazım: Dünya ortalaması internet kullanıcılarının yüzde 8,5 'u e-ticaretle ilgili ama Türkiye'de bu yüzde 3,5'ta. Öncelikle "Biz bu e-ticareti Türkiye'de, Türkiye içinde doğru ve sağlıklı nasıl yapabiliriz?"i aslında konuşuyoruz. Bunun bir sonraki aşaması e-ihracat, onu da kabullenmek lazım. Ama hâlâ toplam perakende yapan ilk 100'deki firmalarımızın dahi üçte 2'si e-ticarette yok. Aynı şekilde, yine baktığımızda, bu güven damgasını alabilecek kapasitede, kabiliyette şu anda sadece 12 tane internet sitemizin olduğu söyleniyor. Dolayısıyla -bunun kontrolünü- TOBB vasıtasıyla bu güven damgasının verileceği söyleniyor ama TOBB, bu konulardaki kriterleri nasıl sağlayacak? Aynı şekilde, bu üretici olan firmalarımız e-ticarete nasıl katkıda bulunabilir ve e-ticareti kayıt altına alınabilmesini nasıl sağlayabiliriz? Esasen bizim bakmamız gereken konular bunlar. Yoksa açıkçası, örneğin, Almanya'daki bir Alman vatandaşı Türkiye'deki bir internet sitesinden alışveriş yapacak diye düşünüyorsanız, bu çok çok çok daha sonra olabilecek şeyler. Yoksa tekrar söyleyeyim: E-ticarette önce kendi vatandaşımızın bu e-ticareti yapmasındaki en büyük engel güven unsuru. Bu güven unsurunun -üretim anlamındaki, üretici firmalarımızın- sağlıklı bir şekilde e-ticarette nasıl olabileceğini bizim düzenlememiz gerekiyor. Şu anda Amazondan bahsetmiştim. Türkiye'nin bütçesinden çok daha yüksek bir bütçesi olduğunu söyledik ama Türkiye'de internetten alışveriş sitelerine baktığımızda daha dünya ticaretinde yüzde 1'i bile bulmayan bir yapıdan bahsediyoruz. Bizim kendi içimizde ürün güvenliğiyle ilgili, güven damgasıyla ilgili, kendi üreticilerimizin sağlıklı bir şekilde, vatandaşımızın görmeden alacağı ürünle ilgili o güveni sağlayabilmek adına bu kanunların ve bu kanun taslağının önceliğinin bu olduğunu düşünüyorum. Yanlış düşünüyorsam da taslağı düzenleyen Sayın Milletvekilimiz de düzeltebilir bizi. Sonraki aşamasında elbette ki e-ihracat var, sonraki aşamasında elbette ki Avrupa Birliği uyumlarına göre bu kanunların düzenlemesi var ama ilk aşama kendi Türk vatandaşımızın e-ticarette sağlıklı alışverişini nasıl yapabiliriz, aynı şekilde üretici olan o perakende firmalarımızın e-ticarette bulunmasını nasıl sağlayabiliriz; esasen bizim ana unsurlarımızın bu olduğunu düşünüyorum. Ama ben TOBB'la ilgili şunu tekrar edeyim: Bu güven damgası verilirken olacak olan kriterleri kim belirleyecek? Bunun en azından TOBB yerine bir devlet kurumumuz tarafından yapılması daha mı doğru olurdu? Çünkü açıkça söyleyeyim: TOBB da bu yetkileri kendi illerindeki ticaret odalarına bırakacak. Ticaret odalarında bu iş yine dost-hatır ilişkisiyle de o güven damgasını alma noktasına gidecek. Bu defa da o güven oluşumu tekrar zedelenme riskiyle karşı karşıya olabilir.
Ben bu konularla ilgili alt komisyon kurulmasının ve daha detaylı incelenmesinin doğru olduğunu düşünüyorum.
Teşekkür ederim.