BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Şimdi, Sibel Hanım, bakın, mesela petrol fiyatlarıyla ilgili durum: Dünyadaki petrol fiyatlarında düşme varken bizdeki petrol şirketleri diyor ki "Biz bir araya gelelim, teşebbüsler birliği." Bir teşebbüs var, x şirketi, öbür teşebbüs var, y şirketi. Bunlar birlik oluşturmuşlar, teşebbüsler birliği. "Ya, biz petrolü 1 dolardan aşağı düşürmeyelim." diyor. Hâlbuki petrol düşmüş 25 dolara. İşte bu 5'inci maddedeki muafiyet kısmına aykırı oluyor. Eğer tüketicinin lehine olursa "Ya, biz bunu şöyle yapalım, fiyatları düşürelim, bundan tüketiciler çok faydalanır." diyorsa zaten muafiyet kısmına girmiş oluyor.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Kim karar veriyor?

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Bir dakika... Müsaade edin. Şimdi, "Teşebbüslerin tüketicinin lehine olarak yaptıkları anlaşma rekabet yasağını delmiyor." diyor. "Teşebbüsler veya teşebbüsler birliğinin tüketici aleyhine yaptıkları anlaşmalar rekabeti engellediğinden dolayı biz bu afeti tanımıyoruz." diyor. Yoksa aynı sahada çalışan iki firmanın, tencere firmasının veya başka bir firmanın, etkin bir şekilde olan firmanın iki farklı konuda ve etkin olanların birlikte anlaşmaları, piyasada rekabeti bozucu, tüketiciyi huzursuz edici veya onların aleyhine bir durum söz konusu olursa diyor ki: "Bir dakika, ben buna karşıyım, kurun."

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Onlar belli zaten.

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Ha, işte, 5'inci madde onu diyor. Yani kurula müracaat etmeden teşebbüsler kendi aralarında böyle bir şeyin var olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Aksi hâlde gidiyorlar, diyorlar teşebbüsler: Biz bir anlaşma yapıyoruz, centilmenlik anlaşması, fiyatı şunun üstüne çıkarmayacağız. "Bana gelme." diyor kurul, "Kendin hallet bu işi." diyor. Kurula gittiği zaman süreç uzuyor. Uzayan süreç de, dava süreci de beraberinde geldiğinden dolayı burada işi daha da hızlandırabilmek için yapılan bir düzenleme olduğunu düşünüyorum.