KOMİSYON KONUŞMASI

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, Sayın Bakanım, değerli basın mensupları, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan...

Uğur, senin istemin üzerine söz aldım.

BAŞKAN - Arkadaşlar...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşekkür ederim.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Özür dileyecek onun için.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Dur, dur, acele etme yalnız.

Bakın, arkadaşlar, Sayın Seçer biraz evvel söyledi, Plan ve Bütçe Komisyonu Mecliste kaynağını -tabii bütün komisyonlar- elbette Anayasa'dan alır, bir dayanağı vardır ama bu nasıl teşekkül edeceği bile Anayasa'da belirlenmiş bir Komisyon, Meclisteki en önemli Komisyon her bakımdan incelendiği zaman. Bu Komisyonda görev yapan arkadaşlar olarak bizlerin hak ve hukukunu korumak, gelen kanun teklif ve tasarıları konusunda bizi bilgilendirmek, önceden enforme etmek, ana komisyon üyesi olarak varsa diğer demokratik kitle örgütlerinin, meslek örgütlerinin raporlarını bize iletmek, varsa tali komisyonlardan gelen görüş ve raporları bu Komisyon toplanmadan bize, üyelere bildirmek Komisyon Başkanlığının görevidir.

Şimdi, burada bir toplantı yaptık. Başladık toplantıya saat 11.00 itibarıyla. Tabii, bize Komisyon Başkanı bu evrakı üst yazısıyla birlikte 22/5 Perşembe günü saat 11.00'de toplanacağımızı 20'sinde gönderdi.

Arkadaşlar, 20 Ocak günü ne gün? İki gün önce. Ne günü?

BAŞKAN - Salı günü, kırk sekiz...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Salı günü, iki gün önce.

Şimdi, bu kanun tekliflerinin, dört tane kanun teklifinin, torba teklif hâline gelen tekliflerden hepsinin tarihlerini biraz evvel arkadaşlardan zannediyorum Sayın Günal söyledi. Dördüncü teklif, Kerim Özkul'un önerisi 20 Ocak 2015 günü verilmiş bir teklif.

BAŞKAN - Komisyona gelmiş.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bu aynı gün Meclis Başkanlığı tarafından ana komisyon olarak bize, Plan ve Bütçe Komisyonuna, burada jet hızla, 20 Ocak itibarıyla, tali komisyon olarak Adalet; İçişleri; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklara gönderilmiş. Aynı gün Sayın Başkan bize yazıyı çıkartmış. Aynı gün 5 komisyon başkanı cevap yazmış buraya.

BAŞKAN - Aynı gün değil, ertesi gün.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - 2'si sonra, 3'ü yazmış.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Yok, yok, 20...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - 3'ü 20, diğerleri 22'sinde.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bir tanesi 22'sinde. Bana farklı gelmediyse biri 21, biri 22.

BAŞKAN - Neyse...

Evet...

İZZET ÇETİN (Ankara) - 21'inde yazan Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Komisyonu, 22'sinde yazan da eski Başbakan Yardımcımız Sayın Emrullah İşler. O bugün yazmış ve imzalamış. Diğer bütün komisyon başkanları aynı gün. Bizim başkan çok zalim olduğu için, çökmüş tepesine almış hepsinden imzalı belgeleri. Nasıl aldı bilemiyorum. Şimdi almış da bize göndermemiş arkadaşlar, bu metni de. Ne zaman geldi bize?

BAŞKAN - Arkadaşlar, çok insafsızsınız.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ne zaman geldi bize?

BAŞKAN - Tutanaklara geçsin diye söylüyorum: Telefonla dahi görüşmedim.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ben tam saniyesi saniyesine bugün 12.00'de aldım, tam 12.00'de, 50 dakika önce aldım bunu. Üstelik de bizim zorumuzla sizlere de erişti bu arkadaşlar. Bu bu...

Şimdi, ben, bunların yazıları şöyledir, böyledir...

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Çetin, o bizi ilgilendirmiyor, Başkanlık Divanının uhdesinde olduğu için biz istemedik.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Efendim?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - 20'sinde gelen komisyon başkanının yazısını ilişikte göndereceksin.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Kesinlikle komisyon başkanlarının raporlarının gönderilmesi gerekir.

BAŞKAN - Rapor olmadığı için gönderemedik.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - İlişikte gönderilir.

