KOMİSYON KONUŞMASI

VAHAP SEÇER (Mersin) - Şimdi, burada yapılan değişiklik sadece okullardaki örgün ve yaygın eğitim kapsamında değil de, yine, cezaevlerinde görevli öğretmenler de -değil mi- bu şeyin içerisinde; ücretlerdeki artışlarda sanıyorum yüzde 25 onlara, diğer, Millî Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları Yönergesi kapsamında görev alan yönetici öğretmenlere de yüzde 100 fazlasıyla -değil mi- onları da kapsıyor anladığım kadarıyla.

Şimdi, az önce de söylediğim gibi, tabii ki bu ücret artışlarını bizler de olumlu buluyoruz ama burada eksik kalan bir nokta var. Şimdi, bunlar, bu öğretmenler genelde mesai saatleri dışında öğrencilere ilave dersler veriyorlar, bunun adını ek ders ya da kurs olarak değerlendirebiliriz. Bunlar, gün içerisinde, derslerinin bitiminden sonra akşam mesaisi olarak ya da hafta sonu yani normal müfredat derslerinin olmadığı cumartesi, pazar günlerine denk geliyor. Şimdi, bu süreç içerisinde sadece orada idari personel ve eğitim personeli görev yapmıyor. Bunun yanında orada müstahdemi var, çalışanı var, işte o fiziki koşullarına katkı sunan, ısıtan, temizleyen, ne bileyim, oradaki hizmetleri yapan personel var, bu düzenlemede onlara ilişkin ben bir şey göremiyorum. Bu, haksızlık değil mi yani bir tarafta ilave yük getiriyorsunuz okula, okulun çalışanlarına; idari personele tamam, eğitim personeline yani öğretmene tamam da diğer tarafta, hizmetli olarak çalışanlara niçin böyle bir şey öngörülmemiş, onu soru olarak not etmenizi istiyorum.

Şimdi, tabii, bu mesele 1 Martta kabul edilen, Millî Eğitim teşkilatında yapılan değişiklikle aslında gündeme geldi, yoğun olarak bu talepler arttı. Burada Hükümetinizin, Sayın Bakan, yaklaşık on üç yılı tamamlıyor iktidarınız, 2002-2015; 5 bakan değişti, Nabi Bey'le beraber 5'inci bakan yanlış hatırlamıyorsam ve gerçekten millî eğitim konusunda çok da dramatik değişiklikler oldu. Aslında, millî eğitim dendiği zaman, bir Sağlık Bakanı olarak sizin, Tarım Bakanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı, bütün bakanların önemsemesi gereken, katkı sunması gereken bir alanı konuşuyoruz.

Sayın Sağlık Bakanım, beni dinliyorsunuz umarım.

Niçin bunları söylüyorum? Şimdi, sağlık konusunda az önce konuşulan ebe, hemşire konusu ya da "Sağlık bilimleri üniversitesi kuracağız." bunlar teknik meselelerdir. Burada bir hatalı düzenleme yaptık. Bunu bir ay sonra, iki ay sonra, beş ay sonra, altı ay sonra deriz ki: "Yahu, biz yanlış yapmışız, gelin yanlıştan dönelim, yeni bir düzenleme yapalım." Hallolur yani dünyanın sonu değil ama eğitim çok farklı efendim yani ben bunu önemsiyorum. Bir muhalefet milletvekili olarak konuşmuyorum, bir veli olarak konuşuyorum, bir baba olarak konuşuyorum, bu ülkenin bir evladı olarak konuşuyorum; her şeyde hata yaparsınız, geri dönüşü kolaydır, telafisi mümkündür ama eğitim sisteminde yapacağınız bir hata ve bunu da ısrarla devam ettiriyorsanız jenerasyonlar boyu bunu telafi etmeniz mümkün değil.

Bakın, 1 Martta kabul edilen yasada, işte o söylediğim, belki de jenerasyonlar boyu telafi edilmeyecek hatalar yaptınız yeni eğitim sisteminizle ve kendi içinizde ideolojik olarak, siyasi olarak beraberlik içerisinde olduğunuz bir gruba, bir cemaate ilişkin düzenlemeler yaptınız ve eğitim sistemini buna alet ettiniz. Bunlar yenilir yutulur meseleler değil gerçekten, bunu üzüntüyle ifade ediyorum. Elbette ki bir paralel yapılanma var ise -tırnak içerisinde söylüyorum- bir paralel çete -yine tırnak içerisinde söylüyorum- var ise bununla mücadele etmek Hükûmetin, dolayısıyla devletin görevidir ancak siyasi iktidar kendi içerisinde bir problemi için Türkiye'nin geleceğini feda etme pahasına bu mücadeleyi sürdürüyorsa, işte burada bizim "dur" dememiz lazım.

Şimdi, bu yapılan düzenleme, kısaca anlattığım o sürecin sonucu ortaya çıkan bir ihtiyaç. Yani bir tarafta, dershaneleri kapatalım; kapatalım. Bu değerlendirme eğitim sistemine ilişkinse hiçbir sorun yok ama "Cemaatle mücadele için dershaneleri kapatalım." diyorsanız o başka bir tartışma konusudur. Yahu, ortada bir gerçek var. Benim çocuğum var, şimdi üniversite sınavına hazırlanıyor. Burada milletvekillerinin var, bürokrat arkadaşlarımın var, basın mensuplarının çocukları, kardeşleri var. Cemaat tu kaka, Türkiye'de dershaneler de kahir ekseriyet cemaatin elinde. Eğitim sistemini boş verelim, bunları yok edelim, inine girelim, bunları yerle yeksan edelim; ee, dershaneleri kapatalım. Sayın Bakanım, uygun değil bunlar. Bunlar hoş işler değil.

Bakınız şimdi, bunu telafi etmek için bir uygulama başlattınız; makuldür, olabilir. Yani hakikaten dershaneleri az önce de söylediğim gibi teknik olarak ortadan kaldıralım; bunları tartışalım, eğitim sistemine ilişkin yeni tedbirler alalım, sınav sistemini gözden geçirelim. Bunlar başka bir şeydir ama ideolojik tartışmalara bunların alet edilmesi, çocuklarımızın geleceğinin alet edilmesi, ülkenin geleceğinin alet edilmesi, eğitim sisteminin alet edilmesini inanın hazmedemiyorum, kabullenemiyorum.

Dolayısıyla sadede gelecek olursak, burada yapılan düzenleme doğru bir düzenleme ancak dediğim gibi idari personel, eğitim personeli ama bunun yanında hizmetlileri de düşünmemiz lazım. O konuda bürokrat arkadaşımdan cevap bekliyorum.

Teşekkür ediyorum.