KOMİSYON KONUŞMASI

YÜKSEL MANSUR KILINÇ (İstanbul) - Sayın Başkanım, izin verirseniz önce kendimi tanıtmak istiyorum: Yüksel Mansur Kılınç, İstanbul Milletvekili, Türkiye Büyük Millet Meclisi Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu üyesi.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, medyamızın değerli emekçileri; konu Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülerken görüşlerimizi kısmen iletmiştik ancak bir hatırlatma ihtiyacı içindeyiz. Bir de ayrıca kapsamlı olarak değerlendirilmesi için hangi unsurların gözetilmesi gerekir bunlarla ilgili görüşlerimizi ifade etmek istiyorum.

Bir kere "Konu Adalet Komisyonunda ele alınmalı." deniliyor, buna katılıyoruz; "Anayasa Komisyonunda ele alınmalı." deniliyor, buna katılıyoruz ama ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisinde Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu tam da bu hizmetlerin yürütülmesiyle ilgili denetim görevini yerine getirmek, önerilerde bulunmak, sorunları tespit etmek ve bunlarla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisini bilgilendirmek üzere kurulmuş bir Komisyon. Şimdi, denilebilir ki "Bu Komisyon o zaman niye değerlendirilmiyor ve bu önerileri niye sunmuyor?" Yine çok bilinmeyen bir şey, hatırlatma görevi de bize düşüyor: Türkiye Büyük Millet Meclisi Güvenlik ve İstihbarat Komisyonunda ele alınan konular tümüyle devlet sırrı niteliğini taşıdığı için oradan hiçbir bilgiyi, değerlendirmeyi, veriyi ne bu Komisyona ne Genel Kurula ne kamuoyuna sunamıyoruz. Peki, o zaman millî güvenliğe ilişkin konularda görüş ve öneriler sunmak; güvenlik ve istihbarat hizmetleri sırasında elde edilen kişisel verilerin güvenliğini ve bireyin hak ve özgürlüklerini koruyucu öneriler geliştirmek ve bir anlamda ifade ettiğim gibi bu hizmetler -yani güvenlik ve istihbarat hizmetleri- sırasında kişisel verilerin korunup korunmadığını denetlemek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulmuş, görevini yapan, her yıl denetimlerini gerçekleştiren, üstelik de Adalet ve Kalkınma Partili üyelerin çoğunlukta bulunduğu bir Komisyon bu konu neden değerlendirilmez, neden ele alınmaz? Bu sadece bir komisyonda konunun değerlendirilmesi olarak değil aynı zamanda güvenlik ve istihbarat hizmetleriyle ilgili -güvenlik soruşturması kısmıyla daha çok ilgili olmak üzere, yani arşiv araştırması kısmını çok dahi etmiyorum- güvenlik araştırmasıyla ilgili konuların ele alınmasını, değerlendirilmesini, buralardaki denetim sorunlarını, denetimin doğru yapılıp yapılamadığını, denetimin yapılabilirliğini, sürdürülebilirliğini; denetimi yapan görevlilerin hangi ihmaller, suiistimaller içerisinde olduğuyla ilgili bilgileri yani kişisel verilerin güvenliğini denetlediğimiz; denetleme görevi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından verilmiş bu Komisyondaki birikimler, bu Komisyondaki tecrübeler, bu Komisyonun raporları değerlendirilmeden konunun ele alınması, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmesi -ki orada da yine Komisyonun yaptığı çalışmaların özelliği nedeniyle gündeme getirebilmemiz çok mümkün olamayacak hatta hiç mümkün olamayacak burada olduğu gibi- konunun yani Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanun Teklifi'nin Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendi komisyonlarından, kendi birikimlerinden, denetim görevinden çıkardığı sonuçlardan bile yararlanamadan bir yasa teklifi gündemine alması anlamına geliyor. Peki, bir taraftan güvenlik soruşturması, güvenlik soruşturmasıyla ilgili birikimlerin önemi, yaşanan tecrübeler. Türkiye'de güvenlik soruşturmalarıyla ilgili sürece ve tarihe baktığımızda ne görüyoruz? Bunlardan biri güzel bir hikâyedir, Sakıncalı Piyade'dir. Sakıncalı Piyade, Uğur Mumcu'nun askerlik anılarını, sakıncalı bir asker olarak askerlik anılarını anlatır. Uğur Mumcu'nun Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi ve halkı için nasıl bir aydın olduğu... Güvenilirliğiyle ilgili bugün hiçbir sorun ve soru işareti yokken ülke böyle bir kadersizliği yaşamışsa, o zaman bu soruna ki ondan sonraki yıllarda yoğunlaşan soruna mutlaka kapsamlı bir biçimde bakmak, ele almak ve Türkiye'nin güvenlik ve istihbarat hizmetlerinin doğru yönetilmesi, yürütülmesi için bu anlayışla ele almak lazım.

Sakınca Piyade 1971 ama ondan sonrası da var. Ondan sonra güvenlik ve istihbaratla ilgili çalışmalar ve bu soruşturmalarda Türkiye'nin başına gelenlerin hikâyeleri çok. Sakıncalı Piyade yazıldı ama yazılmayan hikâyeler var; sakıncalı öğrenciler, sakıncalı medya yöneticileri, sakıncalı radyolar, sakıncalı radyocular ve tüm bunları yaşamış Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, çok rahatlıkla, sakıncasız milletvekili olma süreçleri var.

Sayın Başkan, değerli üyeler; Türkiye Cumhuriyeti'nde güvenlikle ilgili, güvenlik soruşturmalarıyla ilgili tarihe baktığımızda, Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi iç güvenliğiyle ilgili sorunların en az olduğu, tehditlerin daha çok da dışarıdan yönlendirildiği dönemleri biliyoruz. Denilebilir ki tehditler artınca güvenlik soruşturması ihtiyaçları da arttı ama ülkemizin tarihi böyle değil. Tam tersi, ülkemizde güvenlik soruşturmalarıyla ilgili gerek Bakanlık gerek bürokrasi gerek emniyet gerek istihbarat gerek dış istihbarat açısından değerlendirdiğimizde, ülkemizin güvenlik soruşturmalarıyla ilgili önlemler, yönetmelikler, uygulamalar sonrasında daha güvensiz hâle geldiği ve güvenliğini tehdit edecek, ülke güvenliğini tehdit edecek noktalara geldiğini, tarihî bir süzgeçten şöyle bir geçirdiğimizde çok rahatlıkla göreceğiz. Yani demek ki biz bir yandan vatandaşlarımızın kişisel verilerinin güvenliğiyle ilgili bir duyarlılık içinde olurken, aynı zamanda ülkemizde güvenlik soruşturmalarının ülkemizde güvenlik ve istihbarat hizmetlerini sağlıklı hâle getiren değil, tam tersine, güvenlik risklerimizi artıran düzenlemeler olduğunu düşünmek, değerlendirmek, tümüyle bu açıdan da ele almak durumundayız.

Sonuç olarak, konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu görevleri çerçevesinde bir düzenleme olduğunu, bu nedenle teklifin Komisyondan geri çekilmesi yönündeki öneriye katıldığımızı ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.