| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2596) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 12 .02.2020 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Savaş, işte "enerji" dediniz, "otoyol" dediniz, "hastane" dediniz de "kanal" demediniz yani...
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Sen söyleyeceksin nasılsa diye...
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Bunu bekliyorduk.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Sayın Paylan, sen söyleyeceksin, onun için...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani kanal da değil, ne var yani? Hani niye "kanal" demiyorsunuz? Çünkü Sayın Cumhurbaşkanının aklında kanalı yapmak var.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - E, derim. Diyeyim yani ne var, ne olmuş?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ha, demiş olun, tamam kayda geçsin, onu söylüyorum.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Ne kadar çok meraklısın kayda geçirmeye ya!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Deyin, niyet ortaya çıksın yani o açıdan söylüyorum.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Yazmıyor ama maalesef.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama sen yazmışsın bu maddeyi Sayın Savaş.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Tamam, ben yazdım, onun için yazmadım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama bak demiş oldun, kayda geçti işte.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Çok komiksin ya.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, niyeti... Bakın, şunu söylüyorum: Bunlarda mahcup olunacak bir durum yok.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Teşekkür ediyoruz efendim, kayda geçtiğine göre...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Niyetiniz buysa bunu söyleyin, vatandaş da bilsin.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Ya, yok öyle bir şey.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın Paylan, teşekkür ediyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir dakika, bitireyim Başkanım.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Bitmedi mi? Soruyu sordunuz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, yeni başladım daha.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - "Kayda geçirdim" dediniz, ben bitti diye şey yaptım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, hayır.
Şimdi, ben bu maddenin tamamıyla Kanal İstanbul'la ilgili olduğuna eminim, hiçbir şüphem yok. Kanal İstanbul odaklı olarak bu madde yazılmış ve maalesef buraya gelmiş.
Değerli arkadaşlar, ekolojik meselelerle ilgili tabii ki Kanal İstanbul'a karşıyız ama Türkiye'nin öncelikleri anlamında da Kanal İstanbul'a karşıyız. İstanbul'u bir deprem bekliyor, milyonlarca vatandaşımız tabut evlerde yaşıyor. Yalnızca İstanbul'da değil, bütün Türkiye'de bu durumdayız ve hâlâ Cumhurbaşkanının önceliği kanalı yapmak yani Türkiye'nin önceliğinin depreme dayanıklı konutlarda vatandaşımızı yaşatmak olması gerekirken maalesef kanalı önceleyen bir yürütmemiz var.
Şimdi, Sayın Savaş, sizin bu konudaki düşüncelerinizi gerçekten merak ediyorum yani projeye dayalı bir finansman fonu ortaya koydunuz ve bununla ilgili bir yasa teklifi getirdiniz "köprü, otoyol" dediniz.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Enerji dedim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Enerji" dediniz. O zaman şunu düşünüyorsunuz, kanal bu şeyde olmamalı diye düşünüyorsunuz, gerekçede yok çünkü. Yani tersten sorayım ben size, kanalın burada olmaması gerektiğini düşünüyorsunuz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çok zorluyorsun ya.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Zorlarım tabii ki. Niye zorlamayayım?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Niye kendini bağlıyorsun ya bir şeye?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Cumhurbaşkanı birkaç ay öncesine kadar dedi ki: "Kanal İstanbul'u yap-işlet-devret modeliyle yapacağız." Öyle değil mi? Yani "Şehir hastaneleri gibi, köprü, otoyol gibi yap-işlet-devret modeliyle yapacağız." dedi. Bunun olmayacağı ortaya çıktı. Sayın Cumhurbaşkanı bundan bir iki ay önce dedi ki: "Bunu kamu kaynaklarıyla yapacağız." Bakın, bütçeye 25 kuruş bununla ilgili kaynak konulmadığı hâlde "Bunu kamu kaynaklarıyla yapacağız." dedi. Sanıyorum ona, herhâlde, Berat Bey Hazineden sorumlu...
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Benim okuduğum "gerekirse" ifadesi var orada.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Gerekirse" ayrı bir şey. Yani Sayın Cumhurbaşkanının ağzından çıkmış bir ifade bu, "Kamu kaynaklarıyla yaparız." dedi. Ondan da herhâlde olamayacağını bir şekilde anladı; kamu kaynaklarıyla olmayacağını, bütçede böyle bir kaynağın olmadığını anladı.
Şimdi, bir de şöyle bir algı oluştu Kanal İstanbul'la ilgili: Hani biliyorsunuz, haberlerde de çıktı; oradaki, o güzergâhtaki arsaların bir şekilde kapatıldığına, birileri tarafından önceden alındığına dair bir algı çıktı. Bazı Körfez sermayesi ve yandaş sermayenin o arazileri kapattığı ve orada bu yüzden bir angajmanlara girildiği ve kanal konusunda bu yüzden ısrar edildiği konusunda da bir algı da çıktı. Şimdi bu algıyı değiştirmek ve halka mal etmek yani orada oluşacak rantı halka mal etmek için ben bu maddenin geldiğini düşünüyorum. Yani Proje Finansman Fonu kurulacak, bununla ilgili halka denilecek ki: "Ey halkım, biz burada yat limanı yapacağız, şehir yapacağız, burada rantlar oluşacak. Bu projenin maliyeti de 100 milyar TL. Burada yatırım yapan her bir kişi 1 koyup 5 alacak çünkü rant oluşacak burada. Her koyan 1 koyup 5 alacak." Bu şekilde bir hayal ortaya konulacak, hayal satılacak ve bir şekilde bu projeye ortak edilmeye çalışılacak. Yani tabanın, halkın kabul etmediği, anketlere göre yüzde 75-80'inin karşı olduğu bir projeye... Şu anda, ben açıkça söyleyeyim, bunu bir günah olarak tanımlıyorum doğaya karşı, halka karşı, insana karşı ve önceliklerimize karşı ve bu günaha ortak edilmeye çalışılacak insanlar.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Hayal satacaksınız." diyorsunuz ve siz de günaha giriyorsunuz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - E, öyle.
