MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkanım...

Sayın Bilgiç, müsaade ederseniz ben de... Siz kerhen lehinde idiniz, ben harbiden lehinde söz aldım yani.

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, ben hâlâ Sayın Zozani'nin söylediği yerde Anayasa'ya aykırılık iddiası görüşülmeden bu kanunun görüşülemeyeceğini söylüyorum. Usul, Anayasa'ya...

BAŞKAN - Biz neyi görüşüyoruz iki saattir, üç saattir? Anayasa'ya aykırılık iddiasını görüşüyoruz.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Arkadaş, önerge var mı, aykırılık önergesi Başkanlık Divanında?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir saniye, dur... Önce onun kararını... Belki geri çekecek yani... Bekliyoruz, dur bakalım yani.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Vermediniz, vermediniz. Geçti, treni kaçırdınız!

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Okuyayım ben sana şimdi de...

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Hızlı tren gidiyor arkadan!

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkanım, bir cümle söylediğim maddeyle ilgili, diğerlerini arkadaşlarım söyledi. Vakit almamak için bir cümle okuyacağım size.

Anayasa Mahkemesinin -aynen bu şekilde söylediğim- 2 Ekim 2014 tarihli kararından bir cümlesini okuyayım. Bununla ilgili iptal kararında diyor ki: "Dava konusu kuralda geçen 'milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi' ibarelerine dayanarak temel hak ve hürriyetleri sınırlandırması sonucunu doğuran erişimin engellenmesi yetkisi Başkana verilmektedir. Böylece kuralda sayılan oldukça önemli konularda belirtilen hâllerin varlığına ilişkin değerlendirme yapma ve karar verme yetkisi TİB'e bırakılmaktadır. Ancak -kafayı salladın da bundan sonrası geliyor- genel olarak Cumhuriyet savcısı, hakim ve mahkemelerce verilen erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasına yönelik aracı kurum olarak görev yapan TİB'in kuralda yer alan ibarelerde belirtilen durumların varlığı veya yokluğunu belirleme noktasında tek başına değerlendirme yapacak konumda olmadığı açıktır."

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - O yüzden, zaten Başbakana ve ilgili bakana yetki veriyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir dakika dur, dur, söylersin, onu söylüyor zaten.

"Millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi konularında ilgili ve yetkili kurumlar... Bunlarla ilgili verilmesi Anayasa'ya aykırıdır." diyor.

Şimdi, sen, aynı şekilde bakana yetki verdiğin zaman, aynı kurumda mahkemeden bahsediyor, diyor ki: "Bunların savcılık, hâkimlik tarafından incelenmesi gerekir."

Devamı okuyabilirim ama sadece bu cümlesi bile Anayasa'ya aykırı olduğu için çıkarılmış, siz yeniden getiriyorsunuz.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Burada kamu düzeni...

BAŞKAN - Onu ayrıca müzakere edelim.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Bakın, ulusal güvenliği tehdit edip etmediği konusunda başkanın karar veremeyeceği, bununla ilgili karar vermesi gerekenin Başbakan ya da ilgili bakanlıklar olacağı...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Ara verin Başkanım.

BAŞKAN - Siz teklif edersiniz ama ben bu önergeyi oylayacağım, ondan sonra ara veririm.

Teşekkür ederim.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkanım, burada aynı zamanda bu konudaki yetkinin muğlak olduğunu yani kanunların açıklığı ilkesine aykırı olduğunu da belirterek Anayasa Mahkemesi ilgili fıkraları iptal etti, etti yani tescilledi diyorum.

BAŞKAN - Şimdi gelen aynı değil ama.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bırakın Kanunlar ve Kararların görüşünü Anayasa Mahkemesi iptal etti. Tamamı var, okurum.

BAŞKAN - Arkadaşlar, ona tekrar geleceğiz ya.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Okumamışsın, yeni teklifi okumamışsın.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hepsini okuyorum. Bunların hepsi çok daha geniş yetki veriyor. Kime veriyor? 17-25'i kim kapatacaksa ona yetki veriyor!

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Başbakana ve ilgili bakana veriyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Başbakanda nerede yetki? Bütün yetki Beştepe'de, o söylüyor, siz buradan yapıyorsunuz. Yetki mi var Başbakanda?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Mahkeme dışındaki herkese veriyor yetkiyi!

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen ya...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Başbakan dedi, "Herkes ifade versin." dedi ama herkes ifade vermedi.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Başkan, böyle iş olur mu ya, Allah aşkına ya!

BAŞKAN - Lütfen arkadaşlar, tamam.

Teşekkür ederiz.