| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | (2/2999) esas numaralı Kanun Teklifi'yle ilgili olarak TBMM İç Tüzüğü'nün 26'ncı, 30'uncu, 31'inci, 35'inci ve 36'ncı maddelerine uyulup uyulmaması ve baro başkanlarının Meclise davet edilip edilmemesi hakkında görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 02 .07.2020 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle ben... Hukukta esas olan bir kural var. Bakın, usul esastan önce gelir diye bir ilke var, tüm hukukçu arkadaşlar bilirler bunun ne anlama geldiğini. Şimdi, ben şunu belirtmek istiyorum ki o da şu husus, önemli olan bir husus: Değerli arkadaşlar, bakın, bütün barolar bu düzenlemeye karşı, bütün barolar Ankara'ya yürüyor, bütün barolar şu anda sokakta. Bu mesleğin, bu savunma mesleğinin icrasını yapan bütün avukatların temsilcilerinin bir kısmı şu anda Çankaya Kapısı'nın önünde bekletiliyor. Bakın, yani gerçekten çok büyük ayıp. Biz bu yasama Meclisi olarak bu çalışma içerisine düşmüşüz, bu çalışmayı yapmaya çalışıyoruz fakat esas bu işi yürütecek olanlardan, esas bu savunma makamını temsil edecek olan makamdan bunu kaçırıyoruz. Bu yani akla izana sığabilecek bir durum değil. Biz bunu neden halktan kaçırıyoruz? Neden bu barolardan bu yasama sürecini kaçırıyoruz?
Bakın, arkadaşlarımız biraz önce belirttiler, bu tebligat süresi gerçek anlamda bir hazırlık sürecidir. Siz buradan kaçırdığınız zaman bunu baştan itibaren, usuli hata yaptığınız andan itibaren problemli bir yasama sürecini başlatmış olursunuz. Problemli bir yasama süreci, aynı zamanda esasa girilmesinde de problem yaratacak bir durumdur. Onun için kesinlikle bu süreye öncelikle bir riayet edilmesi gerekiyor. Bu yasanın tarafı olacak olan, bu yasanın savunmasını ya da bu yasaya karşı koyabilecek olan yapıyı da bu ortama dâhil etmemiz gerekiyor.
Bakın, bu İç Tüzük bugünkü toplantı sebebiyle birkaç defa ihlal edildi. Bunlardan bir tanesi nedir? Bu COVID nedeniyle sınırlama getiriliyor, bu yasama sürecini takip etmek isteyecek olan milletvekillerinden de kaçırılıyor bu ortam. Peki, bunun acelesi ne? Ya, bu kadar zorunlu olan bir şey midir? Bir yasa neden yapılır? Bir yasa yapılırken ihtiyaçtan kaynaklı yapılır, bir ihtiyaç olur, halktan doğru bir ihtiyaç tesis edilir ve ondan sonra bir yasa yapma sürecine girilir.
Bakın, bu yasanın tarafları kimler olacak peki? Baro yasasındaki bu değişiklik çocukları etkileyecek, kadınları etkileyecek, çevreyi etkileyecek, ayrımcılığa maruz kalan insanları etkileyecek, kimlik sorunuyla karşı karşıya kalan kitleleri etkileyecek, yoksulu etkileyecek, çalışanı etkileyecek, adalet anlayışı içerisinde olanları etkileyecek ve her şeyden önce bütün bunları dile getirecek ve bütün bunların savunucusu olacak olan avukatları etkileyecek.
Bakın, Ramazan Bey biraz önce diyor ki: "Baro temsil eder." Ya, işinize geldiği zaman temsil ediyor, işinize gelmediği zaman temsil etmiyor. Bu temsiliyeti onun için getiriyorsunuz zaten. Diyorsunuz ki: "Baro temsil edilmiyor Barolar Birliği tarafından." O nedenle binlerce avukatın delege seçme hakkını elinden alıyorsunuz. Şu anda mevcut olan bu yasayı, şu anda bu hâliyle geçirmek istiyorsunuz, işinize geliyor barolar birliği temsilcisinin burada olması ama bu yasanın ruhuna baktığınız zaman, bu yasayla getirmek istediğiniz madde ise bunu tamamen ortadan kaldırıyor. Burada öncelikle bir karar verin bunda. Bakın, bu Meclis gerçekten çok ayıp ediyor, şu anda çok ayıp bir şeyle karşı karşıyayız. Avukatları, avukatların temsilcilerini kapıda bekletiyoruz, böyle bir şey olabilir mi? Neden korkuyoruz, neden çekiniyoruz? COVID'i mi ileri süreceksiniz, salgın hastalığı mı ileri süreceksiniz? Peki, biz niye buradayız? Niye o arkadaşlarımıza, o hak savunucularına 2 tane, 3 tane sandalyeyi verecek yerimiz yok mudur? Ya böyle bir ayıp olabilir mi? Bakın, bizim bu ayıptan kurtarmamız lazım bu ortamı. Her şeyden önce bu misafirlerimizi -misafir olarak demiyorum kesinlikle geri alıyorum bu lafı- hak sahibi olanları bu Meclisin sahibi olan halka buraya açmanız lazım, bunu yapmamız gerekiyor.
İkincisi; bu usuli hata, ciddi bir hatadır, esastan önce gelir ve bunu gidermemiz gerekiyor. Bakın, bu süreç, bu İç Tüzük'ün bu şekilde ihlal edilmesi yarın öbür gün hepimizin önüne çıkabilecek bir husus. Bu nedenle de derhâl ara verilmesi ve her şeyden öncede kapıda bekletilen baro başkanlarını içeri almamız gerekiyor, kimsenin hakkı yoktur bunları engellemeye. Bakın, barolar kendi aralarında anlaşmışlar; İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri, Trabzon, Kocaeli ve Düzce sembolik olarak gelip bu ortamda yer almak istiyorlar. Ya bunları niye engelliyorsunuz? Niye engelleniyor bu arkadaşlarımız, hak savunucuları? Bunun altında kimse kalkamaz.
Teşekkür ediyorum.