BAŞKAN - Kusura bakma, rapor olmadığı için gönderemedik. Yazı... Görüşmedik, ne raporu yani? Görüşülmeyen bir şeyin raporu mu olur arkadaşlar, yapmayın!

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Uğur, şimdi, ben, komisyon başkanlarının tarih sahtekârlığı yaptığını iddia ettim.

BAŞKAN - Niye?

İZZET ÇETİN (Ankara) - Niye? (Gürültüler)

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Yine, bak, yanlış yapıyorsun!

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bir dakika...

Düzelteceğim arkadaş.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Onu söylüyor işte, iddiası o.

BAŞKAN - Yanlış...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Allah Allah! İddiamı söylüyorum.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Yanlış...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ya bir sabret!

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Ama özür dile!

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ya, nasıl çıktın arkadaş, nasıl bekledin dokuz ay? Bir de ben söyleyeyim ya, bir dur.

BAŞKAN - Ama yani siz öyle bir ifade kullanıyorsunuz ki...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ben "İddia ettim." diyorum.

BAŞKAN - Yanlış...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Şey yapmıyorum.

Niye iddia ediyorum? Çünkü biri 21'inde, biri 22'sinde biraz evvel gelen imzaların.

Arkadaşlar, yani eğer geldiyse bunların hepsi, Başkan bunları bize ekler gönderirdi, görevi oydu.

BAŞKAN - Gönderdik işte.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Hani? Şimdi, 12.00'de aldım arkadaş.

BAŞKAN - İstediğiniz dağıtıldı.

İZZET ÇETİN (Ankara) - 12.00'de aldım, üstelik de zoraki aldım.

BAŞKAN - Arkadaşlar, bakın...

Sayın Çetin, İç Tüzük'ü okursanız orada "raporlar iletilir" diyor. Rapor filan yok.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkan, usul hakkında buradan söz isteyeceğim, orada vermiyorsunuz.

BAŞKAN - Veriyorum, veriyorum.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bekleme, bekleme...

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Ben gelip buradan söz isteyeceğim.

BAŞKAN - Arkadaşlar...

Sayın Çetin, lütfen tamamlar mısınız.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Şimdi, Sayın Başkan, böyle gayriciddi bir teklif, böylesine ben... Diğer arkadaşların anlattıkları konulara mükerrer şekilde girmeyeceğim.

BAŞKAN - Tamam.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Böyle bir teklif...

BAŞKAN - Yalnız hiçbir komisyon başkanlığını iddia şeklinde bile olsa tarih sahtekârlığı vesaire gibi şeyle itham etmeniz yanlış.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ama, arkadaşlar, ben o inançtayım ki ayın 20'sinde bu iş böyle yapılmaz. Bu iş bugün imzalandı ya da dün imzalandığı söylendi...

BAŞKAN - Lütfen böyle "sahtekârlık" vesaire gibi sözleri çok ucuz bir şekilde kullanmanız bu kelimeleri o kadar anlamsızlaştırıyor ki.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ama niye vermediniz? Şimdi getirdin...

BAŞKAN - Türkçede bunlar çok ağırlığı olan, çok vahim şeylerdir.

İZZET ÇETİN (Ankara) - O zaman...

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkan, çok edebî konuşuyorsunuz, daha açık konuşun.

BAŞKAN - Ben daha açık söyledim kendilerine, "sahtekârlık" iddiasında bulunan ispat edemezse kendi sahtekâr olur. Ya, bu kadar olmaz ki!

İZZET ÇETİN (Ankara) - Tabii, canım, yani şey değil.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Ne kadar kolay böyle hakaret etmek!

İZZET ÇETİN (Ankara) - Arkadaşlar, bir tanesi 22, bir tanesi 21, diğerleri 20.

BAŞKAN - Ne var 20'sinde olunca?

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bir dakika, son cümlemi söyleyeyim.

Eğer 20'si ise ben o arkadaşlara söylediğim sözü geri alıyorum, sana soruyorum: Neden bunu ekleyip bize yollamadın?

BAŞKAN - Evet, ben de izah edeceğim.

Söyledim arkadaşlar, bir saniye...

Başkanlık Divanı olarak biz burada cevap vereceğiz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sen söyle bakalım, neden yollamadın?

BAŞKAN - Lütfen...

Teşekkür ediyorum.