| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2633) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 25 .02.2020 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Gerçi, Başkan Elvan yok ama neyse ki Sayın Bakan Vekilimiz burada.
Dün konuştuğumuz üzere, torba yasa teklifinin tuzaklarına artı bir tuzak eklenmiş oluyor çünkü uzmanlık komisyonundan buraya alınmak suretiyle bir tür torbalama, Plan ve Bütçe Komisyonu kanalıyla perdelemeye dönüştürülmüş bulunuyor. Bu, tabii ki Plan ve Bütçe Komisyonunun itibarsızlaştırılması sonucunu da doğuracaktır. Bu bakımdan, dün belirttiğim gibi, İç Tüzük 38 gereği anayasallık sorununun öncelikle görüşülmesi son derece gereklidir. Bunu bir kez daha hatırlatıyorum.
Sayın Bakan Vekili, 21 Kasım 2019 günü İçişleri Komisyonunda tartıştık ve karşılıklı olarak da biraz şeyimiz olmuştu. İçişleri Komisyonu üyeleri de buradalar. Bunu, yaklaşık üç ay sonra buraya getirmiş bulunuyorlar diyelim, siz getirmediniz de vekiller getirdi. Soruyorum: Acaba, bu salonda o Komisyonda, bizim İçişleri Komisyonu üyeleri dışında, Sayın Bakan Vekilimiz dışında bulunan üye var mı hiç? Yani 11 Kasım günü İçişleri Komisyonunda, bu konuyu görüştüğümüz Komisyonda hazır bulunan üyeler var mı, hiçbir vekil var mı? Vekil dışındakiler mutlaka vardır çünkü tabii, İçişleri Bakan Vekilini iki gündür mahkûm ettik, burada bekletiyoruz, diğer kamu görevlilerini de aynı şekilde -torbanın sakıncaları- kamu hizmetlerini de aksatıyoruz aynı zamanda hem Plan ve Bütçe Komisyonunu meşgul ediyoruz, aynı zamanda da kamu hizmetlerini aksatıyoruz.
Burada, Nilgün Hanım önemli bir gerekçe öne sürdü. Ben, bu konunun, giriş niteliğinde yaptığım bu konuşmada sorunun sadece Anayasa sorunu olmadığını, hukuk sorunu olmadığını, aynı zamanda etik sorunu olduğunu vurgulamak suretiyle, teklif sahibinin ortaya koyduğu gerekçeyle devam etmek istiyorum. Orada, gerekçeye göre "cemiyet" ve "cemaat" ayrımını yapmış oldu ve "Cemaatlerin neden olduğu kötüye kullanımlar sonucu böyle bir düzenleme gereği doğdu." dedi. Ben, her ikisinin anayasal çerçevesini belirteceğim ama öncelikle 1997 Şubatı ile 2007 şubatına değinerek bu konuyu açıklayacağım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, tamamlayalım lütfen.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, tam üç saat önce düğmeye bastım. Bu, çok önemli bir konu, toparlayacağım tabii ki ama konuşmak için konuşmuyorum. Üç saattir burada bekliyorum bunların ortaya konması için, tekrara da düşmüyorum.
ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - Ben süremden veriyorum, benim süremi kullansın.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Devam edin.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Burada, hatırlayalım, 28 Şubat 1998 öncesi, sonrası dönemleri. "Cemaatler sivil toplum örgütüdür." dendiği zaman, biz diyorduk ki: "Hayır, sivil toplum örgütü değildir çünkü sivil topluma giriş belli -şimdi konuştuğumuz gibi- üyelik belli, çıkış belli ama cemaat cemaattir." "Ha, siz cemaate sivil toplum demiyor musunuz, o zaman siz demokrat değilsiniz." deniyordu tam 28 Şubat döneminde. Şimdi, Şubat 2017'de Sayın Başbakan, Cumhuriyetin son Başbakanı olmakla hüzünlü bir biçimde övünen Sayın Başbakan şöyle dedi... 22 Şubat günü "Bu listelerde binlerce kamu görevlisi var. Ne oluyor?" diye gazeteciler soruyorlar, benim adımı vererek soruyorlar. "Biz onu bilmiyoruz ki? Listelerde kim yer alıyor, kanun hükmünde kararnamelerin ek listelerinde kimlerin yer aldığını biz bilemeyiz, basından öğreniyoruz." diyor ve şunu ekliyor: "Kurunun yanında yaş da yanıyor olabilir, hatalar oluyor, düzelteceğiz."
Bakın, burada, Sayın Vekil Nilgün Hanım "Cemaatlere ilişkin bir kötüye kullanımı düzelteceğiz." diye...
NİLGÜN ÖK (Denizli) - "Cemaatlere" demedim ama ben, FETÖ...
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Tamam, FETÖ...
FETÖ, cemaat sonuç olarak.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Cemaatti.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - FETÖ terör örgütü...
