| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 27 .01.2015 |
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Sayın Başkan, şimdi, arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Gerçekten, demokrasinin güzelliği de bu. Çeşitli fikirler ortaya atılır, nihayet en doğrusu bulunmaya çalışılır. Mutlaka her zaman en doğrusu bulunur da demiyorum ama insanlar yasama faaliyetleri sırasında memleket için, millet için en doğrusunu yapmaya gayret ederler, biz de bu gayret içerisindeyiz, siz de o gayret içerisindesiniz.
İkincisi: Kurulacak olan üniversitenin neye göre kurulduğunu, Sağlık Bakanlığının kontrolünde mi olacağını arkadaşlarımız söylüyor. Hayır, mevcut Anayasa'ya göre üniversitelerimizin birincil sorumlusu YÖK'tür ve bu da YÖK Kanunu'na göre, öğretim üyelerinin ataması, öğretim üyelerinin yükselmesi tamamen YÖK denetiminde olacaktır. Yani, şu anda bir doçent vakıf üniversitesinde veya devlet üniversitesinde nasıl doçent unvanını alıyor ve doçent kadrosuna atanıyor ise yine bu üniversitede de öyle olacaktır, profesörlük de öyle olacaktır. Şu anda Sağlık Bakanlığındaki -üniversitelerimizdeki- doçentler, doçent unvanına sahip ancak doçent kadrosunda değildirler, profesör kadrosu olmadığı için profesör de olamamaktadırlar. Dolayısıyla, bunlar bu kadrolara atanabilmek için üniversite hastanelerine, üniversitelere tayin olmakta, tekrar gerisin geri hastanelerine görevlendirmeyle gelmektedirler; böyle onlarca arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımızın hem kendi ilmi seviyelerinin, ilmi, akademik yükselmelerinin sağlanması hem de hastanelerimizin eğitim kalitesinin artırılması amaçlanıyor, birincisi bu. Yani, buradaki etken...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bu üniversiteye gelemeyenler ne olacak Sayın Erdöl? Hepsini mi oraya alacaksınız? Bir tıp fakültesi var.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - YÖK Yasası'nda bir düzenleme yapalım bu konuda.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ya, işte, bakın, bu da yasa zaten, olursa yasa olacak. Müsaade ederseniz bildiklerimi izah edeyim, ben sizleri dinledim.
BAŞKAN - Arkadaşlar, o maddelere geldiğinde...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Torpili olmayanlar ne olacak?
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Sizler de nezaketen, bakınız...
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen!
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Sayın Başkanım, bu yasama faaliyeti şöyle olmaktadır değerli milletvekili arkadaşlarım: Hükûmet tasarı verebilir, milletvekili teklif olarak bir kanunu önerebilir yani bu, benim en tabii hakkım olan bir şeyi anlatmaya çalışıyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Anlayamadık Sayın Erdöl!
BAŞKAN - Arkadaşlar, soru sordunuz, izah etsin, lütfen!
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Siz masumca teklif verip Sağlık Bakanlığını zor durumda bırakamazsanız Sayın Erdöl!
İZZET ÇETİN (Ankara) - Hakikaten çekin, aldatamazsınız halkı!
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Maddeyi çeksinler tartışma biter.
BAŞKAN - Arkadaşlar, hem soru sorup hem de açıklamayı dinlememek çok yanlış bir şey ya, yapmayın ya, lütfen, bir açıklama yapsın! Soru sormadınız mı? Lütfen ya, arkadaşlar!
Buyurun Sayın Erdöl.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerimiz, bir başka milletvekilini hele Komisyondan olmayan bir milletvekilini, bilgi arz etmek üzere gelen bir milletvekilini dinleme nezaketinde bulunuyorlar diye düşünüyorum. Benim hepsine zaten saygım sonsuz, hiçbiriyle de, şahsen -kavga, dövüş lafı geçti, ben ona da üzüldüm- hiç kimseyle kavga, dövüş niyetinde değiliz, sadece ve sadece arzumuz, bir başka sağlık üniversitesini Türkiye'ye kazandırabilmek. Bunun için bir teklif vermişiz, ben de bilebildiğim kadarıyla, anlatabildiğim kadarıyla sizlere bunu arz etmeye çalışıyorum.