Şimdi, bu maddenin de niyetinde bu kanal meselesi olduğu için arkadaşlar, ben çok tehlikeli bir mesele olarak değerlendiriyorum. Bu torbada 2 tane madde kanalla ilgiliydi. Biri, Varlık Fonu'na verilen sınırsız borçlanma yetkisiydi. Böylece kamu bankaları başta olmak üzere bankacılık sisteminin kaynakları bu şekilde kanal projesine aktarılmaya çalışılacak; ikinci olarak da bu "Proje Finansmanı Fonu" adıyla Kanal İstanbul'a... Algı olarak "Yandaşlara ve Körfez sermayesine satıldı." denilen arazilerin bir bölümüne de o projelerle halk ortak edilmeye çalışılacak. Bu açıdan ciddi anlamda sıkıntılı bir madde olarak değerlendiriyorum.
Diğer bir konu: "İhracatçının genel riskine olabildiğince az maruz kalması yatırımcıların" diyorsunuz. Şimdi şöyle bir koruma getiriyorsunuz sanıyorum Sayın Savaş yani bu fona herhangi bir şekilde... Diyelim ki ihale edildi bu Kanal İstanbul, 5 tane şirket de kazandı. Kazanan şirketleri saymamayım burada, biliyorsunuz isimlerini, malum 5 tane şirket kazandı. Onlar yatırıma giriştiler. Sekiz yıl boyunca ne yapacaklar? Milyonlarca kamyon toprağı alacaklar, Karadeniz'e veya Marmara'ya dökecekler; yapacakları şey bu. Ülkenin katma değerine, ekonomisine katkısı bu olacak. Bu süreçte de yatırımcılar olarak burada, alacaklılar olacak. Herhangi bir başka alacaklının bu riske... Yani diyelim ki Kanal İstanbul haricinde bu şirketlerin borçları, harçları olmasına rağmen buraya dokunamayacağı konusunda bir güvence getirmiş oluyoruz. Yani bu projenin bir dokunulmazlığı yani öbür borçlarıyla ilgili... Diyelim ki bu 5 tane şirket İstanbul Havalimanıyla ilgili milyar dolarlık borcunu ödeyemiyor şu anda, biliyorsunuz, sürekli borç erteleniyor. Burada yatırım yaparken İstanbul Havalimanıyla ilgili ödemesi gereken borçlarla ilgili burada herhangi bir takip yapılamayacağı konusunda bir dokunulmazlık da getiriyor burada. Bunu da ciddi bir sıkıntı olarak değerlendiriyorum yani o şirketlerin de korumaya alınması olarak değerlendiriyorum.
"Yabancı yatırımcıların ülkemize gelişine katkı sağlanması" demişsiniz, bunun nasıl olacağın açıklamıyorsunuz. Nasıl olacak? Neden yabancı yatırımcıya bu daha cazip gelsin? Yani Proje Finansman Fonu neden daha cazip olabilir yabancı yatırımcıya? Bunu da ben...
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Hazır getiri...
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Yabancı kuruluşlar üzerinden gelmek istiyor birçok dış yatırımcı fon sahibi, bankacılık üzerinden ki daha önce bu başımıza geldi. Orada bir esneklik var bankalar için.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Avantajı nedir bunun onlara?
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Bankacılık sektörü istiyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İstiyor da niye istiyor, onu bilmiyorum yani niye onu istiyor?
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Orada bir esneklik var SPK'nın mevzuatı ile bankacılık mevzuatı farklı. SPK'nın mevzuatı, bankacılık mevzuatına göre biraz daha esnek yani uluslararası birtakım kriterlere tabi değil, Basel Kriterlerine tabi değil.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Neyse tamam.
Ezcümle şunu söyleyeyim arkadaşlar: Bu maddenin amacı, niyeti Kanal İstanbul'la ilgilidir ve Türkiye için bir yıkım projesidir. Vatandaşlarımızın intihar ettiği, ülke ekonomisinin bu kadar bozuk olduğu, depreme dayanıksız milyonlarca konutun olduğu bir ülkede önceliğimiz kanal olamaz, olmamalıdır.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Bu maddenin kanalla ne ilgisi var?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Çok ilgisi var. Bu maddeyle tamamen kanal İstanbul hedeflenmektedir, Kanal İstanbul'un finansmanı hedeflenmektedir. O çerçevede de bu maddeye kesinlikle karşı çıkmamız gerekir.