ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, şimdi gerçekten hocamız tabii ki iyi niyetle bunu dile getiriyorlar, iyi niyetle bunu yapıyorlar ama gerçekten Türkiye bir Almanya değil, İsviçre değil. Birçok olumsuzluklarla biz karşı karşıya kalıyoruz.

Öte taraftan, bizim gerçekten işin başından itibaren bizim eleştirdiğimiz yasama organının görevinin gerçekten alındığını ve bu anlamda yasama organının gerçek anlamda işlevsizleştirildiğini biz çok net bir şekilde bağıra bağıra söylüyoruz. Bakın, hocamızda bunu dile getirdi ve bu kanun maalesef Bakanlıktan geliyor. Milletvekillerinin imzaları var. Abdullah Bey, arkadaşlar çok ciddi çalışmalar yapmışlardır, doğrudur ama yani nereden geldiğini de biz biliyoruz.

Bakın, biz çok ciddi bir şey söylüyoruz burada, sadece bu maddeyle ilgili bir şey değil: Gerçek anlamda kanun yapma sürecinin Anayasa'da belirtildiği gibi, bakın Cumhurbaşkanlığı hûkümet sisteminin getirmiş olduğu ve sizin de herkesin de burada erkler ayrılığı olacak, herkes kendi işini yapacak, hiçbir erkin diğer erk üzerinde etkinliği olmayacak ama görüyoruz ki bakın, bunlar söyleniyor artık bildiğimiz şeyler yani bu kanun yapma süreci dahi sakat. Dolayısıyla bakış açısı iyi niyetli olabilir fakat kanunlar yapıldıktan sonra işleyişiyle ancak insanların canını yaktıkları sürece biz ancak bunu görebiliriz -ki bunun da gerçek anlamda- Anayasa'ya aykırı olduğunu ben düşünüyorum ve yine ortaya çıktı ki yani kanun yapma süreci bile sakat.

Gerçek anlamda yasama Meclisinin bir tasarrufu olmadığı da ortaya çıkıyor.