| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 29 .01.2015 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, değerli arkadaşlar, iktidar mensupları; bu nasıl bir yasama çalışma düzenidir ve her geçen gün iyice içinden çıkılamaz hâle geldi. Şimdi, belli bir program yok, planlama yok, organizasyon yok, araştırma yok, düzenleme etki analizi yok.
Şu anda Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda birtakım teklif, tasarılar görüşülüyor burada görüştüğümüz konularla ve Plan ve Bütçe Komisyonunun asli görevleriyle yakından ilişkili. Millî Eğitim Komisyonunda yine tasarı mı teklif mi olduğunu şimdi hatırlayamadığım düzenlemeler var; orada da üniversite kuruluşu var, başka değişik konular var. Demek ki diyorum Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı Hükûmet etme aklını ve devlet aklını yitirmiş, sıfır derecesinde ve hiç mübalağa da etmiyorum yani bunu bir siyasi polemik olsun diye bir ön yargıyla da söylemiyorum ama bu bir hakikattir. Aklı başında bir yönetim birimi -Hükûmet bir yönetim birimidir, Türkiye Büyük Millet Meclisi öyledir- planlama yapar, organizasyon yapar, kadrolama yapar, örgütleme yapar, bu işin denetimi vardır filan, bunların hiçbirisini göremiyoruz. Fakat "Buradan bir an evvel işte, seçimler de geldi, 17-25 Aralık operasyonun depremleri, artçı depremler hâlâ devam ediyor, bunlardan nasıl kotarırız?" kaygısı var birincisi.
İkincisi: "Hazır elimiz değmişken diğer birtakım çıkara ilişkin düzenlemeleri de yapalım." anlayışı var. Yani eskiden devleti için, ülkesi, milleti için evlatlarını feda eden devlet adamları vardı ama artık günümüzde evlatları için Türkiye Cumhuriyeti'ni, Anayasa'yı, kanunları, millî ve manevi değerleri feda eden, pire için yorgan yakan devlet yöneticileri var. Bu düzenlemelerin pek çoğu da maalesef bunların bir tezahürü.
Şimdi, 2'nci madde ek ders ücretleri vesaire artırılmasına ilişkin. Lafzıyla baktığınızda itiraz elbette mümkün değil fakat amaç ve niyete baktığımızda, sadece kendince düşman gördüğü ve kendi birtakım siyasi kapışmaya, siyasi kavgaya dönüştürülen cemaatle husumetini kanunlara, nizamlara, toplum hayatına, eğitim hayatına yansıtan ve devlet gücünü ve yasama erkindeki etkinliğini istismar eden düzenlemeler söz konusu. Ancak bu yapılan düzenlemeler mevcut eğitim ortamı ve şartları itibarıyla da uygun değil. Dershanelere ihtiyacı ortadan kaldırmış değilsiniz. Sadece kin ve intikam alma duygusuyla hareket ediliyor. Artık ülke ziyaretlerinde bile yurt dışındaki okulları kapatmaya kendilerini hasretmiş bir iktidar var, Cumhurbaşkanı var. Ben iktidarı uyarıyorum, boşu boşuna kendinize okullar filan açmaya kalkıyorsunuz, yarın Somali'de dahi o sizin açtığınız okullarda okuyacak talebe dahi bulamayacaksınız, benden söylemesi. Bir sürü parayı, imkânı, mesaiyi de boşa harcayıp akıntıya kürek çekiyorsunuz.
Şimdi, madem bu 2'nci maddeyi getirdiniz; ücretlerin öğretmen ve yöneticilere yüzde 25 ve yüzde 100 fazlasıyla ödeneceğini öngörüyorsunuz. Daha kapsamlı, daha geniş, daha çözüme yönelik düzenlemeleri de yapalım. Bizim önergemiz de buna önemli ölçüde katkı sağlayan bir önergedir. Biz önergemizle, yine 657 sayılı Kanun'un 89'uncu maddesine göre kendisine ders görevi verilenlere, saat başına gündüz için 280 ve örgün yaygın eğitim kurumlarında yarıyıl ve yaz tatillerinde, cumartesi pazar günleri ile saat 18.00'den sonra başlayan faaliyetler için 300 gösterge rakamının aylık katsayıyla çarpımından oluşan miktar üzerinden ek ders ücreti ödenmesini öngörüyoruz. Yine, bu yüzde 25 ve yüzde 100 fazla ödenmesi hükümlerini de koyarak ilave ediyoruz, diyoruz ki: Millî Eğitim Bakanlığına bağlı kurumlarda öğretmenlerin aldığı ek ders ücretlerinden gelir vergisi kesintisi yapılmaz. Hadi buyurun bunu kabul edelim.
Ayrıca, öğretmenlerin bir talebi daha var; okullarda nöbetçi olarak görevlendirilen öğretmen ve yöneticilere haftalık altı saat ilave ek ders ücreti de ödeyelim. Bu nöbet görevi çok önemli sorumlulukları da beraberinde getiren bir görev.
Ayrıca, yine, bu madde kapsamında ders vermek üzere yükseköğretim kurumlarından görevlendirilen öğretim elemanlarına da yine ek ders ücreti verilmesini öngörüyoruz.
