| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | 2/2985 Esas Numaralı Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 30 .06.2020 |
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Özellikle, görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Şimdi burada iki konudan bahsedeceğim: Birincisi, bu bozuk orman alanlarıyla ilgili verilen izinler hakkında bilgilendirme yapmak istiyorum çünkü ben daha önce Orman teşkilatında çalışmış birisiyim. Özellikle, bazı bölgelerde o yöreye ait yetişen ürünler var ormanlarda. Mesela, Bursa'da defne topluyor vatandaşlar. Bunlar daha çok kooperatifler şeklinde veya köylüler şeklinde ama etraf hep tarım arazisi olduğu için onları işleyecekleri bir yer yok, sadece o insanlara onun toplanıp depolanması veyahut da işlenmesiyle ilgili izinler veriliyor; sadece yöresel ürünlere ait, yoksa öyle "Dışarıdan sanayici gelecek, ormanlar alınacak..." Arkadaşlar, asla böyle bir şey yok. Veya işte adam özel orman almış, ceviz dikmiş. Edirne'de çok var bu. Şimdi bu cevizleri topluyor, onu işleyecek küçük bir tesis kuruyor. Bunu bir kere düzeltmekte fayda var.
İkincisi: Ben özellikle Ergene'den bahsetmek istiyorum arkadaşlar. İlhan Bey de keşke burada olsaydı, neticede Ergene nehri tabii, Trakya'nın gerdanlığı. Fakat şöyle söyleyeyim: Yıldız Dağları'ndan doğuyor, 2 metreküp/saniye bir debisi var ama Enez'den denize döküldüğü zaman debisi 10 metreküp/saniyeye çıkıyor. Peki, nereden geliyor bu sular? Bunun 240 bin metreküp/günü etraftaki yerleşim yerlerinin atık suları, 460 bin metreküp/günü ilave su da Çerkezköy bölgesindeki sanayi atık suları. Ve arkadaşlar, Ergene bitmiş, anaerobik hayat tamamen durmuş yani içinde bir canlı bile yaşamıyor ve biz buraya el attık. Ben o projede de Bakanlıkta çalışıyordum. Bakın, Veysel Bey'in bu projede çok büyük emeği var. Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakanken talimat verdi, hatta DSİ'nin sorumluluk alanında olmamasına rağmen bir kanunla Ergene Nehri'yle ilgili çalışmalar DSİ'ye devredildi. Burada 13-14 yerleşim yerimizin, ilçelerimizin atık su arıtma tesisleri DSİ tarafından yapıldı. 25 bin nüfusun altındakilere yüzde 50'si SUKAP kapsamında, diğer yüzde 50'si de otuz yılda faizsiz geri ödenecek şekilde yapılıyor. Zaten DSİ'nin kanununda bu var. Mesela, şimdi biz İstanbul'a Melen suyunu götürmüşüz. Ne yapıyorsunuz? Otuz yıl boyunca, o faiz alınmadan o parayı eşit taksitlerle bir şekilde geri ödüyor. Her şeyin geri ödemesi var yani hani "Bedava yapıldı." diye bir şey de yok.
Gelelim esas şeye arkadaşlar: Şimdi, bu sanayi atık sularında hakikaten çok ağır metaller var. Yani, siz her türlü ağır metali arıtabilirsiniz ancak bunun maliyeti artar. Dolayısıyla, bizim şeyimiz şu oldu: Biz yerleşim yerlerindeki atık suları ileri biyolojik arıtma tesislerinde arıtarak Ergene'ye veriyoruz ancak sanayidekileri vermiyoruz. Çünkü siz her ne kadar ağır metalleri orada düzeltseniz, yok etseniz bile renk ve koku bakımından, tuzluluk bakımından tam çözemiyorsunuz. Dolayısıyla oradaki bütün atık suları topluyoruz. Aslında geçen, Cumhurbaşkanımızın ve Tarım Bakanımızın da açmış olduğu... Bu toplanan bütün atık sular kollektörler ve tüneller vasıtasıyla güneyde Marmara'ya indiriliyor, oradan da 4.700 metre uzunluğunda deniz deşarj hattıyla Marmara'nın dip akıntısına veriliyor. Dolayısıyla oradaki bu sular direkt Karadeniz'in ölü bölgesine gidiyor. Zaten Karadeniz'in 175 metre altından aşağısı tamamen ölü bölgedir; bu, zaten dünyada bilinen bir şeydir. Ancak şunu söyleyeyim -mesela o zaman biz testleri de yaptık- yani, biz o atık suları Marmara'ya verdiğimiz anda İlhami Bey, üç saniye içerisinde yüzde 98 çözeliyor; anında, hemen dip akıntıya karışıp gidiyor. Yani, ben beklerdim ki bu projeye teşekkür edilsin. Gerçekten büyük bir emek var. Hatta şunu da söyleyeyim, bakın, biz, daha önce ben Komisyon Başkanıyken de oradaki temel atma merasimine gitmiştik, o zaman bütün milletvekillerimizi davet ettik ama bir tek iştirak eden -Allah rahmet eylesin- rahmetli Erdin Bircan ağabeyimiz olmuştu. Ama emin olun -ben mesela geçen Mustafa Varank Bakanımızı da dinledim- seneye bu atık suların tamamı -mesela şu anda bir kısmı bağlanıyor zaten kollektöre- özellikle sanayininkiler artık denize verilecek ve ben inanıyorum ki 2021, 2022'de artık yavaş yavaş Ergene kendine gelmeye başlayacak. Ama takdir edersiniz ki arkadaşlar, hiçbir şey orijinali gibi değildir yani Ergene'nin o orijinal hâli bir kere gitmiş ama yüzde 95 oranında, 98 oranında da mutlaka Ergene düzelecektir. Ben buna yürekten inanıyorum çünkü orası insanımızın en büyük geçim kaynağı; malum, araziler Ergene'den sulanıyor. O bölgede bir de bayağı göletler möletler yaptık yani orada böyle Ergene'nin yükü de azalıyor; onu da belirtmekte fayda var diyorum.
Teşekkür ederim.