| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2762) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 03 .04.2020 |
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Aslında şöyle, belki hani meseleye baktığımız yerle ilgili bir şey diye düşünüyorum. Şimdi, çocuk ile kadın meselesi birbirinin aynı şeyler değil. Erkeklerin kadınlara şiddet uygulamasının altında yatan şey üzerinde iktidar kurma ilişkisi. Egemenlik ilişkisi üzerinden bakıyor. Şimdi, mesela, olaylara bakın, barışma teklifini kabul etmediği için şiddet uyguluyor. Diyor ki "Ben barışma teklif ediyorsam sen buna 'Evet.' demek zorundasın. Başka şansın yok." Ya da " 'Evde otur.' dedim ama oturmadı, o yüzden öldürdüm ya da şiddet uyguladım." diyor. Şimdi, burada bir egemenlik ilişkisi var kadın ile erkek arasında. Bizim "erkek egemenliği" dediğimiz "patriarkal" dediğimiz bir ilişki biçiminden kaynaklanıyor. Yoksa bir çocuğa şiddet uygulama ya da bir erkeğin bir erkeğe, bir kadının bir kadına uyguladığı şiddet biçiminden bahsetmiyoruz. Diyor ki "Ben seni kontrol edeceğim, benim dediğimi yapacaksın. Yapmazsan sana şiddet uygularım." Şimdi, o yüzden ideolojik zemini farklı bir yerde duruyor. Aynı şeyden bahsetmiyoruz, çocuğa karşı şiddetten veya başka birine karşı şiddetten bahsetmiyoruz. Şiddet uyguladığı kişiler de her zaman eşi, alt soyu falan olmuyor; sevgilisi oluyor, bazen hiç alakasız biri oluyor, komşusu oluyor, arkadaşı bile olmayan, uzaktan platonik sevdiği ama "Hayır." dediği için öldürdüğü biri oluyor. Şimdi, bu nedenle buradaki tanımı yaparken neden aynı olmadığını anlamamız lazım, bir.
İkincisi: Gerçekten Ceza Kanunu'nu gözden geçireceksek -aslında baştaki konuşmada da söylemiştim- kadına yönelik suçları ayrı bir bentte bir başlık altında toparlamak gerekiyor. Çünkü gerçekten kadına yönelik suçların her birinde bu iktidar ilişkisi, egemenlik ilişkisi olduğu için farklı işleniyor. O yüzden tek tek maddelere yazmak yerine aslında bütün Ceza Kanunu bir bütün olarak incelenip ayrı bir başlık altında kadına yönelik suçların geçmesi gerekiyor. Bugün hani, canavarca hisle, sizin de aslında belki de o kezzap örneğinden yola çıkarak verdiğinizi söylediniz aslında onu da tam karşılamayabilir çünkü mahkemeler tarafından, hâkimler tarafından yüzüne kezzap atılması "canavarca his" diye değerlendirilmeyebilir. Hâkimin yorumuna bırakılmış bir durum. Bazı dosyalarda bu tür kararlar olduğu için. Mesela çok vahim şeyler vardı ama yine de "canavarca hisle" ya da "taammüden" diye değerlendirilmedi kadın cinayetleri dosyalarında. Hani böyle yazmış olmanızda... Şöyle söylemek istiyorum, daha açık ifade etmek gerekir belki de, verdiğiniz örneği karşılamayabilir. Evet, verdiğiniz örnek çok doğru, çok az bir ceza aldı ve kurtardı kendini diyeyim şiddet uygulayan ama onu da tam karşılamıyor çünkü gerçekten hâkimler farklı kararlar verebiliyorlar ama bu işin asıl çözümü gerçekten bu meseleyi ayrı bir başlık altında ceza hukukunda düzenlemektir.