Yani, burada YÖK'ün prensipleri dışında başka bir prensip işlemeyecektir. Burada YÖK Başkanvekilimiz de var eğer arzu ederseniz kendisi bu konuda bilgilerini size verebilir.
İkincisi: Bu üniversitenin, Mektebi Tıbbiyeyi Şahanenin yeri için iki ayrı görüş var. Bakınız, buradaki değerli milletvekilleri arkadaşlarımızın arasında da bir birliktelik yok. Bir arkadaşımız "Neden kanunda yok?" diyor. Hâlbuki kanunda var, 4'üncü maddenin son fıkrası. Sayın Bakanımız Oral da diyor ki: "Bu kanunla olmaz. Maliye Bakanlığının tahsis yapma yetkisi zaten var." Onun da haklılık payı var. Neticede bakın, tartışıyoruz bunu, en doğrusunu yapmaya gayret ediyoruz. Neticede bu Mektebi Tıbbiyeyi Şahane... Zannediyorum Sayın Ayaydın dedi, "Neden Marmara Üniversitesinin elinden alınıyor?" Ama, Sayın Ayaydın, zannediyorum, Marmara Üniversitesinin kendi yaptığı bir bina olmadığını da biliyor. O da onu devletin talimatıyla başka bir kurumdan almış ama ülkemizin ilk tıp fakültesidir. Mektebi Tıbbiyeyi Şahane olarak, modern anlamda, çağdaş normlarda eğitim yapmaya başlayan ilk tıp fakültemizdir. Bu tarihi de yaşatmamız...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Erdöl, mülk sahibi kim?
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Mülk sahibi devletimiz.
BAŞKAN - Arkadaşlar...
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bir şey söyleyeyim, bakın, orada bir ihtilaf söz konusu değil.
BAŞKAN - Ama, açıklama yapıyor ya!
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Lütfen, ama dinleyin, soruldu!
BAŞKAN - Sayın Zozani...
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sorayım da net cevap verin.
BAŞKAN - Buradan soruldu.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - 47'nci madde şunu diyor...
BAŞKAN - Ona da gelecektir, bir saniye.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - "Diğer kamu tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine..."
BAŞKAN - Özelleştirme söz konusu değil arkadaşlar.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Özelleştirme yok burada Sayın Zozani.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Marmara Üniversitesi de bir tüzel kişi değil mi?
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ama, ona tahsisli bir bina, onun mülkü değil.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Aynı maddede nasıl alıyorsunuz, veriyorsunuz?
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Kanun, siz alıp siz veriyorsunuz, kanun yapıyorsunuz, kanun veriyor, devletin kanunu.
Yani, şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, lütfen, nezaketen rica ediyorum, ben bildiğim kadarıyla açıklayayım, mutlu olur, tatmin olur olmazsanız, hepinize saygı duyarım, o ayrı ama ben müsaade ederseniz anlatayım bunu.
BAŞKAN - Evet, buyurun.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - İkinci bir konu: Sayın Günal mevcut durumda şöyle söylüyor: "Sağlık Bakanlığının bir üniversitesi olursa buradaki eğitimle, hasta hizmetleriyle rekabet eder." E, bu zaten var. Sağlık Bakanlığının eğitim hastaneleri var, onlar hizmet veriyorlar. Afili olan üniversite hastaneleri de var. Yani, diyelim ki Pendik Eğitim Araştırma Hastanesini şu anda Marmara Üniversitesinin eğitim hastanesi olarak Sağlık Bakanlığıyla birlikte kullanıyor. Aslında bu rekabet değil, birliktelik oluyor çoğu yerde. Birçok hastane var bu şekilde. Bunlar birlikte kullanımdan, birlikte üretimden çok güzel...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Nedir yani bunu yapmazsanız ne eksik olacak?
