ORHAN ATALAY (Ardahan) - Değerli Başkanım, çok kıymetli Komisyon üyesi arkadaşlarım, milletvekillerim, YÖK'ümüzün ve diğer kurumlarımızın kıymetli temsilcileri; hakikaten bugün bu Komisyonda Millî Eğitim Komisyonunun şanına uygun, son derece faydalı, düzeyli bir müzakere sürecini tamamlamış bulunuyoruz. Ben, öncelikle her kesimden arkadaşıma teşekkür ediyorum. Elbette ki mükemmellik diye bir şey yoktur ama mükemmelliğe doğru bir çaba olmalıdır. Bu çabayı böyle tanımlıyorum, böyle görüyorum. Burada tabii ciddi bir iş yapıyoruz, kanun yapıyoruz.

Bir dakikanızı istirham ederek aklıma gelen bir şeyi paylaşmak istiyorum: Rousseau'ya sormuşlar ki "Kanun nasıl yapılırsa ona adil sıfatı verelim ve o kanun itaat edilmeyi hak etsin?" Rousseau şöyle ilginç bir cevap verir: "Toplumun farklı kesimlerini temsilen birer kişi seçersiniz, bir masanın etrafında otururlar, kanun görüşmesine başlamadan önce bir ilke üzerine anlaşırlar, derler ki "Biz bu kanunu bitirdikten sonra hepimiz öleceğiz, tekrar dirileceğiz ama dirilirken farklı kesimlere mensup olarak, farklı toplumsal kesime kimliğe mensup olarak dirilebiliriz, böyle bir ihtimal var. İş veren olarak kanunu yaptım ama işçi olarak dirileceğim". Eğer herkes şu kanaate varırsa, ben hangi kesimi temsilen dirilirsem dirileyim, bu kanun bana zulmetmeyecek, haksızlık etmeyecek, bu konuda gönülleri ferah olursa böyle bir kanun hakikaten adil bir kanun olur ve itaat edilmeyi hak eder." der. Burada da elbette ki farklı görüşler ortaya konuldu, hepsinden katkı aldık, henüz daha her ne kadar komisyon aşamasını tamamlamış olsa bile süreç devam ediyor, Genel Kurulda bunun son noktası konulacak, o ana kadar da biz görüşmelerimizi devam ettireceğiz, inşallah orada herkesin faydasına bir kanun sürecini tamamlamış olacağız.

Değerli Başkanım, ben hepinize teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun.