KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN CANAN KALSIN - Şimdi açıkça şöyle söylemek lazım. 26 kişilik bir Komisyonuz; burada 13 milletvekilimiz AK PARTİ'den, 3 milletvekilimiz HDP'den, 6 milletvekilimiz CHP'den, 2 milletvekilimiz MHP'den, 2 milletvekilimiz de İYİ PARTİ'den var. Hakikaten iyi niyetle, gayet güzel çalışmalar yapıldığını, burada hepimizin ortak bir paydası olduğunu görmek veya göstermek amacıyla çalışmalar yapıyoruz.

Şimdi, bu basın açıklamasının yapılma sebebi, kamuoyunda yanlış bir algılamadan kaynaklanan bir ihtiyaçtan doğdu. Meclis kürsüsünde İstanbul Sözleşmesi'yle alakalı daha önce dilekçeler verilmiş olmasına rağmen, dolayısıyla burada biz -11 AK PARTİ milletvekili, 2 CHP milletvekili, 2 HDP milletvekili vardı o gün yanlış hatırlamıyorsam- büyük bir çoğunluğun kararıyla verdik İstanbul Sözleşmesi'nin etkin uygulanması ve uygulamadaki 6284 noktasındaki problemlerle...

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Tabii, zaten siz vermezseniz olamıyor yani, hiçbir şey kurmak mümkün olmuyor.

BAŞKAN CANAN KALSIN - Evet, şimdi, Mecliste kalkıp bir konuşma yapıldığı zaman, bu bir algıyla şöyle karşılandı. İşte, Meclisteki komisyonun çoğunluğu AK PARTİ'de, diğer partilerde ama belli bir partinin söyledikleri noktasına... Hayır, konsensüs olarak... Belki o Mecliste yapmış olduğunuz konuşmada bunları ayrıntılarıyla bildirmiş olsaydınız problem yok.

İki: Komisyonun yaptığı bütün çalışmalardan haberdar ediliyorsunuz, WhatsApp gruplarında ve Twitter'larda konuşuluyor. Biz en son toplantıyı ne zaman yaptık? Bu 9'uncu. Bayağı bir ara vermiştik.

YASAMA UZMANI GÖKALP İZMİR - Sekiz ay oldu galiba.

BAŞKAN CANAN KALSIN - Sekiz ay oldu galiba veya daha da az çünkü kalkınma planını tartıştık, bir ara toplandık hatırlarsınız.

DERYA BAKBAK (Gaziantep) -Toplandık ama bu çok olmadı.

BAŞKAN CANAN KALSIN - Çok olmadı değil mi? Ara ara planlıyoruz çünkü gündem de hızlı değişiyor.

Şimdi, kadının yoksunluğu, evlilik, işte kadının siyasette olmayışı, Mardin'de yaptığımız çalıştay, İstanbul'da yaptığımız çalıştaylarda her şey belli bir nokta. Nafaka meselesinde, ortalama 370 liralarda olan nafakanın maalesef ödenmek istenmemesi ve âcizliğe yol açması veya hâkimin takdir yetkisini kullanmaması gibi sebeplerden kaynaklanan sorunlar var. Her şeyi başa çevirdiğimizde, kadınının birey olarak, malvarlığının yüzde 99,9'unun erkekler üzerinde olduğunu görüyoruz. Kadınlar çalışmak zorunda değil ama üretmek noktasında On Birinci Kalkınma Planı'nda daha önce yapılmış olan kırsal kalkınma, daha önce yapılmış olan erken evlilikler, daha önce yapılmış olan medya dili, daha önce yapılmış olan şiddet, bununla ilgili yapılmış olan birçok rapor var. KEFEK bünyesinde hazırlanmış olanları alıp tek tek okuyup bunları kabul ederken -74 sayfaydı galiba kırsal kalkınma- hepsini tek tek okuyarak tutanakları okuyarak ortaya çıkan bir şeyin On Birinci Kalkınma Planına müdahil olarak -temmuz ayında galiba veya mayıs ayındaydı- hazırlanacağını duyunca -Mecliste tatildeydi- geldik ve burada dedik ki: "Biz şunları şunları istiyoruz." Neleri istiyoruz? İşte, yerelden başlayarak kadınların kalkınması On Birinci Kalkınma Planı'nda var. İnternet üzerinde part-time kadınların üretime katılmasını, mesleğini yapabilmesini, web tabanlı sistemlerin kurulmasının MYK'nin öne gelmesini, hayat boyu öğrenmenin aktif olarak kurulmasını, anneler bir meslek öğrenirken İŞKUR'dan kadınların bununla alakalı eğitim almasını, destekleme ofislerinin kadınlara hibeler noktasında yol göstermesini, o bölgenin ihtiyacı olan belki CNC'yle alakalı bir şeyse hayat boyu öğrenmeyle ilgili bunları sistemin içerisine koyduk; şiddetle ilgili de konuldu. Hatta STEM Alt Komisyonu Başkanımızın da bir çalışması vardı kız çocuklarının aktif olarak inşaat, mühendislik alanlarında, kodlama alanlarında aktif olarak alınması... Bunların hepsi On Birinci Kalkınma Planı'nda var. Bu temmuz ayında yapmayı düşündüğümüz yasa taramaları da bunlarla alakalı. Neden? Biz On Birinci Kalkınma Planı'na koyduk, belki bir alt komisyon kuracağız, bilmiyoruz adlarını ne olacak nasıl olacak ama yasa taramalarını da yapmamız lazım ki -burası aslında bir sonuç olarak yasaları da düzenlemesi gereken bir yer- yasalarda nasıl sıkıntılar var? Ticaret Kanunu'na bakmamız gerekiyor, sosyal meselelere bakmamız lazım. ve burada tarımda kadınların işsiz göründüğü alanlarda biz kadınları sigortalı hâle nasıl getirebiliriz? Bunun özel sigorta sistemleri de var...

