| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2596) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 11 .02.2020 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar; şimdi bizim kaygımız şu: Bu siyasi iradenin, bu düzenlemeler sonucunda, bağımsız olduğu yasalarında yazılı olan denetleyici kurum ve kuruluşlara talimat vermesi ve bu maddelerdeki subjektif ifadeler sonucunda da subjektif sonuçlar doğması ve bunun da sektörde bir belirsizlik yaratması ve belki de finansal sistemde bir krize yol açması.
Bakın, az önce bunun örneğini yaşadık. Şimdi, biz hangi yasayı görüşüyoruz? Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunu ilgilendiriyor bu yasa, değil mi? Yasasında da bağımsız bu kurum.
Şimdi, ben bir soru sordum, dedim ki: "Mustafa Bey, buradaki bu manipülasyon filan meseleleri, subjektif ifadeler konusunda ne diyorsunuz?" O konuda çok fazla bir şey söylemedi Mustafa Bey, Sayın Bakan Yardımcısına sözü verdi. Sayın Bakan Yardımcısı direkt olarak niyeti söyledi. Bakın, yürütmenin bir temsilcisi burada, kendisi yürütmeyi temsil ediyor. "Bizim buradaki niyetimiz, burada zapturapt altına almak" diye bir ifade kullandı. Ben de "Öyle ifade olur mu?" dedim. "Serbest mi bırakalım?" dedi.
Şimdi, şunu söylemiş oluyor: "Bu yasayı biz yürüteceğiz." Yani Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanımız hiçbir şey demedi. Düşünün ki kendisiyle ilgili ifadeler, kendisi, o kurul bunu belirleyecek, neyin suç olup olmadığını. Yürütmenin temsilcisi bu ifadeyi kullandı. İşte bu da bizim kaygılarımızın gerçek olduğunu gösteren maalesef bir tezahürdü, ortaya çıktı. Yani yürütme, subjektif olarak.. Diyelim ki birisi, bir bankacı çıktı "Dolar yükselecek diye düşünüyorum." dedi. Mesela bir bankanın sözcüleri çıkıyor televizyona veya bir rapor açıklıyorlar "Ya, biz, doların 6,50 olmasını bekliyoruz." dedi diyelim ki. Şimdi, buna da diyelim ki Sayın Cumhurbaşkanı kızdı "Vay, sen nasıl 6,50 olacak dedin?" Şimdi, diyor ki buradaki bu maddenin lafzı: "Bankacılık sistemini tehlikeye düşürdükleri tespit edilen banka mensuplarının..." Şimdi, buyurun bakalım, Sayın Cumhurbaşkanı veya Berat Bey, Sayın Hazine Bakanı düşündü ki: "Ya, bu bankacılık sistemini tehlikeye düşürüyor." O günlerde dolar yükselmeye başladı, bir tane günah keçisi bulunacak. "Hah, şu bankanın raporunda dolar 6,50 olacak." diye yazılmıştı veya "7 lira olacak." diye yazılmıştı. Kim yazdı? Ahmet yazdı, Mehmet yazdı, Ayşe yazdı, hadi onu asalım, suç duyurusunda bulunalım, onun yüzünden oldu. Böyle yorumlanabilecek bir durumla karşı karşıyayız arkadaşlar. Yoksa Avrupa'da şöyleymiş...
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Yorumlanabilecek değil, yorumlanıyor.
GARO PAYLAN(Diyarbakır) - Yorumlanıyor.
Şimdi, arkadaşlar, Avrupa'da şöyleymiş böyleymiş, onun çevirisini yaptık, burada uyguladık demek olmuyor çünkü biz farklı bir rejim yaşıyoruz. Yani Avrupa'da kurallar, kaideler, regülasyonlar, kurumların görevi, denetleyici kurum ve kurullar, her şey, taşlar yerine oturmuştur, bankacılık sistemi sağlamdır. Hiçbir yürütme temsilcisi şu açıklamayı yapmaz, "Biz bankacılık sistemini zapturapt altına alacağız. E, serbest mi bırakalım?" demez orada bir yürütme temsilcisi ama işte burada diyebiliyor. Çünkü burada "Her şeyi ben belirleyeceğim." diyen bir yürütme var yani denge denetleme anlamında Meclisin de yargının da zayıf olduğu, denetleyici kurum ve kuruluşların zayıf olduğu bir düzleme geçtik. Bu düzlemde daha fazla yetkiyi eğer ki bu tip subjektif ifadelerle dolu yasalarla, eğer ki BDDK adıyla yürütmeye verirsek emin olun, hani az önce konuşmamda söyledim, züccaciye dükkanına girmiş fil misali her şeyi kırar, kırıp dökebiliriz.
Sayın Mustafa Savaş, o açıdan, size tekrar soruyorum bu maddede: "Bankacılık sistemini tehlikeye düşürdükleri tespit edilen banka mensuplarının" ifadesi ne demek, nereye kadar yorumlanabilir? Yani benim dediğim gibi birisi dolar yükselecek, faizler düşecek, faizler yükselecek diye bir yorum yaptığında, ben açıkça söyleyeyim, mevcut pratiklere baktığımda bu cümleye sokulabilecek durumda olduğunu hissediyorum. Şimdi, siz böyle bir tehlike görmüyor musunuz geçmişte bankacılık da yapmış, sektörden gelen bir kişi olarak -bir banka genel müdür yardımcılığı yapmıştınız sanıyorum- yani pek çok kurumda bulunmuş bir insan olarak? Yani bu iktidar olmasa da AK PARTİ iktidarı gitti, başka bir iktidar geldi, başka bir yönetici geldi, böyle yetki sınırlarını zorlayan ifadeler dolu bir maddede bankacılık sistemi ne hâle getirilebilir veya banka çalışanlarının hangi risklerle karşı karşıya kalabileceğine dair açıkça söyleyeyim ben ciddi kaygılar taşıyorum.
Bakın, BDDK Başkanımıza da soruyorum: BDDK bağımsız olsa, özerk olsa -illa bağımsızlık denmez, özerk olsa- bu yetkiler konusunda geçmiş pratiklerinin tam bir bağımsızlık veya özerklik çerçevesinde olduğunu bilsem -çünkü her şeyin yazılı olması gerekmiyor, teamüller de esastır, öyle değil mi?- yani bankanın, kurulların pratikleri vardır biliriz ki "Ya BDDK, bu ifade var ama şunun dışına çıkmaz." diyebiliriz çünkü teamüller vardır orada, gelmiş yerleşik teamüller vardır, ben BDDK'yla ilgili bunu söyleyemiyorum maalesef, maalesef söylemiyorum. Çünkü geçen yıl, efendim, işte "Döviz yükseldi." Ee, birileri "tweet" attı, açıklama yaptı. 50 kişiyle ilgili suç duyurusunda bulunmuş bir BDDK ve SPK var. Ya, adam yalnızca "Döviz yükselecek." demiş. "Döviz yükselecek." demek suç mu? Ama BDDK suç duyurusunda bulundu. Şimdi, yarın bankacılık sistemini tehlikeye düşürdüğünü düşündükleri "döviz yükselecek" diyen birisi hakkında, bir banka mensubunu asmayacağını, onu günah keçisi yapmayacağını ben nereden bilebilirim? Bilemem çünkü bu anlamda güvenmiyorum. Bu güvenimizi sağlamak durumundasınız Sayın BDDK Başkanımız ve teklif sahibi olarak sizi savunan Mustafa Savaş olarak bu güveni sağlamadığınız sürece de bu maddeler, bu ifadeler, bu sübjektif ifadeler son derece tehlikelidir.