| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 29 .01.2015 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; şurada oturunca Komisyon üyelerimizin neden teklif sahibinden bilgi istediklerini biraz daha iyi anladım. Şimdi, bürokrat arkadaşlarımız bilgi veriyorlar ama verdikleri bilgi yanlış değil fakat sadece duyulmasını istediğimiz alanla ilgili. Böyle olunca çok büyük bir güvensizlik oluyor Hükûmete ve bürokratlara karşı. Bundan arkadaşlarımın kaçınmalarını istirham ediyorum.
Sayın bürokratımızın konuştuğu her şey birinci fıkrayla ilgili, birinci paragrafla ilgili. Bunda bir sorun yok ki. Lisans mezunu ebe gider yüksek lisans yapar, o alanda uzman olur. Bunda Sağlık Bakanlığının da bir tasarrufu yoktur, hiç kimsenin de bir tasarrufu yoktur, güzel de bir paragraftır.
E ikinci paragraf ne? Onunla ilgili bir tek cümle duydu mu kimse? Bakın, ikinci paragrafta diyor ki: "Ebeler meslekleriyle ilgili olan özellik arz eden birim ve alanlarda yetki belgesi alırlar." Yani siz -dört yıllık bir ebe, dört yıllık lisans mezunu bir ebe, üç sene de buna lisans yaptıracaksınız- yedi yıllık eğitimi olan bir ebeye "uzman ebe" diyeceksiniz; sonra döneceksiniz, lise mezunu, dört yıllık meslek lisesi mezunu bir ebeye de diyeceksiniz ki: "Sen yüksek lisans yapamadın ama ben sana yetki belgesi veriyorum."
Şimdi, bunun bir mantığı olmalı. Ebenin yetkisi kanunda belli, ebenin yapacağı işler belli. Siz hangi yetkiyi bu ebeye vereceksiniz? Böyle bir anlayışın arkasında, hani diyorsunuz ya, sürekli öküz altında buzağı arıyorsunuz, bizi mecbur ediyorsunuz.
Bunun anlamı şudur: Yarın "Bir kadın doğum kliniğinin, bir doğumhanenin idaresini yetkilendirilmiş ebe veya yüksek lisans mezunu uzman ebeye verdim." diye yönetmelik çıkarırsanız -ki çıkaracaksınız- bu durumda lise mezunu bir ebe yüksek lisans mezunu bir insanın üzerinde yönetici olacak. Bunun ruhu bu ama bunu duyabiliyor muyuz kimseden? Duymak mümkün değil.
Şimdi siz, hangi yetkiyle, hangi hakla bir ebeye yetki veriyorsunuz? Ebenin yetkisi verilmiş, kanun vermiş. Sonra da değerli milletvekilimiz diyor ki: "Sezaryen oranını azaltmak için."
Sayın Hocam, kadın doğumcu da değilsiniz, yenidoğancı da değilsiniz. Ben yenidoğancıyım ve ömrümü sezaryenle savaşa adadım ben. Bu konuda yaptığım Bakanlık nezdindeki çalışmalarım bellidir. Sezaryen oranları sizin döneminizde pik yapmıştır, bir türlü düşüremediniz, olmuyor çünkü ruh farklı. Yani sezaryen oranlarını düşürmek için sağlığın ruhunu değiştirmeniz lazım. Sağlığı bir ticari meta hâlinden çıkarıp gerçekten sosyal devlet anlayışıyla yapılan bir hizmet hâline getirmeniz lazım ki sezaryen düşsün. Bundan yirmi sene önce sezaryen oranları yüzde 20'lerin altındayken bu ebelerin hiçbir tanesi üniversite mezunu değildi -üniversite mezunu bile değildi- lise mezunuydu ve bu ebeler şakır şakır doğum yaptırırdı. Ama her ne olduysa bu neoliberal sistemle ruh değişince, birdenbire sezaryen oranları özel hastanelerde yüzde 90'ları geçti, üniversite hastanelerinde yüzde 60'ları geçti -akıllara ziyan- devlet hastanelerinde yüzde 50'leri geçti. Siz şimdi ebeye yetki veriyorsunuz, diyorsunuz ki: "Normal doğum." Ebenin zaten normal görevi o. Ebe sezaryen yapamaz ki. Ebenin görevi zaten normal doğum yaptırmaktır. Şimdi siz hangi yetkiyi vereceksiniz bu ebeye?
"Efendim, teşvik ediyoruz, uzmanlaşsınlar." Güzel, teşvik edin, lisans mezunu ebe yapın ve bu lisans mezunu ebeler yüksek lisans yapsınlar, uzmanlaşsınlar ama unutmayın ki siz, aynı Hükûmet, kısa bir zaman önce "hemşire yardımcısı" ve "ebe yardımcısı" diye bir kadro, bir kavram çıkardınız ortaya, "vekil ebe", "vekil hemşire" kavramları çıkardınız. Bakın, o kadar büyük bir kirlilik yaptınız ki: Vekil ebe, vekil hemşire, yardımcı ebe, yardımcı hemşire, ebe hemşire; yetkilendirilmiş ebeyi şimdi getiriyorsunuz. Ya, pes! Gerçekten, otuz yıllık meslek hayatımda ben bile pes diyorum. Bunun arkasında, benim göremediğim başka bir şey varsa, arkadaşlarım açıklarsa sevinirim.