KOMİSYON KONUŞMASI

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkürler Sayın Başkan.

1'inci maddenin sizin tarafınızdan sunulan gerekçesinde doğal hâkim ilkesine aykırılık teşkil ettiği söyleniyor Yüksek Adalet Divanının; doğru. Şimdi, bu, tabii hâkim ya da doğal hâkim ilkesi nedir? Kişilerin suç işlediği tarihte görev yapan yetkili mahkemeler dışında, sonradan oluşturulacak mahkemeler önünde yargılanamamasını güvence altına alan bir ilkedir. Şunu hatırlatmak istiyorum: 27 Mayıs 1960 darbesinin gerçekleştirildiği günkü anayasal düzene baktığımız zaman bu ilke yani tabii, doğal yargıç ilkesi o zaman yürürlükte olan 1924 tarihli Teşkilat-ı Esası Kanunu'nda tanınmıştır ve onun altında güvence altına alınmıştır, anlınmış bir anayasal ilke değildir. Yani bu tabii hâkim ya da doğal hâkim ilkesi ilk olarak aslında 1961 Anayasası madde 32'de açıkça ifade edildiği şekilde getiriliyor fakat bu hükümde 12 Mart 1971 muhtırası sonrasındaki 1488 sayılı Kanun'la getirilen Anayasa değişikliği eliyle tekrar ve maalesef kanuni yargı yolu ilkesine geriletiliyor. Bunu, tutanaklara geçmesi açısından söyledim. Şimdi, o zaman, gerek 12 Mart sonrası gerekse 12 Eylül sonrası gerçekleştirilen sıkı yönetim mahkemelerinin yargılamaları da 1971-1973 Anayasa değişiklikleri eliyle tabii yargıç ilkesinin geriletilmesinin sonuçlarıdır aslında. Yani biz gerekçede doğal hâkim ilkesini öner sürüyorsak o zaman 27 Mayıs darbesindeki doğal yargı yeri hassasiyetinin diğer darbeler açısından da gösterilmesi gerekiyor. Eğer bu hassasiyeti göstermezsek çelişkili bir durum olur diye düşünüyoruz ve o yüzden de diğer tüm darbelerin de bu kanun kapsamına alınması için bir önergemiz var. Önergemizi desteklemenizi bekliyoruz.

Teşekkür ederim.