KOMİSYON KONUŞMASI

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın Komisyon üyeleri, sayın milletvekillerimiz, yargımızın ve Barolar Birliği'nin değerli temsilcileri, kıymetli bürokratlarımız, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin imza sahiplerinden olarak söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Komisyon görüşmelerinin sağlıklı ve verimli geçmesini temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

28 maddeden oluşan kanun teklifimiz, Avukatlık Kanunu'nda bir kısım değişikliklerin yapılmasını öngörmektedir. Bu değişikliklerin en önemlileri avukat sayısı 5 binden fazla olan illerde 2 bin avukatın imzasıyla yeni bir baro kurulabilmesi, baroların Türkiye Barolar Birliğinde her barodan 3 delege ve 1 baro başkanının yanında her 5 bin avukat için ilaveten 1 delegeyle temsil edilebilmesi, baroların CMK, adli yardım ve bazı kurul ve komisyonlardaki görevlerinin düzenlenmesi, kıyafet özgürlüğü ile meslekte ilk beş yılında olan avukatların baro aidatlarının yarı oranında indirilerek ödenmesine ilişkin düzenlemelerdir. Öngörülen bu değişikliklerin hayırlar getirmesini temenni etmekteyiz.

Avukatların meslek birliği olan barolar, Anayasa'nın 135'inci maddesi gereğince kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarındandır. Barolar, avukatların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlerine uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere, meslek disiplinini ve ahlakını korumak maksadıyla kanunla kurulan kamu tüzel kişilikleridir. 1969 yılında yürürlüğe giren...

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Mesleki faaliyetleri zorlaştırıyorsunuz, milletin ekmeğini kana doğratıyorsunuz.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Müsaade eder misiniz dinleyelim, aynı anda siz konuşuyorsunuz.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Benim ne zaman konuşup konuşmayacağına siz karar veremezsiniz Ravza Hanım.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Ben karar veririm Sayın Köksal, müdahale etmeyelim.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Burada resmen bizim mesleğimiz katlediliyor. Bölücülük yapılıyor resmen.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Sayın Köksal, bakın, ama orada...

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Başkanım, usul denen bir şey var yahu!

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Usul var evet ama usule uymak gerekiyor.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - O zaman her CHP sözcüsü konuştuğunda biz de mi bağıralım?

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - 1969 yılında yürürlüğe giren 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'yla...

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Bir saniye Sayın Bülbül.

Konuşmacı konuşmasını yaparken sürekli müdahale ediliyor. Yani bitirsin, bitirdikten sonra düşüncelerinizi alacağız. Bakın, girişteki usule ilişkin tartışmalar çok faydalı oldu. Bu noktada, baro başkanlarının Komisyona davet edilmesi noktasındaki düşüncelerinizi aktardık ilgili yerlere, Grup Başkan Vekilimiz Sayın Turan da bu noktada girişimlerde bulundu.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkan, arkadaşlarımızın itiraz noktası şu...

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Barolar Birliği Başkanı Sayın Feyzioğlu'nun da bu yönde bir talebi oldu. Yine, Alpay Antmen'in önergeleri var. Bu noktada Meclis Başkanımızla da irtibata geçildi ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde Komisyonumuza gelmek isteyen baro başkanları arasından 3 temsilci gelecek ve Komisyonumuzda bu yönde fikirlerini beyan edecekler.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yetki sizin Başkanım, yetki sizin.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - İzin verirseniz bir ekleme yapmak istiyorum Sayın Başkan.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Sakin olalım arkadaşlar.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkanım...

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Siz oturun, yerinizden de ifade edebilirsiniz.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Hayır hayır, ben sözü kesmek istemiyorum ama itirazların temel nedeni şu: Bilgilendirme yapılırken kamuoyunu yanıltan bilgilendirmeler söz konusu, kamuoyunu yanıltan bilgilendirmeler yapılıyor.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Ama o size göre.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Bir dakika, anlatıyorum onu, örnek vereceğim Başkanım. Sayın Özkan "Almanya'da çoklu baro sistemi vardır." diyor.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Turan Bey...

