ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Ya, aslında birçok şey söylendi, ben bir müvekkilimin aldığı cezadan bahsetmek istiyorum. Hükümlü bir müvekkilim -yok, o zaman henüz kesinleşmemişti, tutukluydu- duruşmaya götürülürken görevlilerle işte cezaevi görevlileriyle tartıştığı iddiasıyla hakkında yeni bir dava açıldı. Hiçbir tanık yok kendisini savunabilecek, bütün diğerleri cezaevi görevlisi olduğu için de hepsi birbirine tanıklık yaptı. Bu kadın kanser hastası, 2 gözü görmeyen bir kadındı ve ona işte normalde kabul edilemeyecek bir biçimde orada beklenmesi istendiği için "hayır" dediği için bütün bu sonuçları elde etti. Şimdi, bu gibi yerler de maalesef sanığın kendi lehine sürebileceği hiçbir delili toparlayabilme şansının olduğu yerler değil, tek taraflı bir iddiayla çoğu kez ceza alınan yerler. Şimdi, bir ceza alıyorsunuz, bir de üstüne diyorsunuz ki: "Disiplin cezası da uygulayalım, bunun üzerinden de gerekirse şartlı salıverilmesini de kaldıralım." Yani bu kadar tek taraflı bir sürecin işlediği bu yerlerde bir de disiplin soruşturmasıyla şartlı salıverilmenin ya da diğer denetimli serbestlik koşullarının yakılmasının önünün açılması gerçekten kabul edilebilir bir durum değil. Bir de şöyle bakmak gerekiyor: Yani disiplin kuralları niye var? Cezaevi içerisindeki işleyişi düzgün hâle getirmek için değil mi, oradaki ihlali sonuçlandırmak için? Burası cezaeviyle ilgili bir alan değil, farklı alanlar ve farklı kurallara da tabi alanlar. Bu kadar genişletmek de gerçekten kabul edilemez.