| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonunun 2018 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetleriyle İlgili Denetim Raporlarının Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi (3/1153) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 09 .06.2020 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, ben de sorularımdaki notu bulamamıştım ama birkaç soru ekleyeceğim, teşekkür ediyorum.
Şunu soracağım başta: Şimdi, bir orta vadeli programımız vardı biliyorsunuz, orta vadeli plan ve bu, çöktü yani şimdi bütün veriler bu 2018'de yaşadığımız sorunlar, geçen yıl yaşadığımız meseleler, bu yıl yaşadığımız kriz, corona krizi derken bütün rakamlar değişti. Yeni Ekonomik Programa baktığımızda -YEP'e baktığımızda- oradaki rasyolar biraz tutmuyor, hiçbir rakam. Yeni bir plan ortada yok. Ya ben merak ediyorum Sayın Bakan burada olmadığı için yani sizde görüşüyorsunuzdur. Gelip buraya hesap vermiyor Sayın Bakan. Corona sonrası bir görüşelim, sorunları konuşalım, Yeni Ekonomik Programı nasıl görüyorsun, orta vadeli programı nasıl görüyorsun? Diye sormak istiyoruz ama soramıyoruz, belki siz bilirsiniz çünkü çok önemli şeylerden bahsediyorsunuz işte "Şunu yapacağız." maden konusunda, petrokimya konusunda, finans merkezi, Türkiye'nin geleceğini belirleyecek stratejik konulardan bahsediyorsunuz. Bunların hepsinin bir plan çerçevesinde yapılması lazım değil mi? Yani bir plan vardır, program vardır, hedefler vardır, bu hedefler doğrultusunda bakanlıklarla uyum vardır, bürokrasiyle...
Ya şimdi şöyle ki siz mesela "Afşin Elbistan'da kömür çıkaracağız, yakacağız." diyorsunuz. Türkiye'nin enerji ihtiyacı konusunda bir plan var mı mesela elinizde hani 2023'te şu olacak, bu olacak diyorduk, 500 milyar dolar ihracat 2 trilyon dolar ekonomi e şimdi biz 700 milyar dolarlık bir ekonomiyiz hangi plana hangi hedeflere göre çalışıyorsunuz bunu merak ediyorum. Sizin elinizde var mı rakam, bizim yok. Hangi hedeflere göre çalışıyoruz, çünkü YEP de çöktüğü için bilmiyoruz. Yani Afşin Elbistan'dan gerçekten kömür çıkarıp yakmaya ihtiyacınız var mı? Mesela bir sorudur değil mi? Hani veya onu güneş santrali mi yapmak diyeyim ki stratejiktir, yoksa kömür mü yakmak stratejiktir? Neye göre çalıştığınızı çok merak ediyorum. Petrokimyada olsun, diğer konularda olsun, hangi plana, hangi hedeflere göre çalışıyorsunuz, lütfen bizi bilgilendirin, çok merak ediyorum biz bilmiyoruz çünkü.
İkinci sorum şu: Birkaç ay önce şirketlere hâkim olmakla ilgili bir kanun düzenlemesi yaptık, Sayın Zafer Bey burada beraber tartıştık üzerinden ama sonra corona çıktı. İşte, bir sürü dengeler, çalkantılar oldu, küresel finans sisteminde de. Şimdi, siz bu kararı yani corona günlerinde çıkarmıştık sanırım o biz şeyi değil mi? Burada maskeliydik değil mi, yanlış hatırlamıyorum? Corona günlerinde o yetkiyi verdik, yani.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Değildik.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Maskeli değil miydik ya? Evet, maskeliydik.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Öyle mi, maskeli miydik? Peki, peki.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani, yakın zamanda çıkardık. Şimdi, bu hâkim ortak olma meselesinde o günde tartıştık ama üzerinden zaman geçti. Yani, nasıl uygulayacaksınız? Hangi kriterler, kriterleri belirlediniz mi mesela? Bu konuda ciddi kaygım var, yani, sonuçta Türkiye'nin kaynaklarını nasıl kullanılacağına dair eminim, benim de seçmenlerimizin de kaygıları vardır çünkü tüyü bitmemiş yetimin hakkı diyoruz. Şimdi, düşünün ki size şöyle bir yetki verdik, çok hayati bir yetki, binlerce oyuncu var Türkiye'de. Siz orada bir tanım yaptınız, dediniz ki "Büyük stratejik" falan filan ama o her türlü esnetilebilir o yetki. Diyelim ki 10 oyuncu var, biri zora girdi bir sektörde, siz onu stratejik görüp veya siyasetin baskısıyla bir şekilde, talimatıyla diyelim, başka bir şekilde Cumhurbaşkanı, Fonun Yönetim Kurulu Başkanı, yani, "Şu şirketi kurtar." dedi diyelim ki. Yani, Bir, bununla ilgili şeffaf, açık kriterler ortada yok. Şimdi, siz ne zaman bu konuda devreye geçeceksiniz? İki, hangi kriterlerle devreye geçeceksiniz? Bunu ne zaman kamuoyuna