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Şimdi, Sayın Günal'la görüşmeyeli herhâlde bize olan güveni sarsılmış, ben konuşuyorum, o konuşuyor.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Hepimizin güveni çok sarsıldı.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ama, lütfen, dinleyebileceğinizi ümit ediyorum, bitince konuşursunuz, ben zaten buradayım.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bu maddenin geri çekildiğinden haberiniz var mıydı yok muydu?
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, ya!
CEVDET ERDÖL (Ankara) - İkincisi, Yeşilayla ilgili de bir bilgi vermek istiyorum.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Oraya geçmeden Sayın Erdöl, bu maddenin geri çekildiğinden haberiniz var mıydı yok muydu?
BAŞKAN - Arkadaşlar, olabilir.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Değerli arkadaşlar, Yeşilayla ilgili şöyle düşünmemiz gerekiyor: Yeşilay Cemiyeti ve Derneği aynı şeyler, vakıf farklı bir kurum, daha önce zaten kanunla kurulmuş olan bir vakfı var. Ülkemizin, şu anda gençliğimizin en önemli sorunu bağımlılık. Bir kardeşiniz olarak bağımlılıkla mücadelede ne kadar uğraştığımı buradaki bir çok arkadaş bilir. Tütün bağımlılığı böyle, alkol bağımlılığı böyle, uyuşturucu bağımlılığı böyle, uçucu madde bağımlılığı böyle, diğer madde bağımlılıkları, elektronik siber bağımlılık veya işte, "e-bağımlılık" dediğimiz teknoloji bağımlılığı böyle. Bu bağımlılıkların, bir tek kişinin, bir tek kanun yapmakla sadece yasamanın çözebileceği bir sorun olmadığını hepimizin bilmesi lazım. Artık, sivil toplum örgütlerinin de çok daha ciddi bir şekilde sahaya çıkması lazım ki çocuklarımız evimizde elimizden gidebilir.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Dernek yapmıyor mu bu işi, vakıf mı yapar?
BAŞKAN - Sayın Çetin, lütfen ya!
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Şimdi, bu konularda uğraşmak üzere Yeşilay 1920 yılında kurulmuş. Ülkemizin, cumhuriyetin ilk yıllarından beri varlığını sürdüren ama şu anda çok daha aktif olması gereken bir sivil toplum örgütü şeklinde çocuklarımızı, gençlerimizi bu kötü alışkanlıklardan kurtarmak üzere faaliyet gösteriyor. Bunu daha da artırmasını arzu ediyoruz.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkan, tutumunuz hakkında söz istiyorum.
BAŞKAN - Lütfen ya, vereceğim. Süreyya Bey, sabredin, bir açıklamasını yapsın.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Bunun dışında söyleyebileceğim başka bakanlıkların üniversite kurup kuramayacağı hakkında... Zaten, bakınız, Adalet Bakanlığının Adalet Akademisi, Polis Akademisi gibi akademiler var, onlar Anayasa'yla kurulmuş olan kurumlar şeklinde de Anayasa'mızda YÖK'ün dışında da...
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Orada insanlar profesör mü oluyor?
BAŞKAN - Arkadaşlar...
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Şimdi, değerli arkadaşlar, burada tekrar ediyorum, Sağlık Bakanlığı, eğitim hastanelerinde şu anda uzman olan hekimlerimizin yüzde 50'sine eğitim veren kurumlardır. Zaten bu görevlerini yapmaktadırlar. Şu anda yapılan, bu eğitimi daha bir disiplin altına almak ve bir de tıp fakültesi ve diğer fakültelerle bir üniversite hâline getirmek, arzumuz budur.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Vakfın yönetiminde kimler var?
BAŞKAN - Arkadaşlar, bir saniye, ya!
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Sayın Başkanım, son söz olarak şunu arz ediyorum: Neden Sayın Bakan konuşsun diye arzu ettiğinizi... Doğrudur çünkü ben etik olarak her ne kadar teklifi biz vermiş isek de sağlık sisteminde değişiklik yapan bir kanunda Sayın Sağlık Bakanımızın elbette ki söyleyecek sözleri vardır ve nezaketen Sayın Bakanımızı işaret etmiş olmam bence saygı görmeliydi.
Ben teşekkür ediyorum.