KOMİSYON KONUŞMASI

YUSUF BEYAZIT (Tokat) - Öncelikle afiyet olsun. Herhâlde kirazlar beğenildi?

Sayın Başkanım, değerli Anayasa Komisyonumuzun üyesi ve diğer vekil arkadaşlarımız, değerli bürokratlar; gerçekten bugün bir üzücü olduğu kadar da hayırlı bir işle bir aradayız diye düşünüyorum. Üzücü bir olay çünkü sonuç itibarıyla 60 ihtilali konuşuluyor. Adına "yargılama" bile diyemeyeceğimiz, "muhakeme" bile diyemeyeceğimiz, "mahkeme" demekten bile imtina etmeye gayret ettiğimiz Yüksek Adalet Divanı konuşuluyor ve bununla ilgili meseleler değerlendiriliyor.

Şimdi, bu konuyla ilgili gerçekten bütün partilerin tavrının aynı olması noktasındaki irade tezahürlerini son derece önemli buluyorum. Ben bütün milletvekili arkadaşlarımın bu duyarlılığına öncelikle hem şahsım adına hem de AK PARTİ Grubumuz adına teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Yüksek Adalet Divanını değerlendirmeden önce biliyorsunuz 1987 yılında mezarların nakli yapıldı, 1990 yılında askerî darbenin katlettiği devlet adamlarının itibarlarının iadesi düzenlemesi yapıldı ve bunlarla birtakım adımlar atıldı. Ama maalesef bu Yüksek Adalet Divanıyla ilgili konulardaki haksızlıklar, hukuksuzluklar tam anlamıyla düzenlenemedi. Onun için, buna neden olan Millî Birlik Komitesinin kurulması öncelikle hem hukuk dışı hem de o andaki mevcut Anayasa'yı bile değiştiren bir karar olması noktasında da hep günümüze kadar tartışmalı hâlde geldi. Şimdi, bugün bu yapacağımız çalışmayla inşallah bu komitenin almış olduğu bu kanunda ilgili maddeleri yok saymak suretiyle bir düzenlemeye vesile olmuş olacağız.

Öncelikle Yüksek Adalet Divanının aldığı kararları değil bu kararların dayanağını oluşturan kanun hükümlerinin geçmişe dönük olarak yürürlükten kaldırılmasını amaçladığımızı ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, darbeler günümüzde de biliyorsunuz konuşuluyor, değerlendiriliyor. Öteden beri Türkiye'nin maalesef geri kalmasında, maalesef demokrasinin gerçekten kurum ve kurallarıyla tam anlamıyla oluşturulmasında en büyük neden, en büyük engel darbeler olmuştur. Bütün darbeleri buradan telin ettiğimi ifade etmek istiyorum. Hiçbir darbenin diğerinden farkı yoktur, bunların hepsi sonuç itibarıyla darbedir ama 60 darbesi çok daha acıklı olmuş, 60 darbesi maalesef darbelerin anası olarak da darbelere meydan veren bir mantık olarak da devam etmiştir.

Onun için, bu darbeyle ilgili şaibelerin ortadan kaldırılması, buna benzer hükümlerin ortadan kaldırılması elbette önemlidir diye düşünüyorum. Bir Başbakan idam edilmiş, bir Bakan idam edilmiş, bir Bakan yine idam edilmiş. Burada baktığımız zaman bu duruşmalar 1 Ağustos 1960 yılında başlamış, 15 Eylül 1961 yılında karar verilmiş. 143 kişiye dört yıl iki ay ağır hapis cezası verilmiş, 117 kişiye beş yıl, 15 kişiye altı yıl, 6 kişiye yedi yıl, 2 kişiye sekiz yıl, 17 kişiye on yıl, 3 kişiye on beş yıl, 1 kişiye yirmi yıl ağır hapis cezası verilmiş. 30 kişiye de müebbet hapis cezası verilmiş. 14 kişi de ölüm cezasına çarptırılmış.

Değerli arkadaşlar, Yassıada duruşmalarında veya o gözaltına alınmadan sonra 7 kişi vefat etmiştir. Burada bunlarla ilgili bir düzenlemenin yapılmasının da bu kanunda son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Sadece hakkında karar verilenler değil, aynı zamanda bu duruşmalar esnasında ölen Yusuf Salman, Lütfi Kırdar, Gazi Yiğitbaşı, Yümnü Üresin, Nuri Yamut, Kenan Yılmaz, Zakar Taver; yine intihar ettirilen Namık Gedik'le ilgili de bir düzenlemenin yapılmasında fayda mülahaza ediyorum.