Sayın Başkan...

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Sayın Aydoğan, siz oturun.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkan, bir saniye...

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Almanya'da her ilde tek baro vardır.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Turan Bey, bir saniye...

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Sayın Aydoğan, oturur musunuz lütfen.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Çoklu baro yok, yok.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Şu ana kadar benim anlattığım her şey baroların yasada yazan özellikleri yahu. Allah aşkına!

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Size bir itiraz yok. Size değil, size değil.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - E ben konuşurken niye konuşuyorlar o zaman.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Size değil, size değil.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Bir müsaade edin yahu.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayın Özkan Almanya konusunda yanılttı.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Yahu anladım da Sayın Özkan'ın konuşması bitti. Lütfen yahu!

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Almanya'da tekli baro sistemi var, her şehirde bir baro var.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Sayın Aydoğan... Sayın Aydoğan...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Yahu ben gayet harcıâlem, bilinen meseleleri konuşuyorum.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Size itiraz yok.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Rica ediyorum o zaman yahu.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Başkanım, bir şey anlayamıyoruz. Kanun teklifi açıklanıyor şu an, onu anlamak istiyoruz Sayın Başkan.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Arkadaşlar, teklif sahibi konuşmasını yaparken...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Karşı fikirlerinizi söyleyin, söz alıp söyleyin, bir müsaade edin yahu.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ama kamuoyunu yanıltmayalım.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Hayır yahu, bu size göre yanıltmadır, herkes...

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Efendim "Almanya'da tekli baro sistemi var." diyor.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Siz düşüncenizi sıranız geldiğinde açıklarsınız.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Düşüncem değil gerçek bir şey bu.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Açıklarsınız.

Sayın Bülbül, devam edebilir miyiz.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, bir şey rica edebilir miyim?

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Sayın Bülbül bitirsin.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkan, şu an benim konuşmam kesildi.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Sayın Bülbül, kusura bakmayın, buyurun.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Yani bu ne kadar uygun bir şey, ne kadar şık bir şey siz takdir edin yani. Rica ediyorum yahu.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Sayın Bülbül, siz devam edin.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Gayet objektif şeylerden bahsetmeye çalışıyorum elimizden geldiği kadarıyla. Lütfen yahu...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Dinlemeyene anlatamazsın ki Sayın Başkan.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - 1969 yılında yürürlüğe giren 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'yla baroların kuruluşu, amacı, organları, bu organların seçimi, faaliyetleri düzenlenmiştir. Avukatlık Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 1969 yılından bugüne elli bir yıl geçmiştir. Geçen bu elli bir yıl belki de tarihsel olarak insanlığın ve dünyanın en hızlı ve en yoğun şekilde değişime uğradığı bir dönem olmuştur. Bu süreç içerisinde avukatlık mesleğine yönelenlerin sayısında ciddi bir artış meydana gelmiştir. Özellikle 2000'li yıllarla birlikte hukuk fakültelerinin sayısında meydana gelen artışın da bu hususta etkisi büyük olmuştur. Avukat sayısındaki bu artış, Türkiye genelinde daha çok 3 büyükşehrimiz olan İstanbul, Ankara ve İzmir'de yoğunlaşmıştır. Bugünkü rakamlarla değerlendirdiğimizde 31/12/2019 tarihi itibarıyla toplam avukat sayımız 127.691'e ulaşmıştır. Aynı tarih itibarıyla İstanbul Barosuna kayıtlı 46.052 avukat, Ankara Barosuna kayıtlı 17.598 avukat, İzmir Barosuna kayıtlı 9.612 avukat bulunmaktadır. Artan avukat sayısı, mesleki dayanışmanın, iş birliğinin ve mesleki disiplini sağlamanın, staj eğitimlerinin asgari düzeyde dahi yapılmasının son derece zor olduğu bir düzene sebep olmuş bu da baroların özellikle bu şehirlerde etkinliğini, verimliliğini tartışmalı hâle getirmiştir.