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Kanun tekliflerimiz...

BAŞKAN CANAN KALSIN - Tabii, tabii, Naci Bey'in de burada bir önerisi olmuştu. İşte, hayat sigortası var, birikimli sigorta nasıl olabilir, bununla ilgili ön görüşmelerimiz oldu ama bu bireysel bir çaba yani KEFEK komisyonuna davet edilip bir alt komisyon kurulmadığı için, taraflar belirlenmediği için ama sonuç olarak veriler de elimizde. Ben de iş dünyasından gelen birisi olarak hayatın içerisinde eğer biz kadını sigortalarsak aileyi sigortalamış olacağız, böyle bir şey ortaya çıkıyor. Dolayısıyla hem Twitter üzerinden hem sosyal medyadan hem yapmış olduğumuz bütün toplantılardan herkesin paylaşımına ve okumasına açık olduğu bir yerde bütün çalışmalardan bire bir haberdar ediyorduk. Burada 26 kişilik Komisyonun bu 2020 planının -biz herhâlde 4'üncü defadır dağıtıyoruz diye düşünüyorum- bir yorum olarak gelmesini... Temmuz ayında tekrar komisyonlar oluşturulacak tekrar ne olacak onu bilmiyoruz ama orada yeni kurulacak komisyonların başlıklarının hep beraber belirlenmesi... Temmuzdakini niye önemsiyoruz? Çünkü biz yeni Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde yasa teklifi verebilir durumdayız. Ne yaptık? İşte, Ticaret Bakanlığının yerli coğrafi işaret taşıyan ürünlerinin yüzde 1'den yüzde 5'e çıkarılması konusunda teklif verdik; Ticaret Bakanlığı da bunu onayladı ama birebir görüşmeler... Nedir? Biz istiyoruz ki kadın üretti, pazara gidemiyor. Şimdi bakıyorsunuz, daha önce belirli firmalar bunu yapmış ama giriyorsunuz sitelerine 2 tane maşrapa koymuş, olay bitmiş. Biz böyle dostlar alışverişte görmesin gerçekten alışverişte olsun kadınlar. Eğer peynir yapıyorsa standartlarını bunun MYK'yle belirleyelim; konserve yapıyorsa pazara nasıl ulaşacağına ve sürekliliğine bakalım; bunun taşımasının nasıl olduğuna bakalım. Gençleri de katıyoruz, STEM alanlarında gençler de var. Kodlama sisteminde biz bu hükûmet planına nasıl etki edebiliriz? Çünkü Millî Eğitim Bakanlığında STEM yol haritasının planlamasının olmadığı ortaya çıktı. Biz toplantıları yapıyoruz ama öylesine değil, gerçekten bizim 21'inci yüzyıl içerisinde STEM yol haritasını belirleyip görüşmelerimizde yine Millî Eğitim Bakanlığına kaynak aktarılmasına ön ayak olduk bu noktalarda. Çünkü sorunu tespit edip belki alt komisyon kurulacak ama hemen nokta atışı yapıp bakanlar da... Bakanlar da burada nöbetçi olduğunda bire bir görüşüyoruz, bire bir irtibatta bulunuyoruz.

İşte, "kadın yoksunluğu" dediğimiz zaman, "kadının siyasette devamlı olması" dediğimiz zaman her şey kadının kendi maddi külfetine, gücüne bakıyor. Ben her zaman söylüyorum. Ben İstanbul'da çok rahattım, benim partim bütün her şeyi yüklendi ama doğudaki bir vekil bunu yüklenmedi yani kendisi harcamak zorunda kaldı ve kadınlar maalesef bir atımlık, iki atımlık olabiliyor veya belli bir sistemin içerisinden geldiği zaman o sistem devam ediyor, belli gücü olanlar devam ettirebiliyor.

İşte, siyasi kanunları değiştireceğiz, belki Partiler Kanunu'yla ilgili bir değişiklik yapacağız, belki onu çalışacağız ama sonuçta burada bunun sürekli olması da gerekiyor, aşama aşama da yapılması lazım. Dolayısıyla biz burada hiçbir şeyi tek başına karar vermeksizin, yine 2020 taslak programını -adı üstünde taslak programını- vererek ve Kasım 2018'de kurulan alt komisyonun hakikaten bütün algı yönetimlerine rağmen çok böyle içten ve disiplinli çalıştığını, vekillerimizin katkı sağladığını da görüyoruz. Eğer biz bunları konuşmasaydık bugün İçişleri Bakanlığı, Aile Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı belki bir araya gelmeyecekti, o genelgeler de olmayacaktı. Sonuçta biz siyaset yapıyoruz ve çözüm mecrasıyız, çözüm üretme yeriyiz. Bir kişiyi dâhi ilgilendiriyorsa biz o çözümün bir tarafı olmak zorundayız. Dolayısıyla hani 1 kişi, 3 kişi karar aldı, yaptı anlamını düzeltmek anlamındaydı o basın açıklaması yoksa başka bir şey değildir. Biz bütün kararları ortak karar vereceğiz ve yapıyoruz da, 26 kişilik komisyonumuza aktif olarak katılmasını bekliyoruz.