KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, Aykut Bey BAŞKENTGAZ'ın öyküsünü, hikâyesini anlattı. Gerçekten, BAŞKENTGAZ değer olarak bunların çok üzerinde, yani özelleştirildiği fiyatın çok üzerinde bir değerle satılması gerekirken sırf bugünün Cumhurbaşkanı, o dönemin Başbakanının imam hatipten arkadaşınındır ve biliyoruz ki AKP döneminde hızla ilerleyen bir şirket tarafından alınmıştır.

Ben birkaç ihale yapılmasını senaryo içerisinde yazılmış bir senaryo olarak düşünüyorum. Çünkü birinci ihalede 100 milyon dolara yakın bir bedel yakılmıştır ki bu kadar hazır gelen bir parayı... Çünkü bu doğal gaz şirketleri özelleştikten sonra -ben kentimden de biliyorum, İZGAZ'dan da biliyorum- fizibıl olmayan, verimli olmayan hiçbir yere ya da kâr elde etmeyeceği, kazanamayacağı hiçbir yere yeni bir doğal gaz hattı tesisi çekmediği gibi oradaki insanları da mağdur ettiğini biliyorum. Burada bu kadar yüksek kazanç sağlanan bir yerde insanların gelip 100 milyon dolarını yakması demek... Yani anlamak mümkün değil böyle bir olayı, bana göre bir oyundu.

İkinci oyun da, Ankara Büyükşehir Belediyesinin tek başına yüzde 20'lik hisseyle ihaleye çıkması ve buralara yaklaşık 300 milyon doların üzerinde bir fiyat görüp ihalenin iptal olması. Bunlar, bu yüzde 20'lik hissenin de birleştirilerek Torunlar'a bir paket hâlinde satılmasının altyapısının çalışmaları olduğunu düşünüyorum ki bunu da başardılar. Yapılan bir-iki ihalede yine dönemin Başbakanı "Ben bunun gerçek değerini bulmadan sattırmam." demişti ki bugün geldiğimiz noktada Ankara Büyükşehrin yapmış olduğu yüzde 20'lik kısmın ihalesine baktığımızda gerçek değerlerin çok altında olduğunu görüyoruz.

Yine, ikinci kısım da Ankara Büyükşehir il sınırları çerçevesinde değildi, pergelle 30 kilometrelik bir alanı kapsıyordu, daha sonra bu bütün il sınırlarını kapsadı ki doğal gaz metreküp olarak veya tül olarak -ne kadar arttığı Sayıştay raporlarında var- yaklaşık 2 kat artıyor doğal gaz tüketimi. Yani bir enerji şirketi bu doğal gaz firmasına talip olurken diyor ki, tüketim bu kadar, ben bu kadar satacağım; maliyetleri bu enerjinin bu kadar, ben şu kadar kazanacağım diyor ve şu kadar takdir ediyor bir fiyatla çıkıyor. Hemen üç-beş ay sonra bütün Ankara'yı kapsayan ve 2 katına çıkan bir doğal gaz tüketimiyle karşı karşıya veya böyle bir avantajla karşı karşıya kalıyor. Yine, o diğer istasyonların da kendilerine BOTAŞ tarafından devredilmesiyle müthiş bir kazanç elde ediyor. Yani açık açık söyleyelim, Torunlar Gıdayı birileri böyle el üstüne koymuş, taşıyor, onu zengin etmek için uğraşıyor.

Tabii ki, sistem şöyle: Onu zengin ederse havuz medyasına para aktarılacak, onu zengin ederse başka kanallara para aktarılacak, bunlar bunun içinde hep var, böyle olunca da devletin kurumları birilerine peşkeş çekiliyor. Bu anlamda, dediği gibi, Başkent Doğalgazı bir daha görüşmeyeceğiz, gerçekten, Türkiye'nin yitirilmiş değerlerinden bir tanesi. Elektrik dağıtım şirketleri de aynıdır, bu doğal gaz şirketleri de aynıdır. Ben ilim Kocaeli'nde de bunu yaşıyorum. Yani Ankara'dan 200 milyon metreküp daha fazla doğal gaz satmasına rağmen Başkent Doğalgazdan önce ihale edilmiştir, belediye tarafından ihale edilmiştir ve yine orada Fransızlara bu gaz şirketi peşkeş çekilmiştir ve daha sonra da orada çalışanların tümünü işten atmıştır, yaklaşık yüzde 70'e yakın personeli işten çıkartarak daha az personelle sadece mevcut üzerinden hizmet vererek kazancını katlamaya devam ediyor.

Yıllardır, dört yıldır burada mücadele ediyorum ki bir bölgeye doğal gaz getirebilmek için Kocaeli'nde ama başaramıyorum, en merkez yerlerinden bir tanesi. Artık özel bir şirket olmuştur. Özel bir şirket bizim gönlümüze göre iş yapmaz ya da vatandaşın talebine göre iş yapamaz, para kazanabilecek mi kazanmayacak mı buna bakar. Onun için de bu değerleri, AKP'nin on iki yıllık döneminde... SEKA'lar gibi, 1 milyar dolarlık gazete kâğıdı ithal ediyoruz şu anda. SEKA'ları özelleştirirken alkışlıyorduk hep beraber. Elektrik dağıtım şirketi, termik santraller, limanlar, her şey gitti elimizden, bunlar da buna bir örnek.

Onun için, biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunun hesabını gerçekten soracağız ve sormaya devam edeceğiz. Ama iktidara geldiğimizde, 2015'ten sonra bunun sorumluları hakkında 4734'ten kaçınılarak yapılan her şeyin hesabını tek tek soracağız, bunun da böyle bilinmesinde fayda var diyorum.

Umarım, bundan sonra mevcut iktidar devletin kurumlarını böyle yandaşlarına peşkeş çekmez diyorum, teşekkür ediyorum.