ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Biraz önce arkadaşlar belirttiler, hakikaten, şimdi şöyle bir şeyle karşı karşıya kalıyoruz. Bakın, 2005 yılında temel ceza yasaları, temel yasalar değiştirildiği zaman, bu Mecliste yine çok ciddi şekilde bir muhalefet söz konusuydu o dönemde ve şu söyleniyordu, deniliyordu ki: "765 sayılı Yasa, köklü bir uygulaması var, Yargıtay içtihatlarıyla birlikte ciddi bir uygulama hâline gelmiş, hâkimin takdir yetkisini kullanabileceği düzeyde bir yasa." Dolayısıyla, belki de hani bizim eleştirdiğimiz hukukçu olarak da, hukuk fakültelerinde eleştirmemize rağmen bu mevcut olan yasaya göre çok çok daha ileride olan bir yasa idi ve yapılış tekniğine göre de bugünkü mevcut olan yürürlükteki yasadan çok daha ileride bir yapıdaydı.

Şimdi, yani bu iktidarın dönemine baktığınız zaman, temel yasaların hemen hepsinde bir değişiklik yaptı ve bu yetmedi, arkasından, üstüne sürekli küçük küçük değişiklikler yaparak gerçekten bu mevcut olan temel yasalarda artık kendi içinde de çok ciddi çelişkiler yaratmasına neden oldu. Bu nedir peki? Bakın, daha iki üç ay geçmedi, biz bu temel yasaların içinde bu Ceza Yasası'nın içine basit yargılama ve seri yargılama usulünü getirdik. Bu nedir peki, bu neydi, bunun amacı neydi? Bunun amacı şuydu: Gerçek anlamda, hani cezaevlerine kişileri göndermemek, biraz daha seçici olmak, biraz daha mevcut olan bu suçla karşı karşıya gelen yani bu soruşturma ve kovuşturmayla karşı karşıya gelen bireyi biraz daha ikna ederek, biraz daha anlaşarak belli bir ortamda bu işi çözmekti, yargının yükünü de hafifletmekti, bunun temel mantığı buydu. Bu neyi getirdi peki? Bu şunu getirdi: Şimdi, Kara Avrupa'nın hukuk sisteminden kaynağını alan Türk Ceza Kanunu'na aynı zamanda Anglosakson sistemi getirildi yani Amerikan sistemindeki mevcut olan soruşturma ve kovuşturma sistemini getirdi. E, şimdi, bununla yetinmiyoruz, şimdi de getirmişiz, burada "Yani kamuoyu baskısı var; dolayısıyla, herhangi bir kusur işleyen, suç işleyen kişiyi biz muhakkak ki cezaevinde yatıralım." diyoruz. Böyle bir şey olamaz, gerçekten böyle bir mantık olamaz. Yani şöyle Ceza Yasası'na baktığınız zaman, uygulamasına baktığınız zaman, mevcut mahkemelerin sistemine baktığınız zaman karmakarışık bir şey. Emin olun, bir hukukçu olarak nereden tutacağımızı şaşırmış durumdayız. Dolayısıyla bir bu var, bir de yani gerçekten bu Terörle Mücadele Yasası, siyasi suç ayrımı, bu anlamda da gerçek anlamda çok ciddi sıkıntılar yaratabilecek olan bir uygulamayla biz karşı karşıyayız.

Bizim buradaki önerimiz şudur: Gerçek anlamda, gerçekten, gelin, beraber -bakın, bu saate kadar buradayız, hep beraber emek veriyoruz- gerçekten toplumun katıldığı, katılımcı bir anayasa yapalım. O anayasanın da hayat bulduğu yepyeni temel yasalar ortaya koyalım ve torba yasalarla bunu yapmayalım. Biz bu nedenle de bu şeye karşı çıktığımızı belirtmek istiyoruz.

Teşekkür ediyorum dinlediğiniz için.