| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin; Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 03 .06.2020 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ederim sevgili Başkanım.
Ben, maddenin 4'üncü fıkrasında: "Mahkeme fiili engel veya güvenlik sebebiyle duruşmanın il sınırları içinde başka bir yerde yapılmasına da karar verebilir." hükmünün uygulamada belki burada murat edilenin çok ötesine geçeceğini düşünüyorum. Türkiye'de bir uygulayıcı sorunu var, bunu konuşmamın genel giriş kısmında söyledim. Bunu kimseyi töhmet altında bırakmak için söylemiyorum. Türkiye, sorunlu bir süreçten geçti, yargının neredeyse yarısına yakını bu süreçte yargı dışında kalması gerekiyordu. Yeni dahledilen arkadaşlarımızın usul konusunda ve hâkimlik entelektüelliği anlamında çok yeterli olduklarını düşünmüyorum. Türkiye'nin hâkimlik yeterliliği anlamında olgunlaştırılması gereken hâkimler tarafından duruşmaların icra edildiğini ve hatta dönem dönem bu entelektüel birikimin olmaması nedeniyle duruşmaların sorunlu hâle getirildiğini görebiliyoruz, yaşayabiliyoruz. Örnek verdi bugün arkadaşlarımız İstanbul'da bir hâkimin verdiği kararı falan, ben öyle bire bir hâkimleri karalayacak durumda değilim. Çok adabıyla işini yapan erdemli hâkimlerimizin de olduğu bir gerçektir. Onlara teşekkür etmemiz gerekiyor, onlar yargı camiasını ayakta tutuyorlar. Onlara gönülden teşekkür borcumuzun da olduğunu düşünüyorum ama bu gerçek karşısında bu fıkra hükmünün çok somut objektif tanımlı hâle gelmezse sorun olacağını düşünüyorum. En ufak, en basit, bir hâkimin dirayetli olarak üstesinden gelebileceği olayda bile hâkimlerin bu maddeyi kullanabileceklerini -az önce söylediğim nedenlerden dolayı- düşünüyorum. Ben, Türkiye'de bu maddenin gerekliliği konusunda çok ikna değilim ama böyle bir madde istisnai olarak gerekiyorsa bile böyle bir duruşma naklinin HSK kanalıyla yapılması gerektiğini düşünüyorum. Yani mahkeme bu talepte bulunabilir, bir güvenlik sorunu olduğu iddiasında bulunabilir, duruşmanın orada görülebilme ihtimalinin gerçekten sıkıntı olduğu iddiasında bulunabilir, çeşitli usul oyunlarıyla beraber zora sokuluyor olabilir. Bunun kontrolünün HSK elinde olması gerektiği ve bir istisna hüküm olarak sürekli kullanılabilir bir hüküm havasına büründürülmemesi gerektiği düşüncesindeyim. Eğer ısrarla böyle bir ihtiyaca iknaysa arkadaşlarımız, hükmün böyle tavzih edilmesi, değiştirilmesi ya da yeni bir hüküm oluşturulması gerektiği düşüncesindeyim. Tekrar ediyorum, bu hüküm sancılı olacaktır, Türkiye'de Ceza Muhakemesi Kanunu'nda var olan gizlilik esası bugün nasıl ki avukatlardan duruşma kaçırmak, bilgi kaçırmak hâline dönüşmüşse yani en ufak bir davada bile bakıyorsunuz gizlilik kararı veriliyor, beraber yaşıyoruz. "Var yasada" diyor, kardeşim "Verdim." diyor, örgüt olmayan işe de örgüt muamelesi yapıyor hâkimler ve bunun sorgulanabilir hiçbir yanı yok. Türkiye'de avukatlar yargılamaya ancak iddianame düzenlendikten sonra bilgi sahibi olacak şekilde katılıyorlar şu anda ceza yargılamasında. Büyük kentlerde bu istisna bir hüküm olmaktan çıkmış. Bunu da koyarsanız, özellikle küçük yerlerde sorun olacağını düşünüyorum. Hâkimler bunu bizim yorumladığımız gibi yorumlamayacaklar, gerekçesini nasıl yazarsanız yazın ben size söylüyorum. Bunun kesinlikle tasarrufu gerekiyor ise HSK kontrolünde olmasını düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.