YUNUS EMRE (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şimdi, şöyle başlayayım: Tabii, benim seçim bölgemde, İstanbul 2'nci bölgede, çok uzun süre önce, yüz-yüz elli yıl önce Karadeniz'in uzak sahillerinden gelip o bölgeye yerleşmiş yurttaşlarımız var ve kuşaklar boyu ağırlıklı olarak da balıkçılıkla uğraşmışlar ve önemli bir kesimi de aslında bu anlaşma kapsamında gündemde bulunan Moritanya Cumhuriyeti'ne gidiyorlar. Benim, yurttaşlarımızla, seçmenlerimizle yaptığım temaslarımda gördüğüm, bir defa bundan pek memnun değiller aslında. Yani Türkiye'deki balıkçılık alanında yaşanan gelişmelerin kendilerini böyle bir tercihe mecbur bıraktığını bana defaten söylemiş oldular.

Tabii, bir yurttaş olarak da balığı çok seven bir arkadaşınız olarak da yine benim bir gözlemim: Hatırlayacaksınız hemen hepiniz, bu yıl sofralara palamut gelmedi, lüfer uzun süredir yok. Yani Türkiye'de balıkçılıkla ilgili, balık çeşitliliğiyle ilgili çok ciddi sorunlarımız var. Yanılıyorsam Sayın Tarım Bakanlığı yetkilisi beni düzeltsin ama basında bu haberi gördüğümü hatırlıyorum, basında bu yıl ilk defa kültür balıkçılığının yabani balıkçılığı geçtiği haberlerini okumuştum. Yani bu demektir ki sofralara artık kültür balığı olarak gelen ürünlerin sayısının, ağırlığının, tonajının -neyse- şeyi geçtiği bilgisi var. Yani özetle, ülkemiz bakımından balıkçılık sektörünün çok kapsamlı bir krizle karşı karşıya bulunduğu bir manzaranın ortada olduğunu gözlemliyoruz. Buna ilişkin çözümün de sanki çok uzak denizlere balıkçılarımızı göndermek olmadığını kayıtlara geçirmemiz gerekir diye düşünüyorum.

Şimdi, bunu da belirttikten sonra, Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin bir açıklamaları varsa ben bunları da dinlemekten memnun olurum. Bu anlaşma bağlamında da bazı sorular yöneltmek istiyoruz. Tabii, öncelikle, balıkçılık piyasası üzerinde nasıl etkileri olması bekleniyor? Bizim denizlerimizdeki balıkçılık faaliyetleri bakımından nasıl etkileri olması bekleniyor? Bunları öğrenmek istiyoruz. Bir ruhsat süreci var mı, Tarım ve Orman Bakanlığından bir ruhsat alınması gerekiyor mu? Bununla ilgili bir döküm var mı, sayı var mı elimizde? Bunları öğrenmek istiyoruz.

Bu anlaşmanın 3'üncü maddesinin (3)'üncü fıkrasında bir ifade var, deniyor ki: "Türk tarafı Moritanya'nın balıkçılık altyapısının geliştirilmesi için gerekli kaynağın sağlanmasına destek verecektir." Buradaki "gerekli kaynak" nasıl bir tanım içeriyor? Yani bir maddi kaynak mı, başka bir şey mi? Maddi kaynaksa bunun miktarıyla ilgili bir sınırlama var mı? Bunları öğrenmek istiyoruz. Bir de tabii, bu "gerekli kaynak"la kastedilen maddi kaynak ise ülkemiz, malum, çok kapsamlı bir ekonomik krizle karşı karşıya. Böyle bir ortamda başka bir ülkeye maddi destek vermeyi pek doğru bulmuyoruz. Bunu da soru olarak yönlendirmek istiyoruz.

Teşekkürler.