KOMİSYON KONUŞMASI

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Evet, yani beraberce çalışmanın aslında ilk adımı beraberce birbirimizi dinleyip ondan sonra da görüşlerimizi çok net olarak ortaya koyabilmek.

BAŞKAN - Nezaket çerçevesinde...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Biz burada kanun yapmak üzere görev almış kişileriz ama görüyorum ki kanun yapmanın ciddiyetsizliğini torba yasadan önce biz buradaki çalışma yöntemimizle ve birbirimize söylediğimiz kelimelerle ortaya koyuyoruz.

Sayın Başkan, şimdi, sonucu usule kurban hiçbir zaman etmeyi kimse istemez ama doğru bir sonuca ulaşmak için de doğru usullerle hareket etmek gerekiyor.

BAŞKAN - Tabii ki.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Ve bu bilinçle davrandığımız takdirde de demokratik ciddiyetimiz de buna doğru orantılı olarak ortaya çıkıyor ama ne yazık ki ortaya konulan yasama mantığı ve yasama çalışması açısından ciddiyetsizlik bizim doğru yasa ve sonucuna ulaşmamızda da önümüzde çok büyük bir engel teşkil ediyor.

Bakın, biraz önce arkadaşlarımız, Sayın Başbakan Yardımcısının dile getirdiği torba yasayla ilgili değerlendirmeleri ortaya koydular. Ne bir çarpıtmadır ki hemen bu "Aman efendim, Meclisteki milletvekilleri teklif veremez mi bunun için eleştiriyorsunuz." gibi bir noktaya geldi.

Efendim, bizim Meclisimizin Başkanı var, Sayın Cemil Çiçek. Sayın Çiçek bu dönemi değerlendirirken açık açık diyor ki: "Biz, yanlış bir garip yola saptık. Bu saptığımız yol da torba yasa mantığıdır ve kaliteli yasama açısından da bizim önümüzü tıkamakta, engellemekte. Kaliteli yasa yapamadık." Bunu söyleyen Meclis Başkanı. Orada usulde eğer bir tutarsızlık varsa... Biraz önce diyorsunuz ki: "Önümüze Meclis Başkanlığından bu teklifler toplandı geldi." E, madem yanlış yola saptık, çok garip yoldayız ve madem biz yasama açısından kaliteyi ortaya koyamıyoruz neden böyle bir uygulamayla karşı karşıyayız? Usulün temelinde zaten buna bakmak gerekiyor.

Bir de Google amca var. Biliyorsunuz, bu torba yasayla ilgili biz ona baktığımızda -sorgu ekranıdır Google- torba yasa diye bir sorguladığınızda Türkiye'de 5-6 milyon sonuç çıkıyor. İngilizcesini orijinal terimiyle yazdığınızda -ki İngilizce hukuk literatüründe çok kullanılan bir lisan- 4 milyon civarında çıkıyor yani biz dünyanın çok önünde bir parlamenter demokratik sistemde getirip torba yasayla iş yapıyoruz.

Burada mantık, doğrusu, eğer bu halka, hani hep "millî irade, millî irade" dediğimiz halka hizmet edeceksek biz önce yasayı doğru yapacağız. Bu yasanın hukuk güvenliği içinde, kesinlik içinde ve hukuk sistemine de inanç içinde oluşturulması lazım. Önce bunu sorgulayalım, önce bunun içinde hareket edelim ve usulümüzü, çalışmamızı buna göre belirleyelim diyorum ve güçler ayrılığı ilkesini uygulayacaksak önce biz parlamenterler olarak ettiğimiz anayasal yemini de dikkate alarak görevlerimizi belirleyelim.

Bir, işte burada eğitimcilerle ilgili alınmış yargı kararlarına rağmen ısrarla kanun çıkartarak "Biz yargıyı tanımayız."a götüren bir tercihte bırakılıyoruz.

BAŞKAN - Öyle değil... Ama öyle değil işte.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bu, ne Meclisin ne de burada çalışan milletvekillerinin çalışma temel prensiplerine yakışmıyor, Meclise yakışmıyor, bir anayasal demokratik yönetim ilkesine yakışmıyor.

Teşekkür ediyorum.