KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, kıymetli bürokratlar; öncelikle hepinizi hürmetle selamlıyorum.

Öncelikle şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.

Torba mevzusuna bir cümle de ben söyleyeceğim: Aslında bugüne kadar görüştüğümüz torbalardan farklı bir özellik taşıyor. Her ne kadar birden fazla kanunu içerse de konu ve amaç bütünlüğü açısından bir birliktelik var, finansal piyasalarla ilgili, para piyasası ve sermaye piyasasıyla ilgili aynı amaçlı düzenlemeler var. O açıdan, eğer başka madde ilave etmezsek bu hâliyle bana göre torba değil.

Son yıllarda küresel ölçekte yaşanan ticaret savaşlarının yanı sıra Türkiye'nin maruz kaldığı iç ve dış saldırılar, 2018-2019 yıllarında münhasıran ekonomimize yönelik yapılan spekülatif saldırılar ekonomide olumsuz etkilere yol açmış, her ne kadar tüm saldırılar büyük ölçüde savuşturulmuş olmakla birlikte bu saldırılar ülkemiz ekonomisine önemli bir maliyet oluşturmuştur. Türk bankacılık sektörü, bu dönemde yaşanan uluslararası baskıya da rağmen beklenenden daha iyi performans göstermiştir.

İç ve dış kaynaklı belirsizlikler nedeniyle bankacılık sektörümüz zorlanmış olsa da özellikle 2019'un son çeyreğinde tümüyle toparlanmıştır. Baktığımız zaman, 2019 yılı toplam aktifleri geçen yıla göre yüzde 16,1 artışla 4,5 milyar liraya ulaşmıştır. Yine, sektörün öz kaynakları yüzde 16,6 büyüyerek 492 milyar lira seviyesine ulaşmıştır. Sermaye yeterliliği standart rasyosuna baktığımız zaman 2018 sonunda yüzde 17,3 olan bu oran, 2019 yılında yüzde 18,4'e yükselmiş, aynı şekilde çekirdek sermaye yeterlilik oranı da yüzde 13,8'den yüzde 14,2'ye çıkmıştır. Bu, bankacılık sistemimizin gücünü açık bir şekilde ortaya koyuyor, aynı zamanda güven artışına da neden olan bir özellik.

Kredi hacmi ve mevduat hacmine baktığımız zaman da şunu görüyoruz: Kredi hacminde 2019 yılında yüzde 10,9'luk bir artış söz konusu, mevduat hacmiyse yüzde 26,1 seviyesinde artış göstermiş. Dolayısıyla, mevduatın krediye dönüşümünde aşağı yönlü bir hareket dikkat çekiyor. Nitekim, geçen yıl, 2018 yılında yüzde 117,6 olan mevduatın krediye dönüşüm oranı 2019 yılında yüzde 103,5 seviyesine gerilemiş durumdadır.

Mevduatımız açısından tabii ki dolarizasyon sorunu devam ediyor, yüksek seviyesini koruyor, yüzde 50'nin üzerinde döviz tevdiat hesabı var. Bu, tabii, bankacılık sektörü açısından önemli bir sorun, kur riskini barındırıyor. Elbette ki enflasyonun düşmesi, Türk lirasının değerlenmesi ve güven artışı sonucu bu dolarizasyonun da önümüzdeki süreçte kırılacağına inanıyorum.

Bir diğer sorun, takipteki alacaklar. Elbette, kredi artış hızının yavaşlaması, ekonomideki durgunluğun etkisiyle takipteki alacaklarda önemli artış var. 2018 yılında 96,6 milyar lirayken 2019 sonunda 150,7 milyar liraya yükselmiş. Takipteki alacakların nakdî kredilere oranı da yüzde 3,87'den 2019 yılında yüzde 5,36'ya yükselmiş. Burada dikkat çeken, kamu bankaları burada olumlu bir tablo ortaya koyuyor. Kamu bankalarında bu yüzde 3,55 düzeyinde, yerli özel bankalarda yüzde 6,54 düzeyinde, yabancı bankalarda yüzde 7,06 düzeyinde takipteki alacaklar.

Burada, madde geldiğinde de arkadaşlarımız izah ederse Mustafa Bey, malum geçen yıl bir kanun çıkardık finansal yeniden yapılandırmayla ilgili. Bankalar Birliğinin açıkladığı rakamlara bakınca çok önemli bir sonuç alamadığımızı görüyorum yani şöyle: Şimdi, büyük ölçekli firmalarda kabaca 5 milyar liralık bir borç yapılandırılmış, kasım-aralık; ocağı vermemiş henüz, bu da 5 gruba ait, özellikle enerji ve turizm, ağırlıklı enerji. Küçük ölçekli, 25 milyon liranın altındaki yapılandırmalara baktığımız zaman orada hepten yani yok düzeyinde, bir firma o da yapılandırılan borç 10 milyon görünüyor yani bunun son durumunu da bir açıklarsak. Bir sorun var mı burada yani uygulamada bir sorun var mı? Neticede, bu takipteki alacaklar konusunda da katkı sağlayacak bir husus.