Avukatların baro seçimlerine katılım oranlarına bakıldığında, son derece düşük olan ve demokratik olarak son derece sorunlu olan oranlarla katılımın gerçekleştiği görülecektir. Örneğin, İstanbul'da yapılan son baro seçiminde 41.462 oy verebilecek avukattan 26.294'ü oy kullanmıştır, yani, 15.168 avukat baro seçimlerinde oy verme ve seçme hakkını kullanmamışlardır. Bu rakam, oransal olarak yaklaşık yüzde 40'a tekabül etmektedir. Eğer bir seçimde seçmen durumunda olanların yüzde 40'ı oy vermekten vazgeçmişse burada demokrasi adına ve baroların temsiliyeti adına büyük bir problem var demektir. Bugün demokrasi ve özgürlük adına söz söyleyenlerin bir gün olsun bu rakamlardan ve katılım oranlarının düşüklüğünden şikâyetçi olduğunu ne yazık ki duyamadık. Avukatların yüzde 40'ının oy vermediği, sandığa gitmediği bir baro başkanının ve yönetiminin bununla birlikte blok hâlde, örneğin İstanbul'dan seçilen 137 Barolar Birliği delegesinin meşruiyeti tartışmalıdır diyen ne yazık ki bugüne kadar olmamıştır. Sizlere daha vahim bir durumdan bahsedeceğim: Bir seçimde kazanan başkan ve yönetim, oy veren 26.294 avukatın 8,77'sinin oyuyla seçilerek kendi listesinin dışında bir avukatın dahi listeye giremediği blok listeyle 46 bin avukatın olduğu baroda 8 bin avukatın oyuyla tahakküm etme imkânına kavuşmuştur. Türkiye'deki demokrasi havarilerinin azınlık iradesinin çoğunluğa tahakküm etmesine çıt ses çıkarmamış olması bugün yükselttikleri sesin, ortaya koydukları tavırların ve "Demokrasi elden gidiyor." naralarının samimiyetini şüpheli hâle getirmektedir.

Kanun teklifimize bakıldığında, değişiklik düşünülen baroların 5 binin üzerinde avukatı olan bu barolar olduğu görülecektir. Yoksa gayet demokratik bir şekilde çoğunluklu tek liste üzerinden seçimlerin yapıldığı Anadolu baroları bu değişikliğin konusu olmadığı gibi Anadolu baroları Barolar Birliğindeki temsil imkânları açısından daha fazla dikkate alınabilir ve sözü daha fazla dinlenilebilir bir zemine kavuşacaklardır. Çoklu baro değişikliği işte böyle bir ortamda ihtiyaç duyulan ve baroların temsiliyetini artıracak olan, verilen hizmetleri etkili ve verimli kılacak olan, meslektaşları arasında iletişim ve koordinasyon imkânlarını artırabilecek olan ve mesleğe başlangıçta staj eğitimi gibi meselelerde daha nitelikli ve daha kaliteli hizmet sunabilecek olan bir baro düzenine sebep olacaktır. Çoklu baro bugünkü rakamlarla sadece 3 büyükşehirde söz konusu olabilecek ve 2 bin avukatın imzasıyla ancak kurulabilecektir. Bu rakam küçümsenecek bir rakam olmayıp böyle bir birlikteliğin oluşabilmesi salt siyasi, etnik, mezhepsel duygular esas alınarak temin edilemeyecektir. Kaldı ki barolara üyelik şartlarını taşıyan bir avukatın bahsettiğim nedenler gibi nedenlerle üyeliğe kabul edilmemesi mümkün değildir yani üyelik koşullarını taşıyan bir avukat başvurduğu baro tarafından kabul edilmek zorundadır. Bu durum baroların marjinal, siyasi, etnik veyahut da mezhepsel bir zeminde oluşabilmesine engel teşkil edecektir. Malum olduğu üzere bütün barolar Anayasa, yasa ve ilgili yönetmeliklere uygun hareket etmek mecburiyetindedir. Yani hiçbir baro kendi hukukunu oluşturma, bunu uygulama imkânına sahip değildir ve olamayacaklardır.