Demin merhum Namık Gedik'le ilgili değerlendirmeler yapıldı. Değerli arkadaşlar, Namık Gedik o zaman İçişleri Bakanıdır ve biliyorsunuz Harp Okulunda pencereden atlayarak intihar ettiği söylenmiştir, değerlendirilmiştir. Herhâlde İçişleri Bakanlığı yapmış bir kişinin Harp Okulunda tutukluyken intiharı da gerçekten dikkate şayandır diye düşünüyorum.

Bu dönemde binlerce kişi tutuklanmış, Demokrat Partinin nahiyelerde il ve ilçelerinde oluşan 70 binden fazla kişi gözaltına alınmıştır. Toplam tutuklu sayısı 402, berat edenlerin sayısı da 47'dir. Şimdi, burada özellikle Namık Gedik'in çöp kamyonuna bindirilerek Harp Okuluna götürülmesi, ona yapılan istihzalar önemlidir. Yine, hepinizin bildiği gibi merhum Menderes'e -Allah rahmet eylesin- buradaki yapılan işlemleri, değerlendirmeleri saymakla bitiremeyiz. Burada özellikle onunla ilgili yapılan olaylarda altı ay hiç kimseyle görüştürülmemesi, yine tokatlanması, sonra yine Fatin Rüştü Zorlu'ya tokat atılması, "Düşükler" diye film çevrilerek yeniden yeniden insanların denizden getirilerek film hâline getirilmesi. Yani aklımızın alamayacağı son derece korkunç hadiseler yaşanmış. Burası bir mahkemeden öte, bir yargılamadan öte âdeta bir eziyet edilen insanların kişiliğiyle, vicdanlarıyla, ahlaklarıyla, erdemleriyle, karakterleriyle, namuslarıyla, aileleriyle oynanılan bir mekanizma hâline getirilmiştir.

Burada özellikle dikkat edilmesi gereken noktanın bu yönüyle son derece ağır olduğunu ifade etmek istiyorum. Kararları verdikten sonra buradaki üyeler o zaman Cumhurbaşkanına tahsis edilmiş olan Savarona yatına, gemisine bindirilerek Marmara'da ölüm fermanıyla ilgili kararların kutlanıldığı yine hepinizin malumlarıdır. Dolayısıyla bu olayları tekrar yaşamak, tekrar bunları değerlendirmek belki bugün içimizi acıtıyor, bizi bir yandan da rahatsız ediyor ama en azından bütün partilerimizin birlikte bu hadiseyle ilgili düzenlemenin de hızlı bir şekilde inşallah Genel Kuruldan geçerek kanunlaşmasıyla beraber iyi bir mesaj verileceğini şahsen düşünüyorum.

Bir başka şey de şunu ifade etmek istiyorum Sayın Başkanım: Burada karar veren o andaki Yüksek Adalet Divanı üyelerinin tamamı daha sonra, bu karardan sonra hepsi yüksek yargıya terfi ettirilmiştir. Anayasa Mahkemesi üyeliklerine seçilmiş, Anayasa Mahkemesi Başkanı olmuş, Askerî Yargıtaya seçilmiş, Yargıtay üyeliklerine seçilmiş ve bunlar buralarda terfi ettirilmişlerdir. Buralar belki bir noktada anlaşılabilir. Anlaşılabilir derken ama şunu hâlâ anlamakta zorlandığımı ifade etmek istiyorum: Buradaki birtakım insanlar onursal üye ve başkan olarak Yargıtayda hâlâ fotoğrafları vardır, yani normal üye olarak değil, bir de onursal üye olarak bunlar oralarda değerlendirilmektedir. Bunlarla ilgili de belki bir idari düzenlemenin, belki daha sonrasında bununla ilgili de bazı adımların atılmasında fayda olur diye mülahaza ettiğimi ifade etmek istiyorum. Çünkü darbeye tevessül edenler, darbeyle ilgili işlem yapanlar o konuda bütünüyle bir anlamda cezalandırılmalıdır diye değerlendiriyorum.

Hepinize teşekkür ediyorum.