| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2633) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 24 .02.2020 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, konu şöyle; ben de eski bir sosyal güvenlikçi olarak anladığımı anlatayım, anlamadığım tarafları da var, ben de soru sormak istiyorum: Şimdi, normalde işe girdiğimiz zaman -hepimiz için geçerli bu- Sosyal Güvenlik mevzuatına tabiyiz. Bizim mevzuatımıza göre de işe girdikten sonra belli bir tarihten itibaren 8 sigorta kolu geçerli oluyor. Yani yaşlılık aylığı, Allah nasip eder sakatlık şu bu olmadan emekli olursanız, emekliliğe hak kazanırsanız emekli aylığı alıyorsunuz, bir emeklilik sigortası; ondan sonra, ölürsek -Allah korusun- ölüm aylığı bağlanıyor yakınlarımıza; malullük var, burada geçen malullük konusu da var, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık -hastalandığımız zaman için- işsizlik de var yani bu 8 sigorta geçerli. Bizim mevzuatımızda çalışanlar için malullük de düzenlenmiş fakat gaziler için ayrı bir mevzuat söz konusu. Burada geçen düzenlemeyi, biz, bu 2330 sayılı Kanun için yapıyoruz. Burada özel olarak yani işe girenler dışında ilave olarak barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle görevli olanların bu görevlerinden dolayı -görevleri sona ermiş olsa bile- yaptıkları hizmet nedeniyle derhâl veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma vesaire durumlar için ayrıca var. Yani bu düzenlemeyi biz SGK mevzuatı dışında, gazilerimiz için ayrıca yapıyoruz. Gaziler için ayrı bir maaş var ama SGK aylığına bağlı bir düzenleme var aynı zamanda yani SGK'deki çalışma sürelerini dikkate alarak yapılıyor bu. Hâlbuki ona da çok uygun değil, Sosyal Güvenlik mevzuatına da çok uygun değil; prim ödemesine bağlı değil, prim ödemesine bağlı olarak yapılmıyor bu işlem; rütbesine göre -biraz önce Genel Müdürümüz söyledi- Emekli Sandığına, Silahlı Kuvvetler mevzuatına vesaire tabi olup olmamasına göre yapılıyor bu, sadece prim ödeme süresine bağlı olarak yapılmıyor. Dolayısıyla da iş karışıyor, sıkıntı oluyor. Şöyle olabilseydi: Bu 2330 sayılı Kanun'la yani bu üzerinde çalıştığımız kanunla sadece gazilerle ilgili bir düzenleme yapsak, kurallarını ayrıca belirlesek sorun yok ama bir taraftan da SGK mevzuatına göre bunu yapmaya çalıştığımız için sıkıntı çıkıyor. SGK mevzuatına göre -biraz önce Kamil Hocanın sorduğu- mesela askere gitti, askerde malul oldu bir çatışmadan dolayı, malul hâle geldi kişi, o maluliyetin tespit edildiği tarihten itibaren maaş bağlanıyor yani malul olduğu tarihte değil, çatışmanın olduğu tarihte değil, onu Mustafa Bey de söyledi gitmeden önce; çatışmanın olduğu, malul olduğu tarih esas alınmıyor, tespit edildiği tarih esas alınıyor mevzuata göre; o da sıkıntı çıkarıyor. Bazen bu, bir ay olabilir, bazen bir sene olabilir. Demin çok ekstrem bir örnek verdi Mehmet Ali Bey, yirmi sekiz sene de olmuş herhâlde, anormal bir şey tabii. Bu süre içerisinde maaş bağlanamıyor, aylık bağlanamıyor. Bu tür anormallikler var. Aslında bu 2330'un ayrı düzenlenmesi lazım, kurallarının belki farklı olması lazım; yoksa her hâlükârda karışacak yani biz bunu düzenlerken öbür taraftan başka bir tarafta da sıkıntı çıkarabileceğiz.
Şimdi, SGK mevzuatıyla bağlı olarak, gazinin, geçmişteki hizmetlerini dikkate alarak çalışması hâlinde, o hizmetlerin dikkate alınıp ikinci bir emeklilik aylığı bağlanmasını görüşüyoruz. Bu, çok olumlu bir durum; böyle olması lazım ama dernekten arkadaşların da belirttiği gibi, bazı haksızlıklar da var, örneğin şeref aylığı. Bu çatışmalara girmiş, savaşlara katılmış kişilerin şeref aylığı da almaları söz konusu. Bu aylığı eğer hiçbir sosyal güvencesi yoksa tam alıyor, varsa yarım alıyor. Hâlbuki bu şeref aylığı, ayrı bir şey, primle bağlantılı değil bu da. Bunu da herkesin tam alması gerekir, primle de bağlantılı değil bu aylık çünkü; adı üzerinde, devlet tarafından verilen şeref aylığı. Ayrıca maluliyet tarihi değil, olayın olduğu tarihin esas alınması da lazım, bunu da düzeltmemiz lazım birlikte. Benim anladığım bu.
Cevdet Bey, bilmiyorum, söylediklerim doğru mudur, bu şekilde midir sorun da?
Başkanım, teşekkür ederim size de o zaman.