Türkiye Barolar Birliğinde baroların temsili meselesinde de son derece önemli ve yararlı bir değişiklik yapılmaktadır. Buna göre mevcut düzenlemede 100 üyeye kadar olan barolardan 2 delege, 1 başkan Barolar Birliği delegesi olabilirken; 100'ün üzerinde avukat bulunan barolarda 2 delegeye ek olarak her 300 üyeye 1 delegenin daha eklenmesi öngörülmüştü. Değişiklik teklifindeyse her barodan 3 delege 1 başkan Barolar Birliği delegesi olacakken 5 binden çok üyesi olan barolar da her 5 binde 1 delege daha ilave edilebilmektedir. Bu değişikliğe yönelik olarak şiddetli itirazlar olsa da bunların haklı ve yerinde itirazlar olmadığını düşünmekteyiz.

Bakınız, Avukatlık Kanunu 1969 yılında yürürlüğe girdiğinde Türkiye'de 10 bin kadar avukat, 52 de baro bulunmaktaydı. Kanun çıktıktan sonra oluşan ilk Barolar Birliği delegasyonunda -dikkat edelim- İstanbul'un 13, Ankara'nın 5, İzmir'in de 3 delegesi olmuştu. Yani bu 3 büyükşehir delegelerinin Barolar Birliği delegasyonuna oranı... Toplam delegasyon sayısı da 122'dir 1969'da.

MURAT BAKAN (İzmir) - Nüfus ne 1969'da?

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Nüfus değil, avukatların sayısı ve baroların sayısını dile getiriyorum, Barolar Birliğindeki delegasyonu anlatıyorum, nüfusla ne alakası var bunun?

MURAT BAKAN (İzmir) - Ama avukat sayısı arttı o illerde.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Hangi illerde?

MURAT BAKAN (İzmir) - İstanbul, Ankara ve İzmir'de.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Ankara, İstanbul, İzmir Türkiye Cumhuriyeti devletinin değil, Osmanlı İmparatorluğunun... Ankara yeni bir şehirdir ama İstanbul ve İzmir tarih boyu bizim en büyük şehirlerimizdir. Onun yerine Bayburt'ta daha fazla değildi o dönemlerde de. Bakın sayılarına, ben iddia ediyorum, bugünkü orandan daha yüksek orandaydı Türkiye'deki avukatların sayısının oranı. Bunu iddia ediyorum, sayılar üzerinden konuşuruz. Elinizde rakamlar olursa aksini ortaya koyabilirsiniz.

Şimdi, bu 122 toplam delegenin, 1969'dan sonra oluşan 122 toplam delegenin bu 3 büyükşehrin delegesi ancak 21'ine sahip, bu demin saydığım dağılım içerisinde. Yani İstanbul 13, Ankara 5, İzmir de 3 delegeye sahip. Bunun dışında da diğer bütün Anadolu barolarındaki delegasyon o kanun hükmü gereğince 100'den aşağı üyeye sahipse 2'dir. Yani İzmir ili, İzmir büyükşehri, o dönem itibarıyla da İzmir vilayeti 3 delegeyle yani onlardan 1 fazla delegeyle temsil edilmektedir. Burada oransal bir değerlendirme yaptığımızda, Barolar Birliği delegasyonunun yani 122 delegenin bu 3 büyükşehrin toplamı ancak ve ancak yüzde 17'sini temsil etmektedir. Yani bu 3 büyükşehir dışında Anadolu barolarının Barolar Birliğinde yüzde 83 oranında bir güce sahip olduğunu görüyoruz o tarih itibarıyla.

MURAT BAKAN (İzmir) - Nüfus fazlaydı o dönemde.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Ya, Allah Allah!

MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) - Rakam varsa elinizde konuşun.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Ya, çıkın, neyse söyleyin.

MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) - Rakam varsa konuşun.

