KOMİSYON KONUŞMASI

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sevgili Başkanım.

Tabii, bu maddeyle neyin murat edildiği meselesini açıklığa kavuşturmaya çalışınca şöyle bir tablo ortaya çıkıyor, Sevgili Güler dedi ki: "Çocuk yargılaması" vesaire falan. Bu, beni tatmin etmiyor. Şöyle tatmin etmiyor: Anayasa'nın 141'inci maddesinde "Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler konulur." diyor zaten. O zaman, çocukların ve küçüklerin yargılanmasına ilişkin bu hükmün açıkça atıfta bulunması gerekiyor.

Diğer taraftan, Anayasa'nın 10'uncu maddesindeki -ki bu, uygulamada yapılan bir iş- "Kanun önünde eşitlik" ilkesine baktığımızda -daha önceki konuşmamda da bunu dile getirdim- üçüncü fıkrası "Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler..." diye eşitlik ilkesinde ayrımcı tutulabilecek noktayı, pozitif ayrımcılık yapılabilecek noktayı çok net ortaya koyuyor. Devamında da diyor ki: "Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz." Yine devamında, son fıkrasında diyor ki: "Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." Yani devlete amir bir hükümle, devletin bütün kurumlarına, kamunun bütün kurumlarına amir bir hükümle eşitlik ilkesine uygun davranılması yükümlülüğünü Anayasa getirmişken, yine 141'inci maddede duruşmaların aleniyeti tarif edilirken, küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler koyulabileceği de tarif edilmişken yani Anayasa çok kazuistik bir şekilde, bir anayasada olması gerekenden daha fazla ihtimam göstererek bu netlikte bir düzenleme yapmışken bunun buradaki flulukta, buradaki soyutlukta, burada herhangi bir hâkimin takdiri istediği gibi kullanabileceği bir şekilde ifade edilmesi Anayasa'ya aykırıdır. Anayasa'ya aykırılık iddiası içerisinde çözülmesi gerekiyordu aslında bu tablonun ama biz esasına girdik, bunu bu şekilde değerlendiriyoruz. Yol yakınken buradan çıkmamız gerektiğini söylüyorum.

Teşekkür ederim.