KOMİSYON KONUŞMASI

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Hocam, çok teşekkür ediyoruz vermiş olduğunuz bilgilerden dolayı. Gerçekten, ben çok sevindim yani bugüne kadar YÖK çok farklı şeylerle anılırken sizler ve yönetiminiz inşallah, kazanımlarınızla anılır diye düşünüyorum. Özellikle bölgesel kalkınma odaklı 15 üniversite üzerinde zannediyorum bir yapılandırma çalışması var. Yine araştırma üniversitelerini 11 asil artı 5 yedek olarak bir yarış içine sokma var. Sadece burada birkaç şey sormak istiyorum: "Yozgat Bozok Üniversitesi endüstriyel kenevir konusunda uzmanlaşacak." dediniz. Şimdi, Bozok Üniversitesinde benim bildiğim eğitim fakültesi de var, iktisat falan da var, değil mi? Yani, her açtığımız... Türkiye'de zannediyorum, 92 devlet üniversitemiz mi var bizim? Yok yok, 146 mıydı?

YÖK BAŞKANI PROF. DR. M. A. YEKTA SARAÇ - 129.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - 129, pardon, değişiyor çünkü. 129 üniversite kurduk ama her üniversiteye eğitim fakültesi açtık, iktisat fakültesi açtık, uygunsa tıp fakültesi açtık falan derken, hocaları olmayan üniversitelerimiz oldu ama bununla da övündük.

Şimdi ben de geçmişte akademisyen olarak ve eğitim fakültelerinde ders veren bir hoca olarak, bugün problemimiz olan üniversite imtihan sorularını yapamayan öğrencilerden bahsederken özellikle öğretmen yetiştirmedeki sıkıntılarımızın da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Eğitim fakülteleri tam iyi olur... Bakın, bugüne kadarki gelişmelerden söz ediyorum, Türkiye'de köy enstitüleriyle başlayan, sonra yüksek öğretmenler, çok kaliteli öğretmen yetiştiren kurumlar veya kurullar oluşmuşken her zaman, nedense, bir el, millî eğitimin içine girdi ve bir şekilde eğitim sistemimizi darmadağın etti.

Şimdi, en son, eğitim fakülteleri Türkiye'de çok sayıda değildi. Ben Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesinden söz etmek istiyorum. Öğrencilerimizin, en yüksek puan alan öğrencilerimizin tercih ettiği bir eğitim fakültesiydi fakat dediğim gibi, sonradan her yerde eğitim fakültelerinin açılmış olması ve eğitim fakülteleri müfredatının değişmiş olmasıyla kalitede de sıkıntılar yaşandığını biliyorum. Hâlbuki bilim yapması gereken... Öğretmen de olsa eğitim fakültesinden mezun olan, yüksek lisans ve doktora yapacak kişilerin "Sadece eğitim yönünde yüksek lisans ve doktora yapmaları." diye bir karar çıktı. Yani öğretmen olacak kişilerin bilim yapmasının önüne geçildi. Ha, direkt sizinle ilgili olmadığı için bunları böyle bir not olarak söylüyorum.

Şimdi, öğretmen çok önemli. İkincisi, YÖK'ün 100/2000 Doktora Burs Projesi gerçekten çok önemli. Alanları tam okuyamadım ama birkaçına şöyle göz attım. Özellikle sivil savunma sanayiyle ilgili, genetikle ilgili birçok konu bu doktora projelerinde, bu araştırma üniversitelerinde mi yapılıyor onu anlamaya çalışıyorum, belki onu kaçırmış olabilirim.

YÖK BAŞKANI PROF. DR. M. A. YEKTA SARAÇ - Bu yarışmada en fazla araştırma üniversiteleri öne çıkıyor, yetkinliği esas alıyoruz.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Öne çıkıyor. Yani bu öğrencilere özel ders verecek konuyla ilgili uzman hocalar da getirtilmeli mi diye sormak istiyorum? Çünkü bazı konularda bir bölümümüz bile yok. Yani o 100 konuyla ilgili üniversitelerimizde ders verecek bir bölümün de olmadığını biliyorum. Yani bu çok önemli bir konu, özellikle sosyal bilimlerde de çok önemli. Mesela sözde Ermeni soykırımını araştırma, başka ülkelerle ilgili uluslararası ilişkiler, bunlarda insan yetiştirme; bunun üzerinde durun hocam, gerçekten yani inşallah önünüz kesilmez diyorum.

Bir de ülkemizde neler olduğunu bildiğimiz için söylüyorum bunu, meseleye bilimsel olarak bakıyorsunuz çünkü bilimsel olmanın çok önemli olduğuna inanıyorum. Şimdi, bu 50/D'liler -akademisyenlerin durumunu bilen birisi olarak söylüyorum- gerçekten sıkıntılı bir durum, doktorasını bitiriyor, kadro meselesini çözemediği takdirde büyük sıkıntılar yaşıyor. "Altı ay" diye bir şey gördüm, ben altı ayın kısa bir süre olduğunu düşünüyorum. Bunu iki seneye uzatmak lazım, illa iki sene bekleyecek diye bir şey yok yani kadrosunu bulup gidebilmesini sağlamak lazım.

Akademik bir mobbing hadisesi üniversitelerimizde, maalesef, çok fazla. Yani işten atılma korkusu, sözleşmesinin iptal edilmesi korkusu ve üniversitelerde üst makamların bazen -tabii büyük bir kısmını tenzih ediyorum- asistanlara çok fazla baskı yaptığını da bilen birisi olarak bu konuda bir denetleme yapmanın, size yapılan şikâyetlerin mutlaka değerlendirmeye alınmasının önemini ifade ediyorum.

Yeşil pasaporttan bahsetti arkadaşlar. Gerçekten öyle, doçent gidiyor yurt dışına ama araştırmayı yapmış bir asistanın da yurt dışına gitmede zorlanmaması lazım. Ama işte vakıf üniversitelerinden söz ettiniz. Bunun üzerinde de durulması gerektiğini düşünüyorum.

Eş durumu tayinleri var yine akademisyenlerin. Bunlar üzerinde de...

İSMAİL KONCUK (Adana) - Personelin de var.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Personelin de var ama daha çok akademisyenler konumuz.

Bir de bu YLSY bursiyerleri yani yurt dışında eğitim almaya hak kazanan ancak çeşitli sebeplerle mecburi hizmet yükümlülüğünü ifa edemeyen ve karşılığında haklarında borç takibi başlatılan öğrenciler var. Dört yıl olan ödeme süresinin belki biraz daha uzatılması... Ki Türkiye'de artık böyle hemen ha deyince bir yere kadroyla işe girmek mümkün değil. Bunun üzerinde de eğer bir çalışmanız olursa iyi olur diye düşünüyorum.

Tabii, bu araştırma desteklerinin çeşitlendirilmesi ve ödenek miktarlarının artırılması da çok önemli. Bunları da gündeminize alırsınız diye düşünüyorum.

Şimdi, bir de bu YÖK 100/2000 Projesi'nin dışında, bu üniversitelerden ayrı mı ele alınacak ve kabiliyetlerine göre bu öğrencileri bir kurul mu tespit edecek? Peki, üniversitelerde çok da güzel projeler yapan... Çok uzattım ama ben heyecan duydum, emin olun.

YÖK BAŞKANI PROF. DR. M. A. YEKTA SARAÇ - Ona cevap vereyim. Şimdi mi sonra mı dedim; sonra dedi Başkan Bey. Anlatacağım.

ŞENOL SUNAT (Ankara) - Şimdi, 100/2000... Yani bu projeleri seçiyorsunuz -yani onu tam algılayamadığım için- ama bu arada üniversitelerimizde çok da kabiliyetli, bu projelerin içine girmese de gerçekten desteklenmesi gereken, çalışma sahibi olan kişiler olabilir. Bunlar, dertlerini kime anlatacaktır?

Ben, teşekkür ediyorum, çok uzattım. Sağ olun.