DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Başkan.

Yani şu an saat on iki buçuk, 36'ncı maddedeyiz. İnfaz yasasının bütününe baktığımızda ve özellikle 36'ncı maddeye de baktığımızda -derler ya eğri oturalım doğru konuşalım- açıkçası burada şöyle bir mantık oturtulmuş: Bırakılanları bırakalım, geri cezaevinde kalanların -ki özellikle siyasi tutsaklar- cezaevi koşullarını daha fazla nasıl ağırlaştırabiliriz, mevcut hak ihlallerini nasıl derinleştirebiliriz yani cezaevini ikinci bir cezaevine nasıl dönüştürebiliriz mantığı hâkim bu maddelerde. Yani daha önce hak ihlali olarak önümüze gelen, bunun değişmesi için mücadele verdiğimiz birçok şey şimdi yasallaştırılmaya çalışılıyor. Bu maddenin de madde hâline getirilmek ve buradan geçirilmek istenen birçok yanı aslında bunu içeriyor.

Şimdi teklif sahipleri konuşunca tozpembe bir tablo çiziyorlar, sanki gerçekten hukuki bütün süreçlere uygulanıyor, demokratik bütün işleyişler her yerde hâkim, dolayısıyla biz yasayı çıkardığımızda her yerde tıkır tıkır işleyecek gibi bir mantıkla yaklaşılıyor. Biz bunun böyle olmadığını, gerçeğin böyle yansıtılmadığını, gerçeğin böyle işlemediğini çok iyi biliyoruz. Hatta sabahtan beri örneklerle de vermeye çalışıyoruz. Şimdi saat çok geç olduğu için bunun örneklerini vermeyeceğim.

Açıkçası "iyi hâl" dediğiniz şey nedir? Ne kastediliyor "iyi hâl" denilen şeyden? Bunun bir izahı gerekiyor. "İyi hâl"den sizin kastınız nedir? "İyi hâl" dediğiniz şeyden beklentiniz nedir? Sizin iyi hâl olarak düşündüğünüz şeyden bizim anladığımız aslında insanlık onuruna yakışmayan şeyleri tutuklulara, muhaliflere, mahpuslara dayatmanın bir biçimidir. Yani cezaevlerinde infaz koruma memurları rastgele koğuşa gider, koğuşu darmadağın eder, tutuklulara hakaret eder, tacize veren aramalarda bulunur. Bu sadece içeride tutsaklara olmuyor, aynı zamanda dışarıdan gelen ailelere, ziyaretçilere de yapıldığında bu sefer görüş yasağı verir. Buna karşı çıktığında, bunu doğru bulmadığında karşılaştığı şey nedir? Bir disiplin cezasıdır ve bu disiplin cezasını siz iyi hâl mantığına büründürüyorsunuz ve bunu bir kez daha bir hak ihlali olarak tutsakların karşısına çıkarıyorsunuz.

Açıkçası burada mantık olarak yapılmak istenen şey muhalifleri bir kere cezaevine atmışsınız hukuksuz bir şekilde, adil yargılamadan, bu seferde cezaevinde "Biz nasıl baskılarız, nasıl aslında..." Bitmeyen böyle bir kin var, bitmeyen bir öfke var. Bu öfkeyle "Biz bir kez daha nasıl bastırırız?" aslında bu anlayış yansıyor bu maddelerde. Yani bunu bir dışa vurumu.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Toparlayalım Sayın Taşdemir.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Evet, yani şöyle: "Islah edeceğiz" mantığıyla muhaliflere yaklaşıyorsunuz. Yani kimi ıslah edeceğiz? Örneğin, Gülten Kışanak'ı ıslah mı edeceksiniz, Selahattin Demirtaş'ı ıslah mı edeceğiz? Osman Kavala'yı ıslah mı edeceğiz? Bizce aslında ıslah edilmesi gereken bu yaklaşımın kendisidir; bu yaklaşım, bu anlayış ıslah edilmelidir.

Teşekkürler.