| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop ve 192 Milletvekilinin 1924 Tarih ve 491 Sayılı Teşkilâtı Esasiye Kanununun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanunun Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması ve Neden Olunan Mağduriyetlerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/2952) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 17 .06.2020 |
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Evet, bugün tarihî bir ana tanıklık ediyoruz, gerçekten hem demokrasi tarihimiz için hem de hukuk tarihimiz için kara bir lekeyi hep beraber sileceğiz.
Tabii, 27 Mayıs darbesiyle ilgili ve ondan sonraki darbelerle ilgili Grup Başkan Vekilimiz Sayın Engin Altay, Sayın Özgür Özel, diğer konuşmacı arkadaşlarımız, Sayın Tezcan çok ayrıntılı, teferruatlı girdiler. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki darbeler demokrasi düşmanıdır, insanlık düşmanıdır. Bu konuda zaten tartışılacak çok bir şey yok, tekrara da girmeyeceğim. Ancak şunu hepimiz çok iyi görmek zorundayız: Türkiye'de yaşanan darbelerin tamamına bakıldığında özellikle uluslararası güçlerin, emperyalist ülkelerin bu işlerin içinde parmaklarının olduğu ve son 15 Temmuz darbesi de dâhil hepsinde özellikle uluslararası güçler, Amerika başta olmak üzere birtakım güçlerin parmağının olduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla ülkemizde bir daha darbelerin yaşanmaması adına, hem demokrasimizi hem hukukumuzu hem de Parlamentomuzu daha güçlü hâle getirmek zorundayız. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki darbelerin düşmanı demokrasidir, panzehri demokrasidir; demokrasimizi, hukukumuzu ne kadar güçlü olursa ülke olarak, millet olarak bir daha bu tür şeylerle karşılaşmayız.
Bugün bu yasa teklifiyle ilgili özellikle gerçekten hukukla bağdaşmayan, adında "adalet" olan ancak hak ve hukuk katında hiçbir geçerliliği olmayan kararlara imza atan Yüksek Adalet Divanının hem kendisinin hem de verdiği kararların hükümsüz hâle gelecek olması Türkiye demokrasisi için çok büyük bir kazanımdır. Ben buna ilişkin olarak özellikle teklifin maddelerine ilişkin de birkaç teknik bir şey de söylemek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, geçici maddede, özellikle 1'inci maddenin (2)'nci fıkrasında Danıştaya başvuru yoluyla iki ay içerisinde müracaat etme şeyi getiriliyor. Burada süre iki ay olarak öngörülmüş. Aslında bunu teknik olarak tam yargı davası olarak değerlendirirsek, İdari Yargılama Usul Kanunu'nda süreler ay olarak değil de, gün olarak belirtilmesi gerekiyor. Burada teknik olarak bence sorunlu bir durum var, uygulamada çok büyük problemler çıkabilir. Burada ayrıca bu sürenin de çok kısa olduğunu düşünüyoruz çünkü sebebi şu: Altmış yıl öncesi bir durum, bir mağduriyetin giderilmesine ilişkin dava yolu açılıyor. Dolayısıyla buradaki bir veraset ilamının alınması bile belki iki ay içerisinde çıkmayacaktır. Pratikte bunun uygulanabilirliği çok zor olacak. Dolayısıyla bunun da göz önünde bulundurulması ve gerekirse burada yeniden bir çalışma yapılması gerekiyor. Yani şimdi altmış yıl önceki bir mevzudan ondaki miras ilişkilerinin filan bile ortala çıkması epey zaman alacaktır. Yazım olarak, teknik olarak bence bu yönüyle bu eleştirilebilir, doğru değildir.
Ayrıca, yine, 3'üncü maddenin (c) bendinde "Tazminatın yaklaşık bir tutarının ödenmesine hükmedilir." diyor. Bu da hem Borçlar Kanunu açısından hem de idari yargılama yani tazminat hukukumuzun genel ilkeleri açısından sorunludur. Çünkü Borçlar Kanunu'na baktığımızda diyor ki: "Hâkim hakkaniyete uygun bir tazminata hükmeder."
Şimdi, hakkaniyete uygun bir tazminata hükmetmek genel kuralken burada yaklaşık bir tutar yani soyut bir şey yani kime göre yaklaşık, neye göre yaklaşık, nasıl belirlenecek? Dolayısıyla burada da bir muamma var. Bu hususun da kanaatimizce düzeltilmesinde fayda var. Çünkü bu, bu hâliyle hem Borçlar Kanunu'nun meri mevzuatına da aykırı olacak. Zararın tam olarak ödenmesinin de önüne engel çıkarabilecek bir durumdur. Ben bu yönüyle de teklifin eksik olduğunu düşünüyorum.
Genel olarak da kısaca tekrar bir şey söyleyeyim: Darbeler ve darbelerin yaratmış olduğu hukukla hepimizin gerçekten mücadele etmesi gerekiyor. Ben, çok tekrara girmemek adına ve benden sonraki konuşmacıların da süreleri gasbetmemek adına herkese teşekkür ediyorum. Bütün partilere, özellikle bu konuda göstermiş oldukları iş birliği ve güç birliği nedeniyle de ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Kanunun da milletimize, ülkemize, hukuk camiamıza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.