açıklayacaksınız, yani, bizlere, milletin vekillerine ya da millet ve kamuoyuna. Çünkü kamu kaynağı kullanacaksınız, bunu çok merak ediyorum, bu çok önemli. Diğer bir mesele, bu bankalara sermaye aktarılması konusunda sizin üzerinizden biliyorsunuz, kamu bankalarına İşsizlik Fonu'ndan sermaye aktarıldı. Başka sermaye aktarımları da olacak önümüzdeki günlerde. Gördük, değil mi Sayın Başkan, yeni torbada, yeni sermaye aktarımları olacak. Hani, bu anlamda özel tertip -değil mi- borçlanma kâğıtları çıkarılacak, bankalara sermaye aktarılacak. İşte, bankalar da bu kaynakları alıp ne yapacak? İşte "Ev kredisi veriyorum, araba kredisi veriyorum -bilmem ne- x şirketine veriyorum, şu şekilde veriyorum." diye krediler dağıtacak yani kamu kaynaklarını çünkü bu da sonuç olarak borçtur, kamu kaynağıdır. Şimdi, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan da kamu kaynaklarına aktardık. Şimdi, bu kaynakların rasyonel kullanıldığına dair, kamu yararı içererek kullandırıldığına -kullanılacağına- dair bizi nasıl ikna edeceksiniz? Siyasetin etkisi olmayacağına dair, belli şirketlerin kurtarılıp... Diyelim ki hani Cumhurbaşkanının, şöyle yaptığında kurtarılacak veya böyle yaptığında batırılacak şirketler olup olmayacağını nereden bileceğiz? Burada şeffaflık yok çünkü ortada. Bu konuda ciddi şayialar da var, kamu kaynaklarının, bu anlamda siyasetin -90'lı yıllarda olduğu gibi yeniden- etkisiyle kullanılacağına dair, bunu da duyuyoruz. Belli şubelere, genel merkezlere telefonlar açılıp "Şu şekilde kredi ver, buna verme." bilmem ne şeklinde belli ifadelerin de olduğuna dair şayialar da duyuyoruz ve bu konuda gerçekten şikâyetler alıyoruz Sayın Genel Müdürüm. Bunun olmayacağına dair bizi nasıl ikna edersiniz, milletin vekillerini veya milleti, kamuoyunu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Son olarak da Halkbanka gelebilecek muhtemel ceza hâlâ Demokles'in kılıcı gibi Halkbankın üzerinde duruyor. 20 milyar dolarlık bir banka, 1 milyar dolar değerde şu anda; 20'de 1'e düşmüş durumda. Böyle şirketlerin değerini artırmaktan bahsediyorsunuz ya, 20 milyar dolar eden bir şirket 1 milyar dolara düşmüş, 20'de 1'ine düşmüş durumda, bu Demokles'in kılıcı yüzünden. Bununla ilgili planınız nedir? Stres testini yaptınız mı? Muhtemel ceza geldiğinde bu banka bu cezaya dayanabilecek mi? Bence dayanamaz yani eğer ki gelebilecek ceza Avrupa'dakilerle orantılı gelirse. Bununla ilgili, kamu olarak o bankanın arkasında duracak mısınız? Yani, durmak bir şekilde gerekecektir mutlaka. Nasıl bir planınız var? Nasıl bir stres testi yaptınız? Bu konuları merak ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, tezkere üzerindeki söz talepleri karşılanmıştır.
Şimdi görüş, eleştiri ve sorulara cevap vermek üzere Sayın Sönmez'e söz veriyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir şey söyleyebilir miyim?
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Söyleyin.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya şunu söyleyeceğim: Şimdi, mesela Güney Kore hikâyesinden hep bahsedilir. Diyelim ki Güney Kore öyle bir vizyon koymuş, o da kamucu bir başlangıç yapmış yani bu tip sektörlerde hani kamunun bir şekilde yönlendirmesiyle, desteğiyle, arkasında durmasıyla bir Samsung yaratma hedefi olmuş, mesela Samsung'u yaratmış. Üç buçuk yıl oldu, öyle az bir zaman da değil, ben sizden olsun diye de demiyorum ama beton yapılmış -İstanbul Finans Merkezi- veya petrokimya, tamam, eyvallah olabilir ama bunlar artık eski dünyanın şeyleri. Bunlar zaten olmalı. Yeni dünyaya dair biz bir Samsung, bir -efendim- bilişim anlamında, şu anlamda, bu anlamda hiçbir hayal duymadık sizden, sunumunuzda da duymadık. Gerçekten böyle hayaller kurmayacak mıyız yani sizin hayalleriniz yok mu, bunu çok merak ediyorum. Yani yeni dünyaya dair, katma değeri... Bir şirketin bütün değeri Türkiye'nin gayrisafi yurt içi hasılası kadar hani dünyada biliyorsunuz. Biz hâlâ petrokimya ve linyit çıkarıp yakmaktan bahsediyoruz. Niye "Güneş enerjisine dünyada öncü olacağız." veya "Güneş pili depolamada öncü olacağız, bununla ilgili AR-GE'ye sonsuz destek vereceğiz." diyemiyoruz? Böyle hayaller duymak isterdik. Bu konuda da eksik gördüğümü söyleyebilirim.