MURAT BAKAN (İzmir) - Avukat sayısı 3 kat...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Bakın, arkadaşlar, bugün ise İstanbul, Ankara, İzmir'in toplam delege sayısı 477'nin içerisinde 218'dir, sadece İstanbul 137 delegeye sahiptir. 80 baro başkanı ve eski Barolar Birliği Başkanı olan doğal delegeler düştükten sonra Türkiye çapında seçilmiş olan Barolar Birliği delege sayısı 477'dir. Ben burada aldatmaca bir rakam kullanmıyorum, normalde 557 ama doğal delegeler düştükten sonra 477'dir. Bu 477'nin içerisinde seçilmiş olan, bu 3 büyükşehirden seçilmiş olan 218 delegenin oransal değeri yüzde 45'tir. Yani 3 büyükşehir dışında geri kalan Anadolu barolarının Barolar Birliğinde temsil gücü ve imkânı yüzde 55 seviyesindedir.

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Milletvekilliği gibi işte.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Bir de, kanunun çıktığı dönemde Türkiye çapında 52 baro varken bugün 80 baro olduğu düşünüldüğünde, Anadolu barolarının temsil gücünün artması gerekirken -80'e çıkıyor ya- temsil oranın elli yıl içerisinde yüzde 83'ten yüzde 55'e gerilediğini görmekteyiz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Milletvekilliği de aynı.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Bunun Barolar Birliğinde oldukça antidemokratik bir ortama sebebiyet verdiğini hepimiz görmekteyiz. Yani 46 bin kayıtlı avukatın yüzde 17,3'ünün oyunu alan yani 8 bin avukatın oyuyla blok listeyle seçilen İstanbul Barosu, aldığı yetkinin, sadece, oyunu almadığı yüzde 83 yani 38 bin İstanbullu avukata hükmetmekle kalmıyor, Türkiye Barolar Birliğinde de 137 delegeyle, Ankara ve İzmir delegeleriyle birleştiği takdirde yüzde 45'e hükmetme imkânına sahip oluyor.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bugün de aynı şeyi yapıyor. Allah Allah!

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Bu durum buralarda iktidar olanlar açısından tabii ki vazgeçilmezdir ancak haklı değildir, insaflı değildir, demokratik hiç değildir.

MURAT BAKAN (İzmir) - 95 İstanbul Milletvekili var.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Bu anlattıklarımıza bakıp da "Bugünkü durumdaki seçme usulü, bu ağırlık ve bu baskınlık da doğru değil gibi, birtakım değişiklikler yapılabilir, evet." demek de doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü bugüne kadar bu antidemokratik düzene ses çıkarmayıp, göz yumup, hatta bundan memnun olup buna ses çıkarmayanların bugün itirazlarının da samimi bir tarafı bulunmamaktadır kanaatimizce.

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Son beş seçime bakın.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Türkiye Barolar Birliği baroların birliğidir, bunu kanunun yapıldığı 1969 yılındaki temsil oranlarından anlamak mümkündür. 3 büyükşehir o günde büyükşehirdi. Türkiye'nin en kalabalık şehirleriydi. Ticaretin en yoğun olduğu şehirlerdi. Belki oransal olarak Türkiye'de avukat sayısı itibarıyla bu 3 büyükşehirdeki avukatlar bugünkü oranlara göre daha da baskın durumda olabilirlerdi. Ancak kanunla buralara yüzde 50'ye yakın temsil gücü verilmemişti o tarihte. Temsil güçleri yüzde 20 bile değildi. Öyleyse Barolar Birliğinde bugün meydana gelmiş olan tablo bu kanunun yapıldığı dönemdeki kanun koyucunun muradına ve gayesine uygun olmayan bir tablodur. Bugün bizim yapmaya çalıştığımız, kanunun yapılış gayesine uygun bir çözüme kavuşmaktır. Bizler görüşülmekte olan bu kanun düzenlemesinin baroları daha demokratik zemine taşıyacağını ifade ettiğimiz üzere, mesleki ve demokratik olarak himaye edilemeyecek olan özellikle 3 büyükşehir barosundaki durumu daha elverişli ve mesleğe daha fazla hizmet eden hâle getireceğine inanıyoruz, bu düşüncelerle kanunun Türkiye'ye ve kamu niteliğinde meslek kuruluşu olarak barolarımıza hayırlar getireceğine, meslektaşlarımıza hayırlar getireceğine inancımız tamdır. Bu kanunun arkasında yüzde yüz iradeyle durmaktayız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.