İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Teşekkür ederim.

Bizim 3 önemli itirazımız vardı ama en önemlisi bu. Bu konuyu biz de gündeme getirdik parti olarak da, belki ilk defa biz gündeme getirdik, borç-hisse takası diye. Biraz kötü örnekleri yaşandı Next Level'da bankalarla. Almanya da dâhil bazı ülkeler fon ayırdılar ki bu coronavirüs nedeniyle, kısa vadeli borçlarını ödeyemeyen yani işletme sermayesi yüzünden değil de borçları nedeniyle sıkıntıya düşen firmaları başka ülke firmaları almasın diye. Bunlardan hisse almak ve işletmeye finansman pompalamak, finansman aktarmak... Şimdi normal olarak işletme kurtarmak şudur: İşletmeyi yönetimiyle beraber kurtarırsınız yani bu işletmeler yönetim başarısızlığından dolayı zor duruma düşen işletmeler değil, bu işletmeler coronavirüs süreci nedeniyle zor duruma düşen işletmeler. Eğer işletmeyi kurtaracaksınız, ayakta tutacaksanız sahipliği ve yönetimi onun "know-how"udur yani entelektüel sermayesi dediğimiz şey odur, başarısı odur, ayakta durması, bugüne kadar gelmesinin nedeni budur.

Şimdi, burada normal yapılması gereken şey bu şirket Türkiye Varlık Fonu tarafından belli hissesinin alınması ve bir müddet sonra da uygun şartlar olursa sahiplerinin geri alma hakkının olması. Fakat burada tanımlanan şey, bizim anladığımız, çoğunluk hissesiyle beraber mülkiyetini devralmak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Bu tabiri caizse biraz şirketi değil de şahsı kurtarmakla alakalı, kişiyi kurtarıyoruz yani sahiplerini kurtarıyoruz. Eğer bu çok ortaklı, halka açık bir firmaysa da -genellikle Türkiye'deki firmaların yüzde 15 civarı halka açık- küçük tasarruf sahibine de "Sen işine bak." diyoruz. O nedenle, bunun, Türkiye Varlık Fonu üzerinde şirket kurtarmanın, inisiyatif almanın yolu bu değil ve bunun çok da aciliyetinin olduğunu zannetmiyorum. Yani bunula ilgili bizim de çok ciddi endişelerimiz var, biz de rica ettik özellikle bu konuyla ilgili ve bu konuda da gerçekten ciddi bir muhalefetimiz var.

Teşekkür ediyorum.