| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 03 .04.2020 |
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkan, öncelikle ben demin konuşma yaparken konuşmacıya söz verdikten sonra giriş yaptım. O doğru bir an değildi, onu ifade edeyim. Ancak şunu da burada daha doğru bir şekilde ifade edeceğimizi düşünüyorum. Şimdi, belli bazı maddelerde söz alıp bazı eksikliklerden, sıkıntılardan bahsetmek şu anki komisyon şartları içerisinde mutlaka tolerans gösterilecek hususlar olabilir fakat benim burada müdahale ettiğim an şuydu: "Bütün maddelerde konuşacağız." ifadesi bir tavrı göstermek açısından önemliydi ve bunun özellikle "olağanüstü şekilde toplanır"ı nedir? Plan ve Bütçe Komisyonunda toplandık. Nedir? Herkes yarı komisyon üyesiyle gelmeye çalıştı hatta dışarıdan gelecek harici milletvekili arkadaşlarımıza da "Gelmeyin." dedik. Bu noktada bu tavır doğru bir tavır değildir. Eğer böyle sistematik bir tavır varsa ve arkasından da tartışma anında da sayın sözcüleri de "Kanun çıkmasın." gibi bir ifade de kullandılar. Bu, bu noktada Sayın Zeynel Emre'nin bahsettiği, yani "teamüller" dediğimiz şeyler olağan dönemlerde işletilen şeylerdir. Bunlar bence teamül değil toleranstır. Yani komisyonun veya Genel Kurulda başkanın tolerans gösterdiği hususlardır. Şu an bir tolerans payımızın olduğu kanaatinde değiliz. Yani bunu ben kanundan mücerret olarak söylüyorum. Tolerans anı değil şu an. Dolayısıyla herkeste bir tedirginlik var. Arada havalandırmak için herkes bir telaş içerisinde "Bir ara verelim, havalandıralım." Şu konuşma bile belki fazla olmuştur. Fakat bunu önemsenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bu noktada Komisyon Başkanlığının da, sizlerin de gereken yetkiyi bu noktada kullanmanızda bir beis olmadığı kanaatindeyiz. Zira bu kanunun çıkmasında şöyle bir hassasiyet vardır: Sadece dışarıya çıkacak olanlar buradan istifade etmeyecektir. Aynı zamanda cezaevinde -bunlar bir realitedir, neticede bir kısım yararlanacaktır bir kısım yararlanamayacaktır- kalacak olanların da sıhhati açısından bu kanunun çıkmasında ehemmiyet vardır. Oradaki yoğunluğun azaltılmasıdır esas olan. Cezaevlerine sanki çöplük, efendime söyleyeyim, sanki salgın hastalığın yayıldığı, karantina altına alınmış ve tamamen pislik yuvası bir hâldeymiş gibi bir ihsasda bulunulması, devamlı bunların kastediliyor olmasını da kabul etmek mümkün değildir diye düşünüyoruz. Nihayetinde -belki şu an- cezaevleri bu konuda en fazla tedbir alınmaya çalışılan, devletin kendisine emanet edilen canları muhafaza anlamında en fazla hassasiyet göstermeye çalıştığı yerlerdir. Bunun da altını çizmek gerekir. Bu noktada faydalanamayacak olanların da bu işin gecikmesinden zarar göreceğini bilerek bu süreci yürütmenin faydalı olacağı kanaatindeyim.
Saygılar sunuyorum.