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Hayır, ama bakın...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Çok farklı.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama ben öyle bir şey söylemedim.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - O zaman... Lütfen... Bakın, siz konuşurken ben müdahale etmedim.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama "cemaatler" demedim.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Hayır, değil efendim. 17-25 Aralığa kadar Gülen Cemaatiydi, hizmet cemaatiydi. Dolayısıyla ben o dönemde söz ediyorum.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama ben öyle demedim.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Ök, söz vereceğim size.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama ben "cemaatler." demedim, bir yanlış var, düzeltmek lazım.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Tamam, biz, Fetullah Gülen terör örgütü olduğunu biliyoruz.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Bakın, ben, bunlara neden değindim? Hukuki konuşmak için. Anayasa'nın 24'üncü maddesi açık, o zaman da söylüyordum ben, 24'üncü maddeye göre 14'üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî ayin ve törenler serbesttir.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, lütfen tamamlayın.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Tamamlıyorum.
Şimdi, siz, eğer gerçekten o konuda dinsel cemaatlere ilişkin bir düzenleme yapmak istiyorsanız o zaman, burada konuştuğumuz üzere onları sivil toplum örgütü olmaya davet edersiniz: "Mademki siz dinsel vecibeleri yerine getirmek için bir araya geliyorsunuz, madde 33'e göre örgütlenin, saklayacak bir şeyiniz yoksa bunu yapın." dersiniz ve o zaman...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, teşekkür ediyorum.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Hayır, toparlayalım, bitireyim.
O zaman, işte bugün konuştuğumuz konuya gelebiliriz. Bakın, şimdi 33'üncü madde çerçevesinde sizin yapmak istediğiniz düzenleme... Benim Başkanlığını yaptığım Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği sitesine girin, üyelerin adlarını, soyadlarını görebilirsiniz, ilan etmiş bulunuyoruz. Bu, derneğin iradesiyle olmuş bir durumdur; isteyen ilan eder, isteyen etmez.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, lütfen, tamamlayalım.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, ama şimdi, sizin yapmak istediğinize gelince elimizde Dernekler Kanunu var...
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - 3 kat konuştu, bir milletvekilinin 3 katı konuştu sayın hocam.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Ama bu...
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Ben de hakkımı hocama veriyorum, benim hakkımı da kullansın.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Çok teşekkür ederim.
Şimdi, bakın, 33'ücü madde üzerinde çok duruldu ama elimizde Dernekler Kanunu var. Sayın Ersoy hatırlayacaktır, 2004'te eğer Mecliste idiyseniz bizim, sivil toplum örgütlerinin katkısıyla da yazıldı bu metin ve sonraları çok değiştirildi.
Şimdi, bakın, mesela, burada sizin getirmek istediğiniz husus... Şu anda yürürlükte olan 23'üncü maddeyle, seçimlerden sonra yönetim kurulu, denetim kurulu, asıl üyeler ve yedek üyeleri bildirim yükümlülüğü getiriliyor. Bunların yaptırımları da öngörülüyor, dernekler konusunda o kadar çok yaptırım var ki! Yine, aynı, AK PARTİ hükûmetleri döneminde, 2008'de değişiklik yapılmış 32'nci maddede: "Ceza hükümleri" başlığı altında (a) bendinden (r) bendine kadar yani hemen hemen alfabemizin bütün harfleri...
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Kaboğlu, lütfen, tamamlayın.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Tamam, tamamlayacağım da yani...
Şimdi, burada, baktığımız zaman, zaten kötüye kullanıma ilişkin fazlaca düzenleme var Dernekler Kanunu'nda. Arkadaşların, vekillerin dikkat çektiği husus şu: Derneğe giriş-çıkışta bu düzenlemeyle caydırıcı bir şey getiriliyor yani artı bir ekleme getiriliyor. Bu, caydırıcı bir faktördür, düzenlemedir; 33'üncü maddeye aykırıdır. Ya da demokratik toplum açısından bakıldığı zaman, hem cemaatler hem cemiyetler, dernekler, o zaman madde 13'e cemaatlerin durumu aykırıdır. Derneklere ilişkin olarak getireceğiniz bu düzenleme, 13'üncü maddedeki demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olur.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, lütfen, tamamlayın.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Tamamlıyorum, tamamlıyorum ama sürekli müdahale edince siz, benim...
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Bir milletvekilinin 3 katı konuştunuz efendim, lütfen.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Ama en az 3 vekil sözlerini bana aktardılar. Yani burada ben herhangi bir cümle...
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - 3 katı konuştunuz zaten.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Yok, konuşmuş olmak için konuşmuyorum ama şimdi dolayısıyla...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Biz konuşunca konuşmuş olmak için mi konuşuyoruz yani?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Diğer vekiller de sizin gibi aynı. Hiçbirimiz burada öylesine konuşmuyoruz yani.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Hadi, konuşun, tamam!