BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, arkadaşlarımız yok, doğrudan sadece size hitap edeceğim.

Şimdi, burası teknik bir Komisyon, biz de mümkün olduğunca siyasi konuşmamaya çalışıyoruz, dikkat ediyoruz buna da ama biraz önce görüştüğümüz konuda -siz de zannederim bizimle aynı fikirdeydiniz- iktidar ve muhalefet olarak hepimiz bununla ilgili yanlışlığı vurguladık ama geçti. Peki, böyle yapacaksak burası neden var? Nasıl yasa yapıyoruz, ne anlamı var yaptığımız işin?

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Çok anlamı var. Meşruiyet sağlıyoruz, demokrasinin işlediğini gösteriyoruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani o zaman hakikaten bırakalım.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Olur mu öyle şey arkadaşlar ya!

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani bu, iyi niyetle, safça ya da -affederseniz, kendi adıma söylüyorum- salakça bir iş yapıyoruz kendi kendimize. Yani bu kadar olmaz ama böyle bir madde devleti baltalamaktır. Bizim bildiğimiz, bu yaşa geldik, bunu gördük. Farklı bir şey söyleyebiliyorsanız söyleyin. Siyasi değil, bir şey değil ya, bu olmaz, yazık bu devlete, yazıktır günahtır ya! Allah'tan korkmak lazım. Ne diyeyim ben ya! Böyle bir usul olmaz ya! Burası nasıl Meclis? Türkiye Büyük Millet Meclisi, nereden Türkiye Büyük Millet Meclisi!