Şimdi, öğretmen ve derslik açığı, okullarımızdaki teknik ve fiziki altyapı imkânlarının yetersizliği, atama bekleyen öğretmenlerin dramı...
Sayın Başkan, Sayın Bilgiç'i uyarır mısınız?
BAŞKAN - Sayın Bilgiç yerine geçiyorlar efendim şimdi. Bir saniye...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Vallahi onun odası da var, uygun yerde, yan tarafta oda da var Sayın Başkan, görüşmelerini orada yapsınlar.
Bu, okullarda yaşanan güvenlik sorunu, özür grubu tayinlerinin yapılmaması, öğretmenlerin ve diğer eğitim çalışanlarının yaşadığı maddi sıkıntılar ve Millî Eğitim çalışanlarının özlük ve sosyal haklarının gün geçtikçe yıpranması, tırpanlanması gibi onlarca mesele şu anda eğitimin en önemli meselelerindendir. Öğretmenlerin az çalıştığını, çok tatil yaptığını iddia ederek öğretmenlerin kamuoyu itibarını zedelemeye çalışıyor Hükûmet ve Millî Eğitim Bakanlığı. Geçmişte bunun çok örneklerini verdi, öğretmenler, eğitimciler âdeta hakarete uğradı. Öğretmenlerin maaşlarına ilişkin kamuoyunu yanıltan yanlış açıklamalar yapıldı ve öğretmenler ile diğer kamu görevlilerini karşı karşıya getirecek söylemleri bizzat Hükûmetin bakanları, başbakanları, AKP Grubunun grup başkan vekilleri dile getirdiler.
2014 Aralık ayı itibarıyla açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 2.027 liradır, KAMU-SEN'in araştırması. Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı 1.567 liradır. Bu rakamları tekrar tekrar hatırlatmakta fayda var. 4 kişilik bir ailenin asgari geçim haddi 4.106 liradır. Aralık 2014 itibarıyla ortalama 2.230 lira ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması maaşının yüzde 42'sini oluşturmaktadır. TÜİK verilerine göre konut gideri ise...
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, biraz sessiz olabilirsek, hatibi dinlemek için...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - ...Aralık 2014 ortalama maaşının yüzde 27'sine denk gelmektedir. Buna göre bir memur ortalama maaşının yüzde 70'ini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kalmaktadır ve diğer ihtiyaçlarına da doğrusu harcayacağı bir kaynak kalmamaktadır.
Kamuda görev yapan 9'uncu derecenin 1'inci kademesindeki bir öğretmen, aylık 2.100 lira, 1'inci derece 4'üncü kademede görev yapan bir öğretmen aylık 2.350 lira ücret almaktadır. Dolayısıyla, Türkiye KAMU-SEN'in bu araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerimiz yoksulluk sınırının oldukça altında maaş almaktadır.
Kendi ailelerinin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak kalmış bir mesleğin mensuplarının, bu ağır ekonomik şartlar altında görevlerini layıkıyla yapmalarını beklemek insaflı bir yaklaşım değildir. Öğretmenlerin katlanan ve derinleşen sorunlarına çözüm bulunmadığı takdirde geleceğin ideallerine de ulaşmak mümkün olmayacaktır. Öğretmenlerimizin katlanan ve derinleşen sorunlarını bir an önce çözerek, en başta da öğretmenlerin layık oldukları ekonomik ve sosyal refah seviyesine ulaştırılması gerekir. Bu kapsamda atılacak adımlardan biri de öğretmenlerimizin ek ders ücretlerinin artırılması ve bunların gelir vergisinden de muaf tutulmasıdır. Bu yapılacak düzenlemeler ne ulufedir ne atıfettir.
Hükûmet ve Millî Eğitim Bakanlığı öğretmenlerin son derece düşük olan ek ders ücretleri üzerinden öğretmenlik mesleğini de itibarsız hâle getirmeye çalışmaktadır. 2 Kasım 2011 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle bazı üst düzey yöneticilerin ek ödemelerinde 750 lira civarında artış yapılırken öğretmenlerin ek ödemelerinde artış yapılmamış ve öğretmenler mağdur edilmiştir.
Ülkemizde her öğretmen ek ders ücreti alamamaktadır. Sınıf öğretmenleri norm kadro fazlası değilse ayda en fazla kırk sekiz saat ek ders ücreti alabilirken; branş öğretmenlerinin çok az bir bölümü ayda en fazla altmış saat ek ders ücreti alabilmektedir. Ayrıca öğretmenler, ek ders ücretlerini sadece eğitim-öğretim döneminde alabilmektedir. Öğretmenlerin hem maaşlarından hem de ek ders ücretlerinden gelir vergisi kesintisi yapılmaktadır.
Buna ilişkin biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak çok değişik vesilelerle çok sayıda kanun tekliflerimiz ve gelen tasarı ve kanun teklifi görüşmelerinde de çok sayıda önergelerimiz vardır. Şimdiki önergemiz de bunlardan birisidir. Eğer Hükûmet iyi niyetli olduğunu, samimi olduğunu düşünüyorsa bu önergeyi kabul ederek bu samimiyetini ve tutarlılığını ortaya koymalıdır.
Teşekkür ediyorum.