Dönem kârı açısından baktığımız zaman, bankacılık sektörünün 2019 yılı net dönem kârı 49,2 milyar lira, 2018 yılına göre yüzde 9'luk bir azalış söz konusu. Aynı şekilde, net dönem kârının ortalama aktiflere oranında da yüzde 1,45'den yüzde 1,17'ye, net kârın ortalama öz kaynaklara oranında da yüzde 14,8'den yüzde 11,5'a düşüş söz konusu ancak ekonomideki toparlanma, risk iştahının tekrar artmaya başlamasıyla birlikte burada da bankaların kârlarında tekrar bir artış olmasının söz konusu olacağına inanıyorum.

Evet, en çok tartışılan konulardan biri bu ücret-komisyon mevzusu. Şöyle bir kâr zarar tablosuna bir baktım bankaların. Gerçekten, 2019 yılında -her yıl böyle de 2019 yılı rakamlarını vereyim- toplam faiz gelirlerinde yüzde 14'lük bir artış var bankaların, faiz giderlerinde yüzde 16,2'lik artış var ama baktığımız zaman, kredilerden alınan ücret ve komisyonlarda artış yüzde 34,4. Bankacılık hizmetleri gelirleri ki bu bildiğimiz "dosya parası" diye adlandırılan husus, burada da yüzde 34,6'lık bir artış var. Geçtiğimiz yıllarda da bu hususa dikkat çeken birçok konuşmamız oldu, bu konunun zapturapta alınması gerektiğini ifade etmiştik. Nihayet, bu konuda hem dün yayınlanan tebliğlerle hem de bu kanun teklifinde yer alan maddeyle bu konu zapturapt altına alınacak, bu, memnuniyet verici. Tabii ki vatandaş çaresiz, mecburen ödediği dosya parasıdır, ücrettir, komisyondur; bir anlamda bunlara bir standart gelmesi çok önemli, kredi kullanan vatandaşımız açısından da çok önemli.

Yine, bir soruyu sorayım, maddelerde tabii tartışacağız da, biraz önce Garo Bey'in söylediklerine katılmıyorum, manipülasyon tüm dünyada cezası olan bir konu ki sermaye piyasamızda uygulanan bir konu, bunun bankacılık sektörüne de getirilmesi çok doğru bir yaklaşım. Benim sormak istediğim şu: Malum, 23 Mart 2019 günü Anadolu Ajansından bir açıklama geldi "Hem SPK'den hem BDDK'den JP Morgan'a manipülasyon nedeniyle inceleme" diye. Yani bununla ilgili bir sonuç alındı mı? Bir de 28 Mayıs 2019'da CNN Türk "BDDK ve SPK de haydutlar kulübünü soruşturuyor." diye geçmiş bu haberi, malum bankalar, JP Morgan, Citigroup, RBS, UBS Group, Barclays için. Yani şu anda bu teklifle bir düzenleme getiriyoruz da mevcut incelemelerde herhangi bir kanunda ceza olmadığı için bir sonuç mu alamadık yani o konuda ne yapıldı bu incelemelerde? Çünkü hem BDDK'nin hem SPK'nin inceleme yaptığına dair kendi açıklamaları var. Buradan ne sonuç alındı, onu da bize izah ederlerse memnun olurum.

Bir diğer konu: Tabii, ekonomideki toparlanma, inşallah, 2020 yılında daha da güçlü bir şekilde vatandaşımızın da hissedeceği bir ekonomik aktivite olacak. Bu anlamda vatandaşı, esnafımızı, sanayicimizi, çiftçimizi rahatlatacak kararlara ihtiyaç var. Nedir mesela? Şu anda sicil affı beklentisi var. Malum, kredi taksitini ödeyemeyen, çekini ödeyemeyen birisi risk merkezi kayıtlarına giriyor, borcunu ödese bile beş yıl kredi kullanamıyor, çek kullanamıyor. Yani bu konuda bir düzenleme yapılmasının ben çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Baktığımız zaman, KOBİ'lerde çok sıkıntı var. Biraz önce finansal yapılandırmayı söylemiştim ya Mustafa Bey, KOBİ kredilerinde, baktığımız zaman, takipteki kredi oranı yüzde 10,14 yani genel ortalamanın 2 katı düzeyinde KOBİ kredilerinde takipteki kredi var. Bu konuda da, bilmiyorum, bu finansal yapılandırmadan bir sonuç alabilecek miyiz bu durumdaki KOBİ'lerimizi rahatlatacak? Bunun uygulamasını da biraz önce söyledim, bir sorun var mı? Son durum ne aşamada? O konuda da bilgi alalım.

Tabii ki çiftçimiz sıkıntıda. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi borçlarının uygun şartlarda ve uzun vadede yapılandırılmasını bekliyorlar. Mevcutta bir yapılandırma uygulaması var ama cazibesi yok yani bir kanunla çiftçimizi rahatlatacak daha cazip bir yapılandırma getirelim diyorum.

Kanun teklifiyle ilgili konularda zaten genel açıklamayı siz yaptınız yani hem uluslararası standartlara uygun değişiklikler yapılması, sermaye piyasasının derinleştirilmesi, bankacılık sisteminin zapturapt altına alınması, cezaların güncellenmesi gibi maddeler var, genel olarak olumlu bakıyoruz hepsine Milliyetçi Hareket Partisi olarak. Maddelere gelince de gerekli önerilerimiz olursa ifade ederiz.

Ben teşekkür ediyorum Başkanım.