İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Efendim, başlarken özellikle bir vurgu yaptım yani COVID-19 sürecinde hakikaten başkaları, çok dev cesamet ifade ettiğini söylediğimiz ülkeler pespaye hâle düşerken biz vatandaşını koruyan, kollayan, bütün bütün sahip çıkan bir devlet anlayışını hayata geçirdik. Buna vurgu yaptım ve bu bağlamda da 2'nci maddede özellikle deprem ve afetlere dönük vatandaşımızı gene koruyucu, kollayıcı tarzın kanuni düzenlemesini yapmak için bu maddeyi getirdik. Söyledik, aynı şekilde bir daha vurguluyorum, biz öyle bir zeminde bu COVID-19'la mücadele ettik ki aynı zamanda bu afetlerle de muhatap olma durumumuz oldu, buna rağmen sosyal devlet olma gereğini bütün bütün hayatın her sahasına yansıttık. Şimdi, efendim, burada depremden etkilenen iş yerleri, konutlar, ahırlar, bunlara yardım için kanunda maddeler zikredilmiş; İmar Kanunu'na aykırılığının olmaması lazım, bir başkası, deprem afet sigortasının yapılması lazım. Oysa fiiliyatta hayata yansıyan tarafına bakıyoruz ki yüzde 95 oranında buna uygun bina yok, yapı yok. İşte bu yıkımların desteklenmesi için, vatandaşın mağdur edilmemesi için nasıl bir yol bulabilirizin arayışından bu madde ortaya çıkmıştır, onun için biz bu maddeyi getirdik.

Saygıyla selamlıyorum.