| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2596) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 11 .02.2020 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Savaş, şimdi, bankacılıktan geldiğiniz için soruyorum: Niye bu riskler konmuş, niye bu regülasyonlar konmuş? Çünkü bir banka, belli bir gruba -yüzde 25'i aşmasın ki- o grup olarak diyelim ki battığında bankayı da beraberinde götürmesin diye bu yapılmış. Öyle değil mi? Diyelim ki: Koç Grubu battı, 4 tane aile şirketine çok kredi verseydin bankayı da götürebilirdi, bankayı korumak için yapılmış bir regülasyon.
Şimdi, Hazine ile Varlık Fonu'nu bir tutabilir miyiz diye bir değerlendirme yapalım: Yani o bir AŞ, burada Hazineden bahsediyoruz, onun limitlerinin olup olmaması. Bence artık arkadaşlar, Varlık Fonunu da bir risk grubu olarak tanımlamamız gerekiyor yani nasıl Koç Holdingin bir riski varsa Varlık Fonunun da riskleri olacak yani belli yatırımlar da bulunacak arkadaşlar, biliyorsunuz. Hani Kanal İstanbul'u bir kenara koyalım, ben öyle olacağını düşünüyorum da Varlık Fonu başka başka yatırımlara girecek, girmeyi düşünüyor. Diyelim ki girdiği yatırımlar tutabilir ama tutmayabilir de. Yani diyelim ki Varlık Fonu yerli araba projesine ortak oldu, inşallah tutar ama tutmayabilir, parayı batırabilir yani aldığı kredileri. Sonuç olarak ne olur? Dolaylı olarak bu gelip kamunun, devletin bir riski olarak kalacak veya bankaların da... Ziraat Bankası diyelim ki kredi verdi yüzde 100'ünden fazla yani öz sermayesinin yüzde 100'ü kadar kredi verdi. Düşünün, bir anda diyelim ki 20 milyarlık kredi verdi, Ziraat Bankasını zorlayabilir. Şimdi bu, doğru bir risk mi? Yani risk yönetimi en önemi şey değil midir bankacılıkta? En önemli şeydir, risk yönetimi. Bu devletin, kamunun, vatandaşlarımızın alması gereken bir risk mi, almaması gereken bir risk mi? Bence bunu tartışmalıyız yani sistemik bir riske yol açar mı Varlık Fonuna sınırsız... Bakın, biliyorsunuz, bazen belli şirketlere çok kredi vermek yanlıştır. Hani, niye limitlersiniz onu? Çünkü bir balon yaratır, har vurup harman savurabilir ve sonuçta bir balon yaratılır, belki kâr etmiş gibi gözükür ama sonra bir sistemik riskte, bir krizde büyük bir batışla da karşı karşıya kalabiliriz. Ben şunu düşünüyorum arkadaşlar: Varlık Fonu da risk alacak yani riskli yatırımlara girecek ve borçlanacak yani elinde bir varlık yok, Norveç gibi değil durum. Norveç Varlık Fonu risk alıyor, geliyor Türkiye'ye de yatırım yapıyor ama bildiğim kadarıyla portföyünün yüzde 5'i kadar risk alıyor yani gelişmekte olan ülkelere portföyünün yüzde 5'ini koyuyor, yüzde 10'unu koyuyor, orada da bir regülasyon var. Yani o batsa da orada risk alıyor ama onun karşılığında getirisi var, ana kaynak duruyor. Bizim Varlık Fonumuzda bir kaynak yok, bir varlık yok. Şimdi, varlıklar ne? Kamunun son kuruluşları. Bunları rehin ederek alınacak bir riski, buna karşı tahvil çıkarıp sınırsız kredi almak bu kurumları da riske atar ve sonuçta da dönüp dolaşıp bankacılık sistemine dönük bir riskle karşı karşıya kalabiliriz; bu riski almayalım. Yani bunu hesap ettiniz mi? Ben size açıkça soruyorum: Diyelim ki Varlık Fonu sınırsız krediler aldı, öz sermayesinin çok daha üzerinde krediler aldı fonlarına; Varlık Fonu gitti, çeşitli yatırımlara yatırdı -adını Kanal İstanbul koymayalım- başka yatırımlara. Bunlarda geri dönmeme riskini hiç mi gözetmiyorsunuz yani Varlık Fonu her yaptığı yatırımı dört dörtlük mü yapacak? Değil, bu anlamda bunu merak ediyorum Sayın Savaş. Yani bunda bir risk görmüyor musunuz bir eski bankacı olarak? Bankacılık sistemine dönük olarak ileride sınırsız borçlanan bir Varlık Fonunun bankacılık sisteminde ciddi bir risk yaratma olasılığını hiç mi değerlendirmiyorsunuz diye size net bir soru soruyorum. Evet, aynı zamanda bu sorum Varlık Fonu Genel Müdürümüze de olsun.