| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2633) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 26 .02.2020 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Ök; burada yine deprem sonrası alınabilecek tedbirlerle ilgili bir madde getirmişsiniz ama önleyici hekimlik ilgili bir madde söz konusu değil. Ülkemiz bir deprem ülkesi; siz de konuşmalarınızda söylediniz ve 1999 Adapazarı depreminden sonra binlerce insanımızı orada kaybettik. Bazı tedbirler öngörülmüştü, orada ciddi tedbirler öngörülmüştü ve üzerinden yirmi bir yıl geçti. Şu anda ben şehirlerimize baktığımda -ben Diyarbakır Milletvekiliyim- Diyarbakır'da eski binalar yani 1999 depremi öncesi yapılan binaların tamamına yakını depreme güvensiz ve Diyarbakır da bir deprem şehri ve orada bir deprem olduğunda binlerce insanımızı kaybedebiliriz.
Elâzığ'da depremi yaşadık, düşünün ki -sanıyorum 5,8'lik deprem yaşadık- binalar çöktü. Yani 5,8 ki büyük bir deprem değildir, normalde Japonya'da o 5,8 sivrisinek vızıltısı gibi gelip geçer, binalarımız yıkıldı. Manisa beşik gibi sallanıyor. Beklenen bir İstanbul depremi var. Ben İstanbul'da hâlâ yaşıyorum, semtlerini geziyorum. Rant olan yerlerde belli kentsel dönüşümler yapıldı ama özellikle orta gelirli kesime ve yoksul semtlere baktığımızda kentsel dönüşüm sıfıra yakın. Çok katlı binalar var orada, ilave rant yok zaten bir yığın var orada, fazla bir imar durumu var ve oralarda bir dönüşüm yok. Şimdi, buralarda siz onlara o dairelerde elektrik veriyorsunuz sizin ihalesini verdiğiniz şirketlerle. Doğal gaz veriliyor binalara, vatandaşlarımız aylık 500 lira, 600 lira, 700 lira gelen doğal gaz faturalarını zor bela ödemeye çalışıyorlar, ödeyemiyorlar, doğal gazları kapatılıyor, elektriklerini ödemeye çalışıyorlar, ödeyemiyorlar, milyonlarca vatandaşımızın elektriği kesiliyor, tekrar açtırmaya çalışıyor, zaten zor bela yaşayan insanlar bunlar. Şimdi, bunlara dönük biz bir master plan yapacağımıza... Yani "Bu vatandaşlarımızı bu tabut evlerden nasıl kurtarırız?" diye milletin Meclisi ne yapar? Bir master plan yapar yani yapısal bir reform yapar. Türkiye sathında depremde öncelikli olan bölgelere göre -yani biliyorsunuz, kırmızı alanlar vardır o haritada- onlara göre bir öncelik belirleyerek bütün bu vatandaşlarımızı, bu insanlarımızı buralardan kurtaracak bir master plan, bir reform yapacağımıza ne diyoruz? Ölenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz diyoruz Nilgün Hanım sizin getirdiğiniz bu önergeyle. Yani ölenlere rahmet diliyoruz, yakınlarına da başsağlığı diliyoruz diyorsunuz yani başsağlığı dilemiş oluyorsunuz.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Öyle demiyoruz. Aldığımız önlemler de var.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani şöyle ki: İstanbul'da bir deprem olacak, yapılan senaryolara göre orada 200 bin insan ölecek, 1 milyonun üzerinde yaralı olacak, şehir yaşanmaz duruma gelecek, belki asayiş ortadan kalkacak, anarşi olacak; kalanlar, ölenlerden belki daha şansız duruma gelecekler. Bu durumda diyorsunuz ki: "Ben sizin elektrik, doğal gaz faturanızı bir yıl erteleyeceğim."
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yaşayanlar şanslı.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, yaşayanlar daha şanssız durumda olabilirler çünkü yaşanmaz durumda olan bir şehirde anarşi olduğunda, yakınlarınızı kaybettiğinizde -Adapazarlılara bunu sorun, Elâzığlılara bunu sorun- kendinizi daha şanssız hissedebilirsiniz çünkü bütün ailesini kaybedip bir başına hayatta kalan insanlar var, onlar kendilerini daha şanssız hissediyorlar. Şöyle söyleyeyim: Şimdi, bu bir boyutu. Biz bir master plan yapmıyoruz.
Ben sizin teklifinizle ilgili de şunları söyleyeceğim Nilgün Hanım: Elâzığ, Malatya depremi oldu, bununla ilgili gündeme geldi bu olay. Düşünün ki Elâzığ ve Malatya herhâlde Türkiye gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 1'i bile değildir benim tahminim, yüzde 0,3'üdür, 0,4'üdür; yüzde 1'i dahi olduğunu düşünmüyorum toplamının. Ama mesela, İstanbul, Türkiye gayrisafi yurt içi hasılasının herhâlde üçte 1'ine yakınını oluşturuyor ve İstanbul'da bir deprem olduğunda -orada milyonlarca abone var ve sizin dediğiniz gibi, öyle 20-30 milyonluk bir mesele değil, milyarların konuşulduğu bir mesele olacak- bunun finansmanı ve maliyeti anlamında milyarlar konuşulacak. Burada elektrik dağıtım şirketi özelleştirilmiş durumda, doğal gaz dağıtımı da hâlâ kamuda.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKAN YARDIMCISI ABDULLAH TANCAN - İstanbul'da kamuda, diğer her tarafta özel.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İstanbul'da doğal gaz dağıtımı kamuda, diğer her tarafta özel.
Elektrik meselesiyle ilgili konuşalım. Diyelim ki İstanbul depremi oldu, milyarların gerektiği bir finansman meselesi gündeme gelecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şirkete "Ben senin faturalarını bir yol dondurdum." diyeceksiniz. Herhâlde İstanbul'da milyarlarca liralık fatura dondurulmuş olacak ve bir yıl boyunca o şirket para alamayacak ama doğal gaz üreten şirketlere para ödemeye devam etmek zorunda kalacak. Bu da kamu aslında yani elektrik dağıtım, değil mi? TEDAŞ'a ödeme yapıyor şirketler.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKAN YARDIMCISI ABDULLAH TANCAN - Gaz aldığı, elektrik aldığı şirketlere ödeme yapıyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şirketlere ödeme yapıyor, onlara ödemeye devam edecek ama.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKAN YARDIMCISI ABDULLAH TANCAN - İşte onun için bir maliyete katlanacak.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Maliyet ayrı ama bir de finansman bulması gerekiyor.
Şimdi, düşünün ki: Eğer o anda karşılığı yoksa bunun, bir teminat veremezse bu finansmanı da bulamaz. Yani sen dersen ki: "Ben erteledim arkadaş, sen ne yaparsan yap." bunu bulamaz. Ha, kamuda olsa ayrı bir konu, kamu bir şekilde onu finanse eder ama özel şirketlere özelleştirmiş durumdasınız. Bunu düşündünüz mü? Sorum bu. Yani böyle bir durumda bu şirkete: "Erteliyorum, sen ne yaparsan yap." meselesini mi diyeceksiniz? Çünkü büyük rakamlardan bahsediyor olacağız o durumda. Sorum bu, buna göre de